ANKARA

Süleyman Şah Türbesi'ndeki manevi emanetlerin alınması ve nakledileceği Suriye Eşmesi'ne yönelik dün gece aynı anda başlatılan 2 operasyonda 100 araç ve 572 personel görev aldı.

Süleyman Şah Türbesi'ndeki naaşın alınması ve nakledileceği yine Suriye'de bulunan toprakların kontrol altına alınması amacıyla 2 eşzamanlı operasyona dün gece 9.02'de başlanıldı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'ndan takip ettiği operasyonda, 39 tank, 57 zırhlı araç, 100 araç ve 572 personel görev aldı.

Birlikler gece 00.30'da Süleyman Şah Saygı Karakoluna ulaşırken, son askerler 04.45'te bu mekandan ayrıldı.

Buradaki Türk bayrağı da kutsal bir emanet olarak yeni yere dikilmek üzere Karakozak'taki saygı karakolundan alındı.

Saat 06.03 civarında ilk kol askeri birlikler Türkiye'ye giriş yaparken, intikalin başladığı sırada bir kaza sonucu bir asker şehit oldu.

İkinci operasyon

İkinci operasyon da Süleyman Şah'ın naaşının nakledileceği Suriye Eşmesindeki bölgeye yönelik oldu.

TSK unsurları Eşme'de naaşın geçici olarak nakledileceği bölgeyi kontrol altına alarak, göndere Türk bayrağıını çekti.

Caber Kalesi ve Süleyman Şah Türbesi

Caber Kalesi, Yavuz Sultan Selim devrinde Osmanlı topraklarına katıldı. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in dedesi Süleyman Şah'ın mezarının 30 Eylül 1975 tarihinde Süleyman Şah Türbesi müştemilatı ile birlikte, Halep'e 123, Şanlıurfa'ya 92 km uzaklıktaki Karakozak köyüne taşınana kadar burada kaldı.

Caber Kalesi'nin de içinde bulunduğu bölge, I. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru İngilizler tarafından işgal edildi. Bölge daha sonra Suriye'ye bağlanarak Fransız mandasına bırakıldı.

Caber Kalesi, Fransa ile TBMM Hükûmeti arasında 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması'nın 9. maddesi gereğince Süleyman ŞahTürbesi müştemilatı ile beraber Türkiye'ye bırakıldı.

Karakozak köyünde bulunan, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin dedesi Süleyman Şah'ın türbesi, Türkiye'nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçası olma özelliği taşıyor.

Suriye hükümeti, Fırat Nehri üzerinde inşa ettiği Tabka Barajı'nın 1973'te su toplamaya başlamasıyla Caber Kalesi'nin tamamen baraj suları altında kalacağını ileri sürerek, Türk hükümetinden türbenin yerinin değiştirilmesini veya Türkiye'ye naklini talep etmişti.

Görüşmeler sonucunda türbe, müştemilatıyla birlikte Halep–Hasseki yolu üzerindeki Karakozak köyü yakınındaki yeni yerine nakledildi.

Suriye tarafı, 1995'ten itibaren bu kez de Fırat Nehri'nin daha üst kotlarında inşasına başladığı Teşrin Barajı nedeniyle Karakozak bölgesindeki türbenin bölge dışında başka bir mevkiye ya da Türkiye'ye taşınması hususunu yeniden gündeme getirdi. Bunun üzerine, Türkiye ile Suriye arasında yapılan görüşmeler sonucunda, türbenin mevcut yerinin baraj gölünün olumsuz etkilerinden korunmasını teminen tahkim edilmesine karar verildi.

Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce, 22 Ocak 2003 tarihinde Ankara'da imzalanan "Süleyman Şah Türbesi Tahkimat Projesinin Uygulanmasına İlişkin Ana Tutanak" uyarınca çalışmalara başlanırken, türbenin yerinde kalması ve Teşrin Barajı sularından etkilenmemesi için çevresindeki duvarların altına 11,5 metre boylarında 880 fore kazık ve geçirimsiz tabaka koyuldu.

Türbenin çevresine beton duvar örülerek taşlarla kaplandı ve 2 bayrak direği dikildi. Mevcut karakol binası yıkılarak ihtiyaçlara cevap verecek modern bir karakol binası yapıldı.

Orman Genel Müdürlüğünce Türkiye'den yollanan ağaçlar ve hazır çimlerle çevre düzenlemesi yapıldı.

Karakoldan çıkan atık suların Fırat nehrini kirletmemesi için arıtma sistemi yapıldı ve ayrıca türbe bahçesine yapılan mini pompa istasyonuyla baraj gölünden santrifüj pompa vasıtasıyla su çekildi.

Çekilen bu suyla hem bahçenin otomatik sulanması sağlanırken, hem de türbe bölgesinde Türk askerinin içme ve kullanma suyu karşılandı.

Yapılan tahkimat sayesinde türbe bölgesi, Teşrin Barajı'ndaki su hareketlerinden kurtulurken, herhangi bir problemle karşılaşmasının önüne geçildi.

AA