Kripto para borsası Koineks, geçtiğimiz Mart ayında ABD’den aldığı FinCen MSB lisansıyla Thodex adı altında global pazara açıldı. Thodex’in CEO koltuğunda oturan, yazılım ve e-ticaret alanında 5 yılı aşkın süredir projelere imza atan Faruk Fatih Özer de global pazara açılma sürecini anlattı. Kurmuş olduğu kripto para alım satım platformunu en güncel teknolojiyi kullanarak iyileştirdiğine dikkat çeken şirketin kurucusu olan Özer, yerli bir markayı global bir marka haline getirme kararının nasıl ortaya çıktığını ise şöyle anlatıyor: “Ben Y kuşağından bir yönetici olarak teknoloji ve onun hayatımıza getirdiği tüm güzelliklerle çok erken yaşta tanıştım ve öğrenciliğimden iş hayatıma kadar hayatımın her anında teknolojiden yararlandım. Erken yaşta iş hayatına atıldım ve aile şirketinde bir süre çalıştıktan sonra e-ticaret ve yazılım alanında farklı projelere imza attım.

“YAPTIĞIMIZ İŞ SADECE TÜRKİYE’YE DEĞİL DÜNYAYA HİTAP EDİYOR”

Yazılım sektörünü göz önünde bulundurduğumuzda hiçbir zaman bunun sadece yerel bir ekosisteme ait olduğunu düşünemeyiz. Bu sektörde bir iş yapıyorsanız doğası gereği şirketinizin aynı zamanda global olması gerektiğini kabul etmeniz gerekir. Ben de en başından beri bu fikirle yola çıktım ve gerekli şartları ve lisansları tamamladığımız an yerelden çıkıp global şirkete dönüştük. Çünkü yaptığımız işin sadece Türkiye’deki kullanıcılara değil, dünyanın dört bir yanında yaşayan kişilere hitap ettiğini en başından beri biliyorduk.”

Startup kültürünü ve her an öğrenmenin esas alındığı felsefesini içerisinde barındırarak global bir kurumsal şirketin yöneticisi olma hedefiyle yola çıktığına dikkat çeken Özer bu yolda güçlü bir ekiple çalıştığına vurgu yaptı. Özer, “En başından beri hedefim global pazara açılmak olduğundan bu yolda bizimle çalışan herkesin de farklı düşünerek her an kendini geliştiren kişilerden oluşması gerektiğine dikkat ettim. Uzun çalışmalar sonucunda hem Türkiye’deki ekibimiz hem de Amerika’daki danışmanlarımız aracılığıyla tüm yasal gereklilikleri yerine getirerek lisansımızı aldık” dedi.

GLOBAL VE YEREL MARKALAR ARASINDAKİ FARKLAR

Global bir marka ile sadece yerelde hizmet veren bir markanın farklılıklarına da vurgu yapan Özer, “Markanız ister 20 isterseniz de 2 milyon kişiye hitap etse de her bir kullanıcıya önem vermek ve onların geri bildirimleri doğrultusunda yenilikler yapmak bir yöneticinin en önemli görevlerindendir. Globale açıldığımızda da en çok dikkat ettiğimiz şey tüm kullanıcılarımızın hizmetlerimizden en iyi şekilde yararlanabilmesi oldu. Tabii globalleşmek demek farklı coğrafyalar, yeni kullanıcıların alışkanlıkları ve gittikçe artan üye sayısı da demek. Bu da haliyle işi yereldekinden daha zor hale getiriyor ve meydan okunacak pek çok yeni başlık ortaya çıkıyor. Tabii biz bu sürece kendimizi hazırlamıştık. Tüm bölgeleri ve potansiyel yeni kullanıcılarımızın alışkanlıklarını öncesinden inceleyerek tüm dönüşüm aşamasını buna göre tasarladık. Bu sayede önümüze çıkabilecek her bir aksiliğe karşı daima bir B planımız da oldu” şeklinde konuştu.