Manastır Askeri Lisesinde matematik öğretmeni olan Yüzbaşı Mustafa Bey, zaman zaman öğrencilerine Namık Kemal’in “Vatan ve Hürriyet” şiirlerini okumaktadır. Öğrenciler bu şiirlerden etkilenirler. Ama bir tanesi vardır ki, o diğerlerinden farklıdır. Adı Mustafa’dır, ona “Kemal” adını verir. Genç Mustafa Kemal; “vatan ve millet” sözcükleri ile donatılır.

Mezun olunca bugün Suriye olarak anılan Osmanlı vilayetine stajını tamamlaması için piyade önyüzbaşı olarak atanır. Ama gerçekte bu bir sürgündür. O dönemde İstanbul, Selanik, İzmir gibi yurt köşelerinde türlü türlü dernekler kurulmaktadır. Kimi liberaldir, kimi sosyalist. Kimi eşitlik ister, kimi zenginlik. Kimi İngiltere’ye bel bağlar, kimi Almanya’ya. Mustafa Kemal de bir dernek kurar. Şam’da, 1906 yılında kurulan bu derneğin adı “Vatan ve Hürriyet Cemiyeti”dir. Çünkü vatanın namusu, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Ve o bir vatanseverdir.

Gün gelir, İtalya, Osmanlı’nın bugün Libya diye anılan Batı Trablus Vilayetine saldırır. Teşkilat-ı Mahsusa, seçkin subaylardan bir takım (team) oluşturarak, (Toplam on bir subaydır.) Enver Bey (Paşa) başkanlığında, bu vatan topraklarına gönderme kararı alır. Takımda, Mustafa Kemal de vardır. Subaylar, askeriye elbiselerini çıkarıp, sivil olarak Batı Trablus’a giderler. Mustafa Kemal bunu yıllar sonra Anadolu’da bir kez daha yapacaktır.

Şimdi bir parantez açıp, Osmanlı Devleti’nin niye ordu gönder(e)mediğine değinelim. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa’nın, Osmanlı’ya ihanet etmesi ve sonradan uluslararası bir boyut kazanan karışıklıklara neden olması yüzünden Mısır, İngilizlerin işgali altındadır. Aslında Mehmet Ali Paşa, yakın tarih'te Saddam Hüseyin’in yaptığını yaparak sömürgecilere (İngilizler) bahane hazırlamıştır. Bu nedenle karayolu ile ordu gönderilemez. Osmanlı donanma da gönderemez. 

Sultan Abdülaziz Han’a karşı yapılan darbede etkin rol oynadığından ve işler çığırından çıkıp, Padişah’ın katledilmesine kadar gittiğinden dolayı, yönetim ve halkın gözünde donanma şüpheli/sabık bir kurumdur. Hatta bazı tarihçiler Osmanlı savaş gemilerinin boğazda çürümeye terk edildiğini ve o tarihte büyük bir deniz savaşını kaldıramayacak durumda olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Osmanlı (Türk) subayları, Yavuz Sultan Selim döneminde bölgeye zorunlu göç ettirilen ve kimi kaynaklarda 200 bin çadır oldukları kaydedilen Karamanoğlu Avşarlarından ve bir kısım Araplardan oluşan yerli halkı kısa sürede örgütleyerek, İtalyanları sahil şeridinde durdurmayı başarırlar. Özellikle sokak savaşları çok çetin geçer. Osmanlı subayı Mustafa Kemal, elinde 'revolver' marka tabancası ile bu sokak vuruşmalarına bizzat katılır.

(Sürecek)