Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Bugün eğer anketlere göre Çözüm Süreci'nin arkasında yüzde 68 halk desteği varsa, bir sürecin arkasında yüzde 70'lere varan halk desteği varsa, bu nasıl oluştu, HDP'ye güven duyulduğu için mi oluştu? Bu, Tayyip Erdoğan'a duyulan, AK Parti'ye duyulan güvenin neticesidir" dedi.

Akdoğan, Necmettin Erbakan Kültür Merkezinde düzenlenen, AK Parti Mamak İlçe Danışma Toplantısında yaptığı konuşmasında, bir yerde ışık varsa, orada karanlığın olmadığını, bir yerde demokrasi varsa orada silaha yer bulunmadığını söyledi.

"Bir yanda Hükümet risk alacak, Cumhurbaşkanı bunun için her şeyini ortaya koyacak, siz çıkıp Hükümete laf söyleyeceksiniz, Başbakana laf söyleyeceksiniz, Cumhurbaşkanına savaş açacaksınız. Biz, süreç var diye bunları sineye çekemeyiz" diyen Akdoğan, bu sürecin mimarının AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu, süreci aynı aşkla, kararlılıkla devam ettiren kişinin de Başbakan Ahmet Davutoğlu olduğunu vurguladı.

Akdoğan, bu yüzden bu hususlara dikkat edilmesi gerektiğini kaydederek, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımız herhangi biri değildir. AK Parti'nin kurucu genel başkanıdır ve bu siyasi hareketin lideridir. Kimse ona ileri, geri laflar söyleyemez, söylettirmeyiz, hangi süreç olursa olsun. Bu yüzden o süreci ortaya çıkaran mimara savaş açarsan, kusura bakma herkes haddini bilecek. Bugün eğer anketlere göre Çözüm Süreci'nin arkasında yüzde 68 halk desteği varsa, bir sürecin arkasında yüzde 70'lere varan bir halk desteği varsa, bu nasıl oluştu, HDP'ye güven duyulduğu için mi oluştu? Bu, Tayyip Erdoğan'a duyulan, AK Parti'ye duyulan güvenin neticesidir. Bu güveni biz oluşturduk, bu yüzden insanlar Çözüm Sürecini destekliyor. Sizin ileri geri konuşmalarınız sebebiyle değil. Yaptığınız zikzaklar sebebiyle değil, AK Parti'nin kararlı duruşu sebebiyle insanlar Çözüm Sürecini destekliyor."

"Birileri yeniden elini tetiğe götürmeye çalışıyor"

"Son günlerde birileri yeniden elini tetiğe götürmeye çalışıyor" görüşünü dile getiren Akdoğan, "Açık söylüyorum, bu çok tehlikeli bir oyundur. Kamu düzeni ve güvenliğinden asla taviz vermeyiz. Silah üzerinden hesap yapmak ateşle oynamaktır. Ateşle oynayanlar her zaman kendileri kaybederler. Biz, bugün Cumhurbaşkanımız da Başbakanımız da açıkladı, Çözüm Süreci'nde son derece kararlıyız ve samimi bir şekilde neticeye ulaşmaya çalışıyoruz. Fakat kimse bunu istismar etmesin, kimse yanlış yerlere çekmeye çalışmasın, kimse sorumsuz açıklamalarla süreci zehirlemeye, baltalamaya çalışmasın. Çözümün dili bu değildir, barışın dili bu değildir, kardeşliğin dili bu değildir. Bu noktada herkesi sorumlu davranmaya, sorumlu konuşmaya davet ediyorum. Biz ateşi söndürmeye çalışıyoruz, birileri ateşe benzin dökmeye çalışırsa kendisi kaybeder" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, yaşatmak için uğraştıklarına dikkati çekerek, 44 bin insanın hayatını kaybettiğini, analar ağlamasın diye uğraştıklarını ve yüz milyarlarca dolar ülke kaynağının da heba olduğunu belirtti.

Akdoğan, "Kim aksi istikamette hareket ederse, yanlış hesapların içine girerse, ateşle oynamaya çalışırsa, elini tekrar tetiğe götürürse o kaybeder ve bunlara asla geçit vermeyiz" dedi.

"Bunların hiçbirine müsamaha göstermeyiz"

"Paralel yapı"ya da değinen Akdoğan, AK Parti'nin son dönemdeki en büyük başarılarından birinin demokrasiyi, sivil siyaseti güçlendirmesi, vesayet odaklarına eyvallah etmemesi olduğunu dile getirdi.

Akdoğan, vesayet odaklarının farklı vücut değiştirdiklerini belirterek, "Bukalemun gibi farklı vücuttan farklı vücuda geçiyorlar. Biz bunların hepsiyle kararlı bir şekilde mücadele etme azmine sahibiz. İster derin devlet yapılanması olsun, ister paralel devlet yapılanması olsun, ister KCK türü yapılanmalar olsun, bunların hiçbirine müsamaha göstermeyiz. Hiçbir hastalıklı yapının, Türkiye'nin menfaatlerini ayaklar altına almasına, milletimizin iradesine tasallut etmesine müsamaha göstermeyiz. Biz milletimizin emanetine sahip çıkarak bugünlere geldik. Bundan sonra da aynı şekilde milletimizin iradesini hep en yükseklerde tutmaya çalışacağız" değerlendirmesinde bulundu.

Bir yerde huzur, uyum, birlikte çalışma ruhu varsa orada başarının olduğuna işaret eden Akdoğan, bu uyumun muhafaza edilmesi gerektiğini belirtti.

Akdoğan, ortak hedefe doğru kilitlenilmesi gerektiğini vurgulayarak, böyle olduğu takdirde Türkiye'de başarılı olunacağını kaydetti.

"AK Parti her seçimde çıtayı yukarı çıkardı"

Akdoğan, AK Parti kurulduktan sonra 3 yerel, 3 genel seçim ile referandumlar geçirildiğini ve hepsinden de birinci parti olarak, güçlenerek, galip çıktıklarını söyledi.

AK Parti'nin Türkiye genelindeki her seçimde çıtayı yukarı çıkardığını ifade eden Akdoğan, oy oranlarını yüzde 34'lerden yüzde 50'lere kadar çıkarttıklarını kaydetti.

Akdoğan, Ankara'daki oy oranlarında da yukarı doğru bir ivme yakalandığını belirterek, "Bir söz vardır, 'İstanbul Türkiye'nin özetidir' diye, aslında Ankara da Türkiye'nin özeti. Ankara'da aldığımız oy, Türkiye ortalamasına yakın bir oy aldı. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerimiz seçimin lokomotifi olan şehirlerimiz. Buralarda başarılı olduğumuzda Türkiye'de de başarılı oluyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"Yüzde 50'yi hep birlikte devirmeliyiz" diyen Akdoğan, bunun psikolojik bir eşik olduğunu, artık Ankara olarak yüzde 50'nin üzerinde bir oyu hedeflemek durumunda olduklarını ifade etti.

Akdoğan, seçimden ne kadar güçlü çıkarlarsa Türkiye'nin de o kadar kazanacağına işaret ederek, şunları söyledi:

"Şu anda Türkiye'nin umudu, Türkiye'nin şansı AK Parti. Türkiye'nin birlik bütünlüğünün garantisi, teminatı, sigortası AK Parti. AK Parti güçlü olmak zorunda, hem bölgedeki kardeş halklar, mazlumlar için güçlü olmak zorunda hem Türkiye'nin selameti için geleceği için güçlü olmak durumunda. Birileri diyor ya: 'Şu falanca parti barajı geçer mi geçemez mi?' Hiçbirinin önemi yok. AK Parti'nin güçlü bir şekilde seçimden çıkıp çıkmayacağının bir önemi var. AK Parti seçimden güçlü olarak çıkarsa, güven ve istikrar devam edebilir. AK Parti güçlü bir şekilde seçimden çıkarsa Çözüm Süreci başarıya ulaşabilir. AK Parti güçlü olursa yeni anayasa yapılabilir. Yeni Türkiye'nin yapı taşlarını üst üste koyabiliriz. Bu yüzden kimin ne olduğunun önemi yok, bizim bu seçimden ne kadar güçlü çıkacağımızın bir önemi var. Bu yük hepimizin omuzlarında."

"Biz bu güveni tesis ettik"

Savaşı kazananın bayrağı diken olduğunu belirten Akdoğan, siyasetin de böyle bir şey olduğunu ifade etti.

Kim kapı kapı dolaşırsa, direklere bayrağı asarsa, seçimin kazananı olduğunu vurgulayan Akdoğan, "Buradaki bütün kardeşlerimizin, teşkilatta görev alan arkadaşlarımızın, mahalle temsilcilerine kadar, bütün sandık müşahitlerine kadar bütün kardeşlerimizin omuzlarında çok büyük bir yük var" görüşünü dile getirdi.

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, Türkiye'nin şansının AK Parti olduğuna işaret ederek, AK Parti'nin geleceğinin Türkiye'nin de geleceğini şekillendireceğini kaydetti.

Yaptığı hizmetleri belli olan, yapacağı projeleri de deklare eden tek partinin AK Parti olduğunu bildiren Akdoğan, şöyle devam etti:

"Birileri popülist davranabilir, Kaf Dağı'nın arkasındakileri vaat edebilir ama biz yaptıklarımızı söyleriz, söylediklerimizi de yaparız. Milletimiz bunları çok iyi biliyor. AK Parti boş konuşmaz, AK Parti sadece yaptıklarını anlatır ve ne söylediyse onları hayata geçirir, gerçekleştirir, işte bu güven siyasette kolay oluşmuyor. Biz bu güveni tesis ettik, bu güveni boşa çıkarmamak gerekiyor. Başarının sürekli olanıdır makbul olan. Bu çizgiyi aynı kararlılıkla sürdürmek durumundayız. Bugün biz çıkıp da en çılgın projeyi açıklasak, kimse 'bu olur mu' diyor mu? 'AK Parti diyorsa yapar' diye bir inanış var. Bu noktaya kolay gelinmedi, hep birlikte çalışarak bu noktaya geldik. Bu seçimde de somut projelerle icraatlarla ortaya çıkan parti AK Parti'dir. Diğerleri daha önce de popülist yaklaşımların içinde oldular ama hiçbir zaman milletimiz bunlara prim vermedi."

"Niye bileğimizi bükemediler"

Akdoğan, son günlerde de yaşanan bazı tartışmalar olduğunu, bu durumun bazılarını çok umutlandırdığını belirterek, "Bunlar hep çölde gördükleri serabın peşinde koştular, bize buradan su çıkar mı, suyu bulabilir miyiz? Hayalin hep peşinde koştular. Gezi olaylarında da, 17 Aralık'tan sonra da, 30 Mart'ta da, Cumhurbaşkanlığı sürecinde de hep serap gördüler. 'Bir şey çıkar mı' dediler, hayalin peşinde koştular ama hiçbir zaman ekmek çıkmadı onlara" diye konuştu.

AK Parti'nin birlik ve bütünlüğünün çok önemli olduğuna işaret eden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz çok büyük saldırılara maruz kaldık. Darbe teşebbüsleri oldu, bildiriler yayınlandı, kumpaslar kuruldu. Başımıza gelmedik kalmadı. Hem hizmet ediyor, hem bunlarla mücadele ediyorduk. 13 yıldır bunlarla uğraşıyoruz ama bütün bunlara nasıl direndik, nasıl dayandık, niye bileğimizi bükemediler. İçeridekiler dışarıdakiler hep bir oldular, üzerimize geldiler topyekün bileğimizi bükemediler. Niye? Çünkü iki sebebi var. Bir, birlik ve bütünlüğümüzü bozamadılar. Biz bütünlüğümüzü muhafaza ettiğimiz sürece hiçkimse bileğimizi bükemez. İkincisi de milletimizin desteğidir. Onların yanına alamadıkları, hesap edemedikleri budur. Millet bizim yanımızda oldukça, birlik ve bütünlüğümüzü korudukça inşallah hiç kimse AK Parti'ye en ufak bir zarar veremeyecektir, çünkü biz erdemliler hareketiyiz. Makam mevki için uğraşmıyoruz, koltuk sevdasına kapılmış değiliz. Allah rızası için milletimize hizmet etmeye çalışıyoruz, başka bir gayemiz yok. Bu sıkıntılara bunun için tahammül ediyoruz."