Erkek ya da kadın, çocuk ya da kamil, zengin ya da fakir, güzel ya da çirkin, manken gibi ya da kambur, tombul ya da cılız, ne halde ve nasıl olursan ol bu yazıyı okuma öncesi tüm önyargı ve öngörülerinden arın, en azından bu yazıyı okuyacağın kısa sürede..

..

Kişilikli ve duruşu sağlam, meziyetleri oturmuş bir erkek kadına karşı yapılan eziyet ve vahşeti reddeder, ayıplar, erkek bu olayın müdahili ise her defasında hicap duyar, öfke duyar.

Erkek; annesine, babasına, eşine, sevdiğine, çocuklarına, kardeşlerine, yakınlarına, arkadaş ve dostlarına, tanıdıklarına, insan ve insanlığa faydalı olmak adına bireysel sahipliklerinden vazgeçer, çalışır, mücadele eder, olması mümkün tüm neşeli, keyifli, şen şakrak günlerini, anlarını ekseriyetle feda eder.

Erkek; sağlığını hep ikinci planda tutar, toplumsal beklenti de değerlendirme de böyle akseder.

Eğlenme düşüncesi, başıboş, sorumsuz düşüncelerini tetikler, toplumsal genel kanı böyledir.

Erkek çevresinde kim, kimler varsa, annesi, büyükleri, babası, amiri, üstleri vb gibilere tahammül eder, sabır gösterir, taşkınlık ve seviyesiz davranışları dahi kabul eder ya da görmezden gelir.

Erkek, annesi ile eşi, babası ile kayınpederi, kardeşleri ile kayınbiraderleri, baldızları arasında “yakan topu” gibi atılır tutulur, devamında bir köşeye fırlatılır.

Erkek, tahammülü en yüksek olan cinstir. Hiçbir kadın tahammül de ben daha öndeyim, yüksekteyim diyemez.

Erkek, daha iyi bir yaşam sürebilmek adına topyekûn çalışıp üretmek adına, daha çağdaş, aydın ve rahat içinde bir yaşam kurabilmek adına eşinin, sevdiğinin, çocuklarının çalışmasına teşvikte bulunur ve tetikleme yaparsa da peşinen olabilecek tüm negatif eleştirilerin odak noktasıdır. Baba, eş, abi, kardeş gibi sıfatlar, güzel bir yaşam ve gelecek düşünceleri çoktan rafa kaldırılmıştır ve tek kelime de toplanmıştır düşünceler, “beceremedi”.

Çalışmak ve kazanmak ilk ve evvela erkeğe yapıştırılmıştır. Gidişat ve şartlar nasıl bir seyir halinde olursa olsun, gece gündüz, can siper hane çalışmayan, çalışsa dahi sonsuz istek ve beklentileri karşılayamayan erkek ötelenir ve sonsuz eleştirilerin hedefidir. Hastalıkları, yorgunlukları, bıkkınları, eksiklik ya da güçsüzlükleri, yeteneksizlikleri ve eksikleri, ömrünce mücadele etmiş hali ve emekliliği dahi bu bakış açısını değiştirmez, ekseriyetle.

Erkek onay merci olarak bilinir ya, değil, komik olmayın, paraf eder, sadece parafcıdır. Karar verme ya da verilmiş karara karşı durma hali ender görülen durum ve hallerdir.

Karar veremez, onay veremez ya, yapılan iş ya da alınan karar sonrası sonuç negatif ise, beklenildiği gibi değilse, sorun erkektir, sorumlu erkektir, suçlu mu? Elbette yine erkektir.

Gün geçer, ay geçer, yıl, yıllar geçer de erkek yaşlanmaz, yaşlanamaz. Büzüşen ten, ağaran saçlar, bükülen bel, sırasıyla gelen hastalık ve aksaklıklara sahip olsa da erkek, olası bir durum ve gidişattır, aynı durum ve gidişata sahip kadının da sebebidir, bu sebeplik bazen öyle abartılır ki annesi, babası, kardeşleri, çocukları, hatta ve hatta akrabalar dahi kullanır.

Yazarım yazmasına da, kitap da olur ya, gerek yok. Biliyorum ki sizler iç muhasebenizi başlattınız!

ERKEKLERİ DE SEVİN,

Siz hariç,

Sen hariç,

Biliyorum ki ağır gelir sana, bakış açını çok genişletmen gerek, bilinçli olabilme çabanın yanında…

Mir Murat Demir