Futbolculuktan oyunculuğa uzanan bir başarı hikayeniz var. 8 yıl Vefaspor da oynadıktan sonra sizi oyuncu olmaya iten unsur neydi?

Futbola başladığım yer Vefaspor.. 8 yıl burada oynadıktan sonra Beşiktaş paf takımına transfer oldum. 1 sene Beşiktaş paf takımında oynadıktan sonra Kıbrıs’a gittim. Kıbrıs’ta Yakın Doğu Üniversitesi’nde hem okul hayatıma hem de futbola devam ettim. 5 sene sonra Türkiye’ye geldiğimde takım bulmakta zorlandım çünkü Kıbrıs tanınmayan bir yer olduğu için TFF de kayıt altına alınmadım ve 5 sene boşta gözüktüm. Sonrasında Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde eğitim alarak sektöre yavaş yavaş adım atmaya başladım.

Futbolculuk siz de hayal kırıklığı olarak mı kaldı?

Hayal kırıklığı demeyelim de çok daha iyi şeyler yapabilirdim.

İki meslek de çok popüler meslekler. Kendinizi daha iyi hissettiğiniz, kendiniz gibi olduğunuzu gördüğünüz meslek dalı hangisiydi?

İki meslek de birbirine hem çok yakın hem de değil. Her oyuncu aynı zamanda popüler olamıyor, ama oyunculuk kendini içine çekebilen ve vazgeçemeyeceğin kadar güçlü bir duygu. Kendimi daha iyi hissettiğim bir yer varsa o da kameranın önünde olmak.

Oyunculuk serüveni nasıl başladı?

Vefaspor’da futbola başladığımda kulübümüze Kemal Sunal, Uğur Dündar, Müjdat Gezen gelmişti. Onları görünce çok etkilendim. İçimde zaten oyuncu olmayı isteyen, bir kıvılcım bekleyen Erdal varmış. Bu vesileyle onunla tanıştım. Zamanla bu yolda ben de varım dedim.

Ben oyuncu olmayı seviyorum u dedirten bir an var mı?

Tek bir an diyemem. İçimde oyuncu olmayı tarif edecek bir duygu yok. Oyunculuk benim içimdeki bütün duyguların birleşimi diyebilirim. Her anını yaşamayı seviyorum. Zorluğu bile ders veriyor insana. Burası cefasını çekmeden sefasını süremeyeceğimiz bir yer

Genelde aksiyon işlerinde oynadığınızı görüyorum. Bu karakterinize yapışmış bir etiket mi?

Sanırım görüntü itibariyle hep bu işlerden teklif geliyor. Aslında daha farklı karakterlere hayat vermeyi çok istiyorum, ama Türkiye’de etiket diye bir gerçek var. Bir kere seni o karakterin içine yerleştirdiler mi hep orada görmek istiyorlar.

Erdal Hanedar’ı anlatacak bir kelime var mı?

Yengeç burcuyum. Bütün özelliklerini tamı tamına yaşıyorum. Fazlasıyla duygusal biriyim. Çoğu zaman bu özelliğim tarafından yakınıyorum.

Sizce oyunculuk yetenekle mi yoksa eğitimle mi var olan bir şey?

Hayatımız boyunca okumaktan yazmaya her şey için eğitim alıyoruz. Tabi ki oyunculuk için de eğitim almak gerekiyor. İçindeki yeteneği ortaya çıkaracak şey, eğitimdir. Yetenek ve doğru yönlendirme ile oyunculuk adına bir adım atmış olursunuz.

Şu ana kadar hala kalbinizde kırıntısı kalmış bir rol var mı?

Hayır, ama oynamayı hayal ettiğim, derinlerde beslediğim bir karakter var.

Sanat herkesi birleştiren ortak bir payda… Sizin burada kendinize biçtiğiniz aktif rol nedir?

Her şeyden önemlisi sanatın içinde var olmak, ama net bir şey söylemem gerekirse; hayatımın sonuna kadar bu sektörde önce kendime sonra etrafıma faydalı olabilecek yeterli güce sahip olmak. Bu yolda yeni olanlara faydalı bilgiler aktarmak.

Şuan yen bir projenin içerisindesiniz. Yeni projelerinizden bahseder misiniz?

Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizisinde “Kazım” karakterine hayat veriyorum. Film olarak da bu yaz Cemal Hünal, Hande Subaşı ve Bahar Şahin’in başrolünde olduğu “Zevcat” filminde bir araya geldik.

Yeni bir set ortamı, yeni bir proje nasıl bir heyecan içerisindesiniz?

Yeni insanlar tanımak çok güzel. Kendimi çok mutlu hissediyorum. Bu proje vesilesiyle genç arkadaşlar kazandım. Hepsi birbirinden değerli, gelecek vaat eden gençler.

Hayalinizde kurduğunuz oyunculukla, şuan yaptığınız oyunculuk aynı mı yoksa hala hayalindeki oyunculuğa ulaşmaya çalışan bir Erdal Hanedar mı var?

Oyunculuk ucu bucağı olmayan bir meslek, ama yolun başındaki Erdal ile şu anki ben arasında çok büyük farklar var. Hayallerim hep güncelleniyor.

Daha önce kimseyle paylaşmadığınız, ama yakın zamanda yapmak istediğiniz bir hayalinizi söyler misiniz?

BKM’nin sahibi Necati Akpınar’la geçen hafta bir görüşme yaptık. Kısa zaman içerisinde bir komedi filmine başlayacağız.