Erzurum'da kadınlar tarafından kurulan 'Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi'ne bal üretimi konusunda danışmanlık yapan Prof. Dr. Ahmet Dodoloğlu, üreticiden alınan balın şişelenmesine kadar geçen safhasının kaliteye etki ettiğini söyledi. Kaliteli balın insan sağlığı için önemine dikkat çeken Dodoloğlu, "Öncesi, üretim aşaması, depolanması, kavanozlara konulması, tüketiciye ulaşma süreci balın kalitesine etki eden faktörlerdir. Bugüne kadar herkes balı anlatmıştır. İşte, 'balın içinde şu kadar şeker vardır, su vardır, vitamin vardır, mineral madde vardır' diye. Balın bir özelliğini siz hiç duymadınız. Bal insanın ömrünü uzatır. Niye uzatır? Çünkü balın içerisinde bitkisel orijinli olduğu için polifenoller vardır. Bunlar da bizi hem uzun ömürlü ve hem de sağlıklı yapar. İnsan metabolizması enerji amacıyla karbonhidrat ve yağları parçalar. Yan bir ürün olan serbest radikaller ortaya çıkar. Çıkan radikaller ne yapar biliyor musunuz? Hücreye rastgele girip çıkmaya başlar. Yani hücreye saldırır, DNA'mıza, mitokondriye saldırır ve bizim orijinal yapımızı bozar. Bu bozulan yapıdan dolayı ömrümüz kısalır. Burada bal devreye girer. Ortaya çıkan zararlı yan ürünlerle reaksiyona girerek, onların zararlı etkilerini azaltır, bizi uzun ömürlü, sağlıklı ve genç yapar" diye konuştu.

BAKTERİ VE VİRÜSLERE KARŞI KORUR

Bal içerisinde B grubu vitaminlerden bolca bulunduğu bilgisini veren Dodoloğlu, bunların bakteri, mantar, virüslere karşı en iyi koruyucu olduğunu belirtti. Balda vitaminlerin yanı sıra yağ, karbonhidrat ve sindirime destek olan bir sürü enzim olduğunu ifade eden Dodoloğlu, şunları söyledi:

"Balı yediğiniz zaman bunları kendiliğinden almış olursunuz, bunlar doğal olduğu için yan etkisi bulunmamaktadır. Balın içerisinde, polenden gelen proteinler var. Özellikle esansiyel amino asitlerden 10 tanesini bulmak mümkündür. Proteinler hücrelerin temel yapı taşıdır, balı yediğiniz zaman protein almış olursunuz. Proteinlerin en önemli kısımlarından bir tanesi yapı taşları diğeri de B grubu vitaminlerin en önemli kaynağıdır. Bir de A, D, E, K ve B grubu vitaminlerin geniş kaynaklarından biridir. Ayrıca mineral maddeler, fosfat vardır, kalsiyum vardır, bir miktar da diğer minerallere rastlamak mümkündür. Covid- 19 sürecinde bizi bakterilere, mantar, küf, fungus ve virüslere karşı koruyacak en iyi ürünlerden bir tanesi baldır. Çünkü balın içerisinde arılar tarafından katılan glukonik asit, glikozu parçalayarak hidrojen peroksiti ortaya çıkarır. Hidrojen peroksit ise çamaşır suyunun temel yapı malzemesidir ve balın içerisinde de var. Balı tükettiğiniz zaman hem karnınızı doyurmuş oluyorsunuz hem de virüsleri ve bakterileri öldürmüş oluyorsunuz. Düzenli olarak bal tüketmek sizi yaşlandırmaz. Bal özellikle serbest radikalleri engelleyerek onların zararlı etkilerini ortadan kaldırır, hücre yaşlanmasını engeller, bağırsakta midede oluşabilecek tümör tipi oluşumu engeller. Bal ağızdan girdiği andan itibaren vücuda dışardan gelen her çeşit mikrobu öldürmektedir."

'ARILAR, 1 GRAM BAL İÇİN 1500 İLE 10 BİN ADET ÇİÇEĞİ DOLAŞIYOR'

Balın kavanoza gelmesi için 1 yıl hazırlık yapıldığını söyleyen Dodoloğlu, "Arılar, 1 gram bal yapabilmek için bin 500 ile 10 bin adet çiçeği dolaşmak zorunda. Bunu balın ne kadar kıymetli olduğunu vurgulamak adına söylüyorum. Bir kilo bal için yaklaşık 70 milyon adet çiçek dolaşılmıştır, onun için bal bu kadar kıymetlidir. Balın kavanoza gelmesi için 1 yıl hazırlık yapılır" diye konuştu.

Pandemi sürecinde bal ve ürünlerine yoğun talep olduğunu belirten Turgut Mollaoğlu, "Özellikle Erzurum gibi soğuk iklim dönemlerinde bal fazla tercih ediliyor. Farklı bitkilerle karıştırılarak içiliyor. Mideye kuvvet verir, enerji kaynağıdır" dedi. 

Düzenli bal tükettiklerini belirten Çiğdem Keleş ise "Bağışıklık sistemine faydalı olduğunu biliyoruz. Soğuk kış günlerinde grip ve enfeksiyonlara karşı korunmak için bal tüketiyoruz" diye konuştu.