Değerli okurlarım, malumunuz olduğu üzere Fransız Ulusal Meclisinde “Ermeni soykırımı inkarına ceza” getiren yasa tasarısı 22 Aralık 2011 tari

Değerli okurlarım, malumunuz olduğu üzere Fransız Ulusal Meclisinde “Ermeni soykırımı inkarına ceza” getiren yasa tasarısı 22 Aralık 2011 tarihinde görüşülmüş ve iptal edilmişti!.. Ama acımasız yayılmacılığı ilke edinmiş batılı ülkeler hiç utanmadan her yıl özellikle SEÇİMLER YAKLAŞTIĞINDA Ermeni diasporasını kazanmak adına Ermeni soykırımını temcit pilavı gibi önümüze koymaktadır!..Hal böyle olunca zamanında canlı tutmaya çalıştığım Ermeni Meselesini siz sevgili okurlarıma tekrar hatırlatmayı önemli bir görev addediyorum..
Ermeni Meselesi tezim; gerçeği yansıtan doküman ve kitaplardan yaptığım alıntılar ve yaşam boyunca elde ettiğim tecrübeler ışığında sizlere sunulacaktır.
Her yıl neden yaranın kaşınarak kanatıldığını bilmeniz açısından anlatacağım gerçekleri dikkate alacağınıza inancım tamdır.
Yıl 1917 Birinci Dünya savaşında ordumuz doğu cephesinde Ruslara karşı savaşırken Rus Devrimi (komünist parti iktidarı) gerçekleşiyor. Şevket Süreyya Aydemir (1897-1975) Türk yazar, (İktisatçı, Moskova üniversitesinden mezun oldu. İstiklal mahkemelerinde yargılandı . 10 yıl hapis kararı verildi. Aftan yararlanıp hapisten çıktı.) , yaşamı boyunca Türk tarihiyle ilgili çok önemli kitaplar yazmış, “Suyu arayan adam” adlı kitabı ile de Ermeni sorununu tarafsız gözle işleyerek , dünya insanlığının ufkunu açmış, insanlıktan çıkmadan da mutlu ve huzurlu yaşanabileceğinin yollarını aydınlatmaya çalışmıştı
Yazar Aydemir’in olaya açıklık getiren tespitlerine bakalım:
Osmanlı döneminde bütün Hıristiyan azınlıklar gibi Ermenilerde rahat bir hayat yaşıyorlar. Bilhassa sanatı, ticareti ellerinde tutuyor, Türk ordusuna asker vermiyor (! ), memleketin zengin ve imtiyazlı (ayrıcalıklı) bir tabakasını teşkil ediyorlar..
Bağların, bahçelerin en verimlileri, iç ve dış ticaret onların elinde...
Yarı aydın Ermeni liderleri ve TAŞNAK komiteleri (Ermeni ihtilal komitesi) bu şartlar altında vatana ihanet ederek ( Osmanlı imparatorluğuna) Ermenileri istiklale teşvik ediyor.. Çünkü TAŞNAK komiteleri Ermeni ordusuna hakim ve .bu komite mensupları, Erzurum yolu üzerindeki Ermeni köyünde, Türkleri kadın erkek, çoluk çocuk gözetmeden öldürüyor , bununla da yetinmeyerek öldürülenlerin vücutları parçalanarak, kollar , bacaklar , kafalar kasap dükkanlarındaki etler gibi, duvarlara çivilerle asılarak teşhir ediliyor..
F.M: Vahşete örnek mi aranıyor. İşte size en acımasız katliam örneği!...
Yazar Aydemir’in tespitlerine devamla, o dönemde birde Osmanlı köy, kasaba ve şehirlerdeki duruma göz atmanın yararı vardır..,1912 de Balkan savaşı, 1914-1918 1. Dünya harbi ve aynı dönemde Çanakkale savaşları. Yalnız Çanakkale’deki savaşta 120.000 şehidimiz o mukaddes topraklarımızda yatmaktadır.
Ayrıca emperyalist güçlerin (İngiliz- Fransız) verdiği zayiat, kendi menfaatleri adına insan deposu olarak kullandığı Avustralyalısından- Yeni Zelandalısına , Hintlisinden, Nepallisine , Hint- Arya menşeli Gürkanlısından (Gurka = Hindistan’daki eski İngiliz ordusunun en seçkin askerleri) Zencisine kadar 250.000 kişiye ulaşmaktadır.
Hal böyle olunca muharebelerde başarıya ulaşabilmek adına köy ve kasabalarımızda 15-16 yaşındaki çocuklarımızın dahi askere alınması kararlaştırılmıştı.
Boşaltılan yerlerde yalnız yaşlı insanlarla, ufak bebeler bulunmaktaydı.
Böylesine karmaşık ortamda Ruslarla iş birliği halinde olan Ermenilerce buralara baskınlar yapılarak masum insanlarımız haince katledilmiştir.
Şimdi de kısaca Jenosit=Soykırımın ne olduğunu açıklığa kavuşturalım!..
Öncelikle belirtmeliyim ki, ülkelerin önemli ve geçerli sebeplerle verdikleri mücadeleler kesinlikle katliam olarak adlandırılamaz!...
Olsa olsa bunun adı, haklı gerekçelerle yapılan mücadeledir, savaştır, ne derseniz deyin ama adı kesinlikle katliam olamaz. Nokta…
Harp tutanaklarına göre katliam olabilmesi için masum, eli kolu bağlı, mücadele imkanı olmayanları topluca katletmek gerekmektedir. Bu anlatılan gerçeklerden de soykırımı kimin uyguladığını belirlemenin o kadar zor olmayacağı kanısındayım.
Yakın tarihimizden bazı örnekler vererek konuya açıklık getirmemizin uygun düşeceğini değerlendiriyorum.
Ermeniler: 1. Dünya harbinde Osmanlıları, 1935 de ise Bükreş’te Yahudi’leri,
İngilizler: İrlanda halkını açlığa mahkum ederek,.
İtalyanlar: Etiyopya’da zehirli gaz kullanarak 100.000’lerce insanı,
Ruslar: 1932-1935'de Ukrayna’yı açlığa mahkum ederek,.
Sırplar: 1992-1995 yıllarında 250.000 Boşnaklı masum insanı ,
Fransızlar: Cezayir’de bulunan ve sömürülen çoğu Müslüman’ı KATLETMİŞLERDİR!!!...
En derin sevgi ve saygılarım, Türkiye’nin barışa, aydınlığa ve huzura kavuşması için mücadele verenleredir..
2 BÖLÜM SONU