İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, müsilajın denizdeki canlıların besi maddelerini tüketerek oluşturduğu organik bir madde olduğunu kaydetti. Bozoğlu, müsilajın içinde karbonhidrat, yağ ve protein bulunduğunu; ancak yoğun bir şekilde arttığı zaman ciddi bir problem haline geldiğini bildirerek, "Özellikle Marmara Denizi’nde yaşanan olayda yosunlar için denizin içindeki canlılar için besin kaynağı olan ve bizim için kirletici madde olan azot ve fosfor miktarının yoğun bir şekilde artmasıyla birlikte müsilaj miktarı da artmaya başladı. Bunun yanında bir de iklim krizi. Deniz sıcaklığının geçmiş yıllara göre 2,5 dereceye kadar varan bir ortalama sıcaklık etkisi de eklendiğinde müsilaj problemi daha da ortaya çıkmaya başlıyor. Doğal olarak yaşanan olay denizlerin kirliğinin artması ve iklim kriziyle birlikte bizim için bir felakete dönüşmüş durumda. Müsilajın temel nedeni ise deniz kirliliği" diye konuştu.

'İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE ETMEMİZ GEREKİYOR'

Bozoğlu, kentlerde ortaya çıkan atık suların sağlıklı bir şekilde arıtılamamış olması ve azot fosfor giderinin yapılmamış olmasından kaynaklı kirlilik birikimi olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:

"Aynı zamanda Marmara Bölgesi’nde şu anda sanayiden ve hepimizin yaşam alanlarından çıkan atık sular denize boşaltılıyor. Ama ileri biyolojik arıtma sistemi uygulanmadığı için azot ve fosfor giderimi yapılmadığı için bu kirlilik artmaya başlıyor. Burada yapılması gereken şey öncelikle atık su tesislerimizin sağlıklı bir şekilde bakanlık tarafından düzenli olarak denetlenmesi gerekiyor. Bir de kuşkusuz iklim kriziyle mücadele etmemiz gerekiyor. Sera gazı emisyonlarımızı azaltmamız Türkiye olarak dünyadaki bu mücadeleye, Paris İklim Anlaşması ile ortaya konulan çabalara katkı vermemiz gerekiyor. İklim krizine karşı mücadele etmemiz gerekiyor. İklim krizi ifadesini çok kullanıyoruz. Buradaki mesele, artık dünya çapında çözülmesi gereken bir konu olduğu için yapmamız gereken şey iklim değişikliğinde uyuma da odaklanmamız" ifadelerini kullandı.

ACİL YAPILMASI GEREKENLER

Bozoğlu, Marmara Denizi’nde müsilaj sorununun acil çözülmesi için kısa vadede yapılması gerekenleri şöyle anlattı:

"Şu anda ölüm başlamış durumda. Ölüm oldu ve sonuçlarını görüyoruz. Müsilaj, denizin dibine oksijenin geniş gitmesini engelliyor. Öncelikle 7-24 müsilajın oluştuğu bölgelerde deniz sıyırıcıların çalışması gerekiyor. Bu müsilajın buradan mutlaka toplanması gerekiyor. Oluştuğu her yerde bunun toplanması ve doğaya bırakılmaması, bunların ileri biyolojik arıtma tesislerine götürülüp arıtmasının sağlanması gerekiyor. Bütün bunların yanında şu anda bazı üniversiteler çalışma yapıyor. Bu müsilajın genetik kodları belirlenmeye çalışıyor. Hangi canlı türlerinden ortaya çıktığı belirlenmeye çalışıyor. Bu karakter belirlendikten sonra da bu müsilajı çözecek olan farkı bakteri türleriyle beraber spreyleme yöntemiyle çalışmaların yapılması gerekiyor. Krizin yönetilmesi açısından acil olarak yapılması gereken bu."

'HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL'

Bozoğlu, atık su arıtma tesislerinin sağlam bir şekilde denetlenmesi ve doğru bir şekilde işletilmesi gerektiğini ifade ederek, "Eksik olan yatırımların vakit kaybetmeden toparlanması gerekiyor. Ne yazık ki ülkemizde atık su artıma tesisleri göz ardı ediliyor. Ülkemizde içme su arıtma tesisine bir hassasiyet vardır; çünkü musluğumuzdan akan su herkesin önüne gelen bir mesele. Ama atık su arıtma tesisleri kentten uzaklaştıktan sonra vatandaşlarımız görmüyor ve dikkate almıyor. Atık su arıtma tesisleri artık göz önüne alınması gerekiyor. Nasıl yüzey sularımız kirleniyorsa şu anda Marmara Denizi de kirleniyor. Bir de yayılımsal kirlilik var. Tarımsal alanlardan hayvancılık faaliyetlerinden kaynaklı atıklar. Bunlar da büyük bir organik kirlik yaratırlar. Marmara Denizinin çeperinde tarımsal alanların mutlaka incelenmesi ve buradan gelen atık suların önlenmesi gerekiyor. Hiçbir şey için geç değil" dedi.