DOHA

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Doha'da Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) dışişleri bakanları ile yaptığı toplantının ardından, "KİK dışişleri bakanları, hayata geçirildiğinde, nükleer anlaşmanın İran'ın nükleer silah elde etmesini engelleyeceği görüşüne katıldı" dedi.

Kerry, özellikle İran ile P5+1 ülkeleri arasında Avusturya'nın başkenti Viyana'da 14 Temmuz'da varılan nükleer anlaşmanın ele alınacağı KİK dışişleri bakanları ile düzenlenen toplantının ardından, Katar Dışişleri Bakanı Halid el-Atiyye ile basın mensuplarının karşısına geçti.

ABD ve KİK arasındaki ilişkiyi "vazgeçilmez" diye tanımlayan Kerry, KİK dışişleri bakanlarının, hayata geçirildiğinde, nükleer anlaşmanın İran'ın nükleer silah elde etmesini engelleyeceğine katıldığını dile getirdi.

Kerry, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkeleri temsilcileriyle mayıs ayında Camp David’deki zirvede de nükleer anlaşma uygulanırken hayata geçirilecek maddeleri ele aldığını dile getirildi.

Terörle mücadelede işbirliği, ayaklanmalara karşı mücadele, bölgeyi istikrarsızlaştıran faaliyetlerin tamamı karşısında işbirliğini ele aldıklarını dile getiren Kerry, "Ortak Balistik Füze Savunma Sistemi üzerine, bazı silah satışlarının hızlandırılması, şiddete başvuran aşırıcılıkla mücadele, siber güvenlik, denizlerin güvenliği, DAEŞ, El Kaide ve diğer şiddet dolu aşırılarla mücadeleyi ele aldık" dedi.

KİK ülkelerinin Irak'ta önemli bir role sahip olduğuna değinen Kerry, askeri alanda DAEŞ'i durdurma, bazı bölgelerde geriletme siyasi alanda ise kapsayıcı çok mezhepli bir hükümeti destekleyeceklerini yinelediklerini belirtti.

"Esed rejimi meşruiyetini kaybetti"

Kerry, 100 bin kadar Iraklı Sünni'nin Tikrit'teki evlerine dönmesinden memnuniyetini aktararak, ülkesinin mülteciler için 62 milyon dolar daha yardım yapacağını, Washington'ın son bir buçuk yılda bölge için yaptığı yardımların toplamının yaklaşık 470 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Aynı zamanda, Suriye konusunun da ele alındığını dile getiren Kerry, "Bizim açımızdan Suriye ile ilgili duruşumuz net. Bugün ABD, Rusya ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanları ile üçlü bir toplantı gerçekleştireceğiz. Suriye'ye yönelik bizim politikamız net. Esed, rejimi çok uzun zaman önce meşruiyetini kaybetti. Rejiminin Suriye insanlarına karşı sürekli kıyıcılığı, yabancı savaşçılar için bir mıknatıs görevi gördü, DAEŞ'in ve diğer aşırı grupların yükselişini tetikledi. Suriye krizine askeri bir çözüm olmadığı için, elbette siyasi bir çözüm olmalı. Ilımlı Suriye muhalefetini desteklemeye devam deceğiz" dedi.

ABD ve KİK çalışma gruplarının yarından itibaren buluşup bölgeyi istikrarsızlaştıran gelişmeler karşısında "işbirliğinden ziyade ortak eylem için" çaba harcayacağını dile getiren Kerry, terörle mücadele konusunda, daha fazla istihbarat paylaşımı, özel kuvvetlerin eğitimi, ortak tatbikatlar, deniz güvenliği, yabancı savaşçıların başka ülkelere gitmesi gibi konularda "ortak eylem ajandasını" yürürlüğe koyacaklarını dile getirdi.

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, İran ile varılan nükleer anlaşmayla ilgili şunları kaydetti:

"Bizim yapabileceğimiz bu anlaşmanın tam manasıyla uygulanmasını sağlamak ve İran'ın nükleer silaha sahip olmasını engellemek. İran'ın nükleer anlaşmanın ardından tavır değişikliğine gidip gitmeyeceğini bilmiyoruz. Hepimiz Hizbullah'a, Şii milislere, Husilere desteğini ve bölgeye diğer müdahalelerini biliyoruz. Bugüne kadar karşı çıktığımız ve çıkacağımız teröre tarihi desteğini biliyoruz. Herkes yeni bir sayfa olabileceğini umuyor ancak biz bu yeni sayfa olmayacakmış gibi hazırlanmak zorundayız. Bölgedeki dostlarımızla herhangi bir yasa dışı faaliyeti kabul edemeyiz"

"Diğer seçenekler arasında en iyi seçenek"

Katar Dışişleri Bakanı Halid el-Atiyye ise ABD ve KİK'i ilgilendiren birçok konuyu ele aldıklarını, İran ile varılan nükleer anlaşmanın detaylarını dinlediklerini kaydetti.

Anlaşmayı, "İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için diğer seçenekler arasındaki en iyi seçenek" diye tanımlayan Atiyye, Irak, Suriye, Yemen ve bölgesel konular hakkındaki görüşmelerde genel olarak görüş birliği bulunduğunu dile getirdi.

"Canlı yayın gözetimi"

Atiyye, nükleer anlaşma çerçevesinde ABD ve diğer Avrupa ülkelerinin, İran'ın nükleer silahını engelleyeceklerini dile getirdiğini belirterek, "KİK ülkeleri bu temelde varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılamıştır. Kerry bugün bize anlaşmanın İran'ı 'canlı yayın gözetimi' altında tutacağını açıkladı. Biz bunu bölge açısından bakıldığında olumlu olarak karşılıyoruz. Aslında biz bütün bölgenin nükleer silahlardan arınmasını temenni ediyoruz" dedi.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'da Rusya'nın Suriye rejimine desteğiyle ilgili, "Biz hiçbir zaman, kimseyi koşulsuz desteklemiyoruz. Rusya her zaman Suriye'de akan kanın durması için çalışıyor. Bizler her zaman Suriye halkına destek sağlıyoruz" dedi

Lavrov, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el Cubeyr ile Suriye konusunda yaptığı üçlü toplantı ve diğer Doha temasları hakkında, Katarlı mevkidaşı Halid el-Atiyye ile basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Orta Doğu'daki gerilimin arttığı konusunda aynı fikirde olduklarını ve bu tırmanışın "hiçbir tarafın veya ülkenin yararına olmadığı, aksine, bu tırmanışın DAEŞ ve El Nusra gibi terör örgütlerine fayda sağladığı" değerlendirmesinde bulunan Lavrov, İran'ın nükleer programıyla ilgili varılan anlaşmanın ele alındığını ve Körfez'deki güvenliğin arttırılması için tüm çabanın ortaya konulması gerektiğini ifade etti.

"DAEŞ'e yapılan hava operasyonları yetersiz"

Suriye konusunda, ABD'nin DAEŞ'e karşı oluşturduğu koalisyonda hava operasyonlarına başlamadan önce Irak hükümetinden yeşil ışık aldığını ancak Suriye hükümetinden yeşil ışık almadığını, bunun DAEŞ ve benzeri terör örgütlerine karşı mücadelede sorun çıkaracağını aktaran Lavrov, "Tüm taraflar hava operasyonlarının yetersiz olduğu konusunda hemfikir. Rusya devlet başkanı ve Suudi Arabistan Yardımcı Veliaht Prensi Muhammed bin Selman terörle mücadelede yeni bir cephe oluşturmak için bir teklif sundular. John Kerry'ye bugünkü görüşmede, ABD'nin askeri alanda eğittiği muhalif birlikleri Suriye topraklarına göndermenin işe yaramayacağını söyledik. Biz bu tür girişimlerin karşısındayız" dedi.

Uluslararası meşruiyet konusunda farklı fikirlere sahip olduklarını kaydeden Lavrov, Suriye'deki soruna çözüm bulmak için başlatılan girişimin hayata geçirilmesinde zorluklar olduğunu dile getirdi.

"Suriye'ye dışarıdan müdahale çözüm getirmez"

Eski Suriye Muhalif Devrimci Güçler ve Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz el-Hatib ile görüşmesinin Rusya'nın Suriye halkının tamamını kapsayan ve ayrım yapmaksızın herkesle görüşme prensibini yansıttığını aktaran Lavrov, Suriye'deki soruna geçmişte başlatılan siyasi çözüm girişimlerinden bahsederken, Cenevre bildirisine işaret etti.

Rejim ve bütün Suriye muhalefeti temsilcilerinin bir araya geldiği Cenevre toplantısında Suriye muhalefetinin rejimden çok daha kalabalık ve farklı görüşlerde olduğunu dile getiren Lavrov, bir araya gelmiş ve aynı fikirde bir muhalefete ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.