Sizi televizyonda seyircinin gülmekten karın ağrılarına tutulduğu sahnelerde izledik. Şimdiyse yeni sinema filmleriniz ve tiyatro oyununuzla gündemdesiniz. Son dönemlerde hayat nasıl ilerliyor?

Baya yoğun ilerliyor; set, prova, ev şeklinde geçiyor günler. Hem filmin çekimleri devam ediyor hem de oyunun provalarına gidiyorum. Aynı gün içersinde ikisine birden yetişmek zorunda olduğum zamanlar oluyor.

Bu tempo yoruyor mu sizi?

Yoruluyorum, ama sevdiğim işi yaptığım için bunlara tatlı yorgunluklar diyebiliriz.

Öncelikle dilimizden düşürmediğimiz, ‘Feride’ filmi hakkında konuşmak istiyorum. Bu sezonun merakla beklenen filmleri arasında oldu. Frida Kahlo’nun hayatını yansıttığı söyleniyor. Zeynep Çamcı’da filmde ‘Feride’ karakteriyle Frida Kahlo’ya benzetildi. Siz ne söylemek istersiniz?

Film Feride’nin hikayesi. Frida Kahlo’ya göz kırptığı yer, Feride’nin tipiyle alakalı olabilir. Filmin konusunun ‘Frida Kahlo’yla ilgisi yok. Filmin en çok konuşulacağı yer; Zeynep filmi ilmek ilmek kendi elleriyle resmen ördü. Tabi Zeynep’e bu konuda destek veren muhteşem bir ekibi var. Kostümler, saçlar, makyajlar her şey tasarlandı. Filmin rengarenk bir dünyası var. Ben de nasıl bir şey izleyeceğimizi merak ediyorum. Seyirciler için pamuk şekeri gibi bir film geliyor.

Filmin sloganı ‘Bu bir kaş kaldırış’  olarak söylendi. Bilmiyorum, belki biraz da Frida Kahlo’yla bağlantı kurulması bundan dolayı olabilir. Bu güçlü sloganın anlamı nedir?

Bu sloganın anlamını izleyince daha net anlayacaksınız. Feride çok tatlı bir kadın karakter; kendi hayalleri, hayat mücadelesi var.  Bir de çok güzel bir kaşı var (gülerek).



Senaryoyu okuduktan sonra sizde bıraktığı iz ne oldu?

Ben, Zeynep’in kurduğu dünyadan çok etkilendim. Görüşmeye gittiğimde, Zeynep’,n bana gösterdiği görseller ile kafamda hayal ettiğim şeyler birebir uyuştu. Bu çok güzel bir uyumdu. Zeynep’in  zeytin gözlerine bakınca kendinizi bırakıyorsunuz ona. Okuduğum diğer senaryolardan farklıydı, çünkü ben okuduğum şeyin içinde Zeynep’in kendi iç dünyasını gördüm.

Zeynep Hanım’la eski arkadaş mıydınız?

Hayır, kendisini filme kadar hiç tanımıyordum, ama okuduğunuz senaryonun yazarın dünyasına ait olduğunu hissetmek çok başka bir şey. Okuduğunuzda bunu çok çabuk anlıyorsunuz.

Daha önce sinema filmleriniz olmuş muydu?

Bir tane sinema filmim oldu. Onu da bu yaz çektik. Kırk Yalan yönetmenliğini Hamdi Alkan yaptı 20 Aralık'ta giriyor sinemalara.

Feride filmiyle ilgili seyircilerden yorumlar nasıl gelecek?

Bence çok sevecekler.Rengarenk bir film yaptık.Yetişkin çizgi filmi gibi. Çocuklar, gençler, aileler herkes sinemaya gidip rahatlıkla izleyebilecek.

Filmin içindeki karakteriniz yine bizi güldürecek mi yoksa şaşırtıp ağlatacak mı?

Yine güldürecek, ama bu sefer diğer oynadığım karakterlerden farklı olarak; daha zarif, narin bir karaktere hayat vermiş olacağım. No 309, Erkenci Kuş dizilerinde biraz daha kaba saba karakterler oynamıştım. Vesile, daha kırılgan, daha çıtı pıtı,diğerlerinden farklı bir beden dili olan bir tip oldu.

Türkiye’de son yıllarda, Müslüm Gürses, Halis Karataş, Naim Sülmeymanoğlu gibi sevilen ünlülerin biyografileri film oluyor. Bu durumun sinema dünyasını nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?

Ben izlemeyi çok seviyorum. Dünya sinemasında bir sürü güzel örneği var.Bizim ülkemizde de cesaret edilip yapılmaya başlanması müthiş.Ben de böyle bir  pojenin içinde yer almayı çok isterim.

Hayatının film olmasını istediğiniz bir isim var mı?

Aysel Gürel,Müzeyyen Senar,çok benzetiliyorum Perran Kutman belki şu an aklıma gelmeyen daha bir sürü güzel kadın...Oyuncu olarak birinin hayatını oynamak bambaşka bir deneyim olmalı.Çok isterim.

Yeni hazırlandığınız oyununuz ‘Sevmekten Öldü Desinler’ onun dünyasından bahseder misiniz?

Gönül isminde bir kadının, kenar mahalle diye tabir ettiğimiz bir mahalleden şarkıcı olmak ümidiyle çıktığı yolculuğu anlatıyor. Biraz yeşilçam ruhu var oyunda.Benim oynadığım karakter de, mahalleden Gönül’ün arkadaşı hem de Gönül’ün aşık olduğu adama aşık olan bir kız (gülerek). Murat Mahmut Yazıcıoğlu yazdı,Ebru Kara yönetiyor.Murat'ın son zamanlarda Türkiye'de varolan tiyatro alanındaki yazar ihtiyacına ilaç gibi geldiğini düşünüyorum.20 Kasım'da Trump da prömiyer yapıyoruz.Ben castlı oynuyorum Canan Atalay ile aynı rolü.Oynadığım en yakın oyun tarihleri 24 27 29 30 Kasım.

Bu Yeşilçam ruhunu yansıtan yeni oyununuz, merak ettiğiniz, sevdiğiniz bir dünya mı?

Çok sevdiğim bir dönem. Çok kıymetli bulduğum filmler var. Hem bir şey söyleyen,derdi olan,hem de her izlediğimde aynı duyguyu hissettieen mucizevi bir dünyası var o dönemin filmlerinin. O dönemden bugüne hayatımızda çok şey değişti. Televizyon, teknoloji hayatımıza girdi. İnsanların bile ruhu değişiyor, filmlerin ruhu nasıl değişmesin.

Tiyatro oyunculuğunun yerini bana nasıl tarif edersiniz?

Oyunculuğu, sinema, televizyon, tiyatro diye ayırmıyorum, ama tiyatro canlı, birebir orada gerçekleştiği için daha büyülü buluyorum.

Tiyatro kökeninden gelmenizin, şuan bulunduğunuz yerdeki avantajları neler oldu?

Tiyatro eğitimi almış olmak öğrendiğiniz şeyler ve deneyimlerinizden dolayı sizi geliştiriyor elbette ama avantaj mıdır bilemedim. (Gülerek)Hep söylüyorum oyuncu olmak için eğitim alınmasının zorunlu olduğuna inanmıyorum.Herkes oyuncu olabilir bence.Ama çocukken sahneye çıkmış olmanın,kursların vs. özgüven ve sosyal becerileri geliştirdiğini düşünüyorum.

Oyunculuğun yeteneğe dayandığını mı söylüyorsunuz?

Ben oyuncu olmak için zeka gerektiğini düşünüyorum.Oyunculuk öğrenilebilen bir şey.Hayata karşı merak duymak bir oyuncu için en önemli şeylerden biri bence.

Hayalinizde kurduğunuz oyunculukla, şuan yaptığınız oyunculuk aynı mı? Yoksa hala içindeki oyunculuğa ulaşmaya çalışan bir Ceren Taşçı’mı var?

Kendi içimizde olan yolculuğumuz ve birşeylere ulaşma isteğimiz hep devam edecek sanırım.Yapmak istediğim birçok şey var.Hayallerim var.Şuan daha çok komedi alanında izliyorsunuz mesela beni, ama bu kabuğun dışına çıkıp drama da yapmak istiyorum.

Hep komedi alanında hatırlanmanız, seyircinin kafasında bıraktığı izlenimden dolayı sizi korkutuyor mu?

Korkmuyorum, ama zor olan kısım, hep bu alanda ilerlediğiniz için talepler hep komediden geliyor.

Oyunculuğun en çok hangi yönünü seviyorsunuz?

İnsan hikayelerini paylaşıyor olmak çok güzel.Ve her yeni hikaye ile karşılaştığımda müthiş bir heyecan duyuyorum.Hazırlık süreci,rova kısmı o arayış hali en sevdiğim kısım sanırım.

Oyunculuk dışında başka yetenekleriniz de var mı?

Yok sanırım.(Gülerek)İlgim var ama öğrenmeye.Dil öğrenmek,enstruman çalmak,dans,yoga öğrenmek gibi girişimlerim oluyor fırsat buldukça.

Önümüzdeki günlerde tiyatroda ve sinemada izleyeceğiz sizi. Ekranlarda da görebilecek miyiz?

Şuan için görüştüğüm bir dizi yok. Feride’den sonra bir film daha çekeceğim. Bu sene çoğunlukla filmlerden gitti. Vizyona girmesini beklediğim 3 sinema filmim var. Bu durumdan dolayı çok mutluyum. Bu yaz Kırk Yalan filmini çektik. 20 Aralık’ta vizyona girecek. Feride, 24 Ocak’ta vizyona girecek. Yeni çekeceğimiz Aile Hükümeti filmi için henüz bir vizyon tarihi belirlenmedi.

Önünüze nasıl bir rol gelirse hiç düşünmeden kabul edersiniz?

Hiç düşünmeden kabul edeceğim bir rol yok. Bir düşünmek gerek değil mi önce?(gülerek).

Benim sormayı unuttuğum sizin söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Sevdiğiniz işi yapıyor olmanın değerli olduğu bir dönemdeyiz. İnsanların, hayatlarını sürdürebilmek için yapmak zorunda oldukları işler, sorumluluklar var. Ben sevdiğim mesleği yaptığım için çok mutlu ve şanslı hissediyorum kendimi.Her ne yapıyorsanız yapın  aklınıza kalbinize mukayet olun,Ne diyimGülerek)
Editör: TE Bilisim