ANKARA (DHA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-ABD ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini söyleyerek, "Amacımız bu zor dönemi her iki ülke için de en makul, kabul edilebilir ve sürdürülebilir şekilde yöneterek geride bırakmaktır. Esasen gerek bölgemizdeki, gerekse dünyadaki gelişmeler Türkiye ile Amerika'nın çok daha yakın ve birbirlerini destekleyici ilişkiler içinde olmasını gerektiriyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında, iç ve dış siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni yasama yılında gerçekleştirilen TBMM çalışmalarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bütün bakanların ve bakanlık bürokratlarının bütçe görüşmelerinde Meclis'te olacağını belirtti. AK Partili milletvekillerine seçim bölgelerini ihmal etmemeleri yönünde uyarıda bulunan Erdoğan, "Beklentimi tekrar ederek söylüyorum, bundan böyle kesinlikle her milletvekilimiz kendi seçim bölgesini ihmal etmemeli. Bölgesinin tüm ilçelerine, mahalle veya köylerine kadar gidip, oralardaki vatandaşlarımızın hal ve hatırını soracak, muhtarlarla görüşmelerini yapacak ve ondan sonra da bize ulaşması gerekenleri bize ulaştıracak" dedi.

'SORUN ALANLARININ PEK ÇOĞU KÜÇÜK PÜRÜZLERDEN İBARET'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'ye yaptığı çalışma ziyaretini hatırlatarak, ABD Başkanı Donald Trump ile kapsamlı ve heyetler arası verimli toplantılar yaptığını kaydetti. Türkiye - ABD ilişkilerinin zor bir dönemden geçtiğini söyleyen Erdoğan, "Amacımız bu zor dönemi her iki ülke için de en makul, kabul edilebilir ve sürdürülebilir şekilde yöneterek geride bırakmaktır. Esasen gerek bölgemizdeki, gerekse dünyadaki gelişmeler Türkiye ile Amerika'nın çok daha yakın ve birbirlerini destekleyici ilişkiler içinde olmasını gerektiriyor. Aramızdaki sorun alanlarının pek çoğu küçük pürüzlerden ibarettir. Bu sıkıntılar Amerika'daki ülkemize karşı çevrelerin köpürtmesiyle suni olarak yürütülmüş ve ilişkilerimize zarar verecek boyuta taşınmıştır. İki ülke arasındaki ilişkileri bozmaya yönelik çabaların gerçek mahiyetini en iyi gören de Sayın Trump'tır. Bunun için sistemin ve siyasetin tüm baskılarına rağmen Türkiye-Amerika ilişkilerinin belirli bir seviyenin altına düşmemesi konusunda inisiyatif kullanmaktadır. Biz de aynı anlayışla yüzümüzü geleceğe çevirerek, kronik sorunları derinleştirmek yerine işbirliği yapabileceğimiz alanlara odaklanıyoruz" dedi.

'S-400 KONUSUNDA ÇÖZÜM YOLLARI ARANMASINDA MUTABIK KALDIK'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile yaptıkları görüşmelerde birçok meseleye kökten çözüm getiremediklerini ancak bu meselelerin, iki ülke ilişkilerini esir almasına da izin vermediğini tüm dünyaya gösterdiklerini söyleyerek, "İlişkilerin düzelmesi için kısa sürede katedilecek çok mesafe bulunuyor. Önümüzdeki dönemde bununla ilgili gerekli adımları atacağız. Sorunların kilit noktası haline dönüştürülen S-400 meselesinde görevlendirdiğimiz arkadaşlarımız vasıtasıyla çözüm yolları aranmasında da mutabık kaldık. Sayın Trump'a, Türkiye'nin S-400 alma noktasına nasıl geldiğini bir kez daha ifade ettim. Zaten kendisi de bu konuda bize hak veriyor. Ülkemizin bu savunma sisteminden vazgeçmesinin söz konusu olamayacağını, çözümün bu gerçek ışığında bulunması gerektiğini söyledim. NATO'nun kendi savunma konsepti açısından herhangi bir mani teşkil etmediğini açıkladığı S-400 konusunda kopartılan fırtınanın başka amaçlara matuf olduğunu da tekrar anlattık" diye konuştu.

'DEAŞ'LILARI SERBEST BIRAKTILAR'

Suriye meselesinin ABD ziyaretinin en önemli başlıklarından biri olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye'de bin 200'ü aşkın, Suriye'de 310'un üzerinde, geri gönderme merkezlerinde de bine yakın DEAŞ'lının bulunduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bağdadi'nin eşi, kız kardeşi ve diğer aile fertlerinden oluşan çok sayıda kişi yakalanmıştır. Şu anda bunlar elimizde. Bu kişilerden çok değerli istihbari bilgiler elde edildi. Buna karşılık PKK-YPG, Suriye'deki kamplarda bulunan binlerce DEAŞ'lıyı şantaj malzemesi olarak kullanarak, serbest bıraktı. Kim bunlar hani ortaklar vardı ya, YPG-PYD. Ortak davranıyorlardı ya, işte bunlar şimdi o DEAŞ’lıları serbest bıraktılar. Amerikalı muhataplarımıza bunları da anlattık. DEAŞ'lılara karşı sahada bir başka terör örgütüne ihtiyaçları olmadığını, Türkiye’nin bu mücadeleyi yürütecek imkana ve kararlılığa sahip olduğun söyledik, söylüyoruz."

'SALDIRILARIN TAMAMININ MÜSEBBİBİ PKK-YPG TERÖR ÖRGÜTÜDÜR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Barış Pınarı Harekat alanında 600'den fazla meskun mahalin ele geçirildiğini, 1200'e yakın teröristin etkisiz hale getirildiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Hem Amerika'nın hem de Rusya'nın vardığımız mutabakatlara uygun şekilde belirlediğimiz bölgeleri teröristlerden tamamen arındıramadığı açıkça ortadadır. Harekat alanı sınırları dışından güvenlik güçlerimize ve Suriye Milli Ordu mensuplarına yönelik neredeyse her gün saldırı düzenleniyor. Bunun yanında kontrol altındaki bölgelerdeki sivillere yönelik bombalı eylemler gerçekleştiriliyor. Saldırıların tamamının müsebbibi PKK-YPG terör örgütüdür. Türkiye’nin yürüttüğü harekata şiddetle karşı çıkıp, bizi akıl mantık dışı ithamlar yöneltenlerin hiçbiri bu insanlık dışı saldırılara ses çıkarmıyor. Terör örgütünün mevzi haline getirdiği okul, cami, hastane, kilise gibi yerleri görüntüleriyle dünya kamuoyunun dikkatine getirmemize rağmen kimse dönüp de bunlara bakmıyor. Çünkü mesele ne Türkiye'nin yaptıkları veya yapmadıklarıdır, ne de terör örgütünün gerçekte nasıl bir eli kanlı katiller sürüsü olduğudur. İşte bakıyorsunuz, ne diyorlar? Mazlum Kobani... Ne Mazlum Kobani'si? Böyle birisi yok, bu biliyorsunuz Ferhat Abdi. Bu adam bizim ülkemizde yüzlerce insanın öldürülmesinin başını çekmiş olan bir katildir, bir terör örgütünün başıdır. Bunu biz defaatle Amerika tarafında da anlattık, Rusya tarafına da anlattık. Bütün bunlara rağmen en sonunda Amerika'da Sayın Trump'a, senatörlere video kaydından da bunları kendilerine anlattım. Görüntülü olarak bunları orada da kendilerine gösterdim. Tabii bu onları ciddi mana da etkiledi. Bunu anlatmaya devam edeceğiz. Dünyanın dört bir yanında, bizim Kürtlere karşı olduğumuzu anlatıyorlar. Parlamentodaki HDP gibi, arkasında PKK terör örgütünün olduğu HDP gibi. Biz de dedik ki , 'Biz Kürt kardeşlerimize değil, terör örgütü olan PKK’ya, YPG’ye, PYD’ye karşıyız. Sizin bu ifadeleriniz Kürt kardeşlerimize saygısızlıktır. Lütfen bunu yapmayın."

'CHP TERÖRİSTLERE 'TERÖRİST' DİYEMİYOR'

Suriye Milli Ordusu (SMO) mensubu yaklaşık 150 kişinin Barış Pınarı Harekatı'nda hayatını kaybettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SMO'yu terör örgütü olarak tanımladığını belirtti. Erdoğan, "SMO orada niye var? SMO orada bizim ülkemizi taciz eden, bizim ülkemize saldırıda bulunanlara karşı hem kendi topraklarını savunan hem de Mehmetçiğimizle beraber bu mücadeleyi sürdüren oradaki yiğitlerdir, mücahitlerdir. Ama ne yazık ki bu CHP teröristlere 'terörist' diyemiyor. Hiç bunların PKK'ya, HDP’ye, PYD’ye, YPG’ye, terörist dediğini duydunuz mu? Niye, ortaklar ya, beraber yürüyorlar ya. Daha çok beraber yürüyecekler. Ama benim milletim teröre omuz verenlere gereken dersi inşallah 2023'te, 2024'te verecek" açıklamasında bulundu.

'HAİNLERİN PEŞİNDE OLACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD ziyaretinde FETÖ elabaşı Fethullah Gülen ve mensuplarıyla ilgili taleplerini bir kez daha tekrarladıklarını belirterek, "Bu konudaki kararlılığımızdan en küçük bir taviz vermiyoruz, vermeyeceğiz. Ülkemize ve milletimize yapılan ihanetin hesabını sormak için son nefeslerine kadar bu hainlerin peşinde olacağız" dedi.

'CHP GENEL BAŞKANI YALANLARINI TEKRARLAMAKTA ISRAR EDİYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun Sakarya'daki tank palet fabrikasına ilişkin eleştirilerine karşı, bu konuun defalarca izah edildiğini söyleyerek, şöyle konuştu:

"Bu adamın nasıl bir yalancı olduğunu, hakikatleri nasıl saptırmaya çalıştığını bir kez daha anlatıyorum. Fabrikanın mülkiyetinin devlette olduğu, sadece işletme hakkının belli bir süreyle Katar ve Türk işbirliğinde oluşan BMC'ye devredildiği, yapılacak yatırımlarla fabrikanın daha etkin ve verimli şekilde çalışacağı tekrar, tekrar anlatıldı. Bu süreçle 50 milyon dolarlık yeni bir yatırımla da buranın çok daha işlevsel hale gelebileceği, bu anlama kayıtları içinde var. CHP Genel Başkanı hala fabrikanın Katar ordusuna satıldığına vardırdığı yalanlarını, tekrarlamakta ısrar ediyor. Yalanın sonu yok ki. Ama yalancının mumu da yatsıya kadar yanar. MYK'da arkadaşlarıma şu talimatı verdim, Bu konuyu Sayın Genel Başkan'a ilkokul bile değil, tıpkı bir anaokulu öğrencisine anlatır gibi tane tane yeniden izah edeceğiz. Ta ki anlayana kadar, bu izahı sürdüreceğiz. Hatta, görüntülü olarak."

'İŞSİZLİK RAKAMLARIMIZ YÜKSEK ÇIKIYOR'

"İş, iş denilerek istihdam artmıyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, istihdamı artırmanın yolunun ülkeyi büyütmekten geçtiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Bunun için yatırımı, üretimi, ihracatı, turizmi artırmanın mücadelesini veriyoruz. AK Parti döneminde istihdamın yaklaşık 9 milyon kişi artmasına rağmen işsizlik oranımız yüzde 14 gibi yüksek bir seviyededir. Bu yüksek işsizlik oranının geçtiğimiz yıl yaşadığımız ekonomik saldırının yol açtığı sıkıntıların ötesinde sebepleri var. Eskiden ülkemizde çalışma çağına gelen nüfusun bir kısmı iş aramadığı veya aile işinde çalıştığı için istihdam istatistiklerine girmiyordu. Şimdi eğitim düzeyini yükselmiş olmasının etkisiyle çalışma çağına gelen hemen her kadın ve erkek vatandaşımız iş arıyor. 2002 yılına göre 2018’e kadar olan dönemde iş gücüne katılma oranında 3,6 puanlık bir artış yaşandı. Bu oran kadınlarda 6,3 puanı buluyor. Toplam istihdam oranındaki artış 3 puanı bulmasına rağmen, iş gücüne katılımdaki bu yükseliş sebebiyle işsizlik rakamlarımız nispeten yüksek çıkıyor. Bunun sebebi bizim istihdam oluşturamamış olmamız değil, mesele iş gücüne katılım oranının eskisine göre fevkalade yükselmiş olmasıdır."