8.500 yıl önce liman olarak kullanılmış, 3.000 yıllık bir şehir. Bir çok medeniyeti barındırmış tarihin ilk şehri… Tarihte yerleşim yeri çok,

8.500 yıl önce liman olarak kullanılmış, 3.000 yıllık bir şehir. Bir çok medeniyeti barındırmış tarihin ilk şehri… Tarihte yerleşim yeri çok, ama yönetimi, altyapısı ve mimarisi ile ilk şehir...
Peygamberimizin “İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” diyerek hoşgörü dini islamı yaymak için ne kadar önemli olduğu anlatılan şehir.
Tarih boyunca, boğazıyla, altın boynuzuyla dünyanın gözbebeği, ilgi odağı olan, üç imparatorluğa başkentlik yapan tek şehir…
Günümüz şehir turizminde ziyaret edilen dünya sıralamasındaki altıncı şehir…
Kültürlerin beşiği. Birçok dinin, ırkın yüzyıllarca kardeşçe yaşadığı; ticaret, kültür, diplomasi şehri İstanbul… Yaşanan canlı bomba, terör haberleri yetmezmiş gibi bir kez daha dünyaya manşet oldu…
Bir Kore vatandaşı, Cihangir’deki dükkanında Ramazan ayında içki içtiği için, hoşgörü dinimize mensup müslümanlar tarafından dövüldü. Ve dükkanı kapatıldı.
IV. Murat zamanında bile böylesi görülmemişken, 600 yıllık müslüman egemenliğinde yepyeni bir tarih yazıldı.
Bu haber tüm dünyada ve özellikle Kore’de yankı buldu. Kore ile iş görüşmeleri yaptığımız, Koreli işadamlarının Türkiye’de iş yapmasını talep ve davet ettiğimiz dönemde, misafirperverliğimiz ile değilde onları itip-kakmamız ile konuşulduk.
Hali hazırda PKK, IŞID, Rusya krizi sebeplerinden turistler ülkemize gelmez iken. Turizm sektörümüz avaz avaz “birşeyler yapmalıyız, batıyoruz” diye bağırırken. Turizm Bakanlığımız yabancı turist çekebilmek için yurtdışında reklamlara, bilboardlara milyonlar öderken… Bu yapılan; Türk halkının cebine, ruhuna, ayağına bir kurşun daha sıktı…
Türkiye istihdamının %55’ini hizmet, %20’sini sanayi, %15’i tarım, %10’u inşaat sektörü sağlamakta.
Yani ülkenin kişibaşı milli gelirinde olsun, büyüme hızında olsun hizmet sektörü katkısı en fazla olan. Turizm en önemli gelir kaynağımız.
İşte bu yüzden Turizm Bakanlığı mevcut algıyı yıkmak için reklama milyonlar harcıyor. Özellikle yabancı turizm; istihdam, ekonomik gelişim ve tabana gelir dağılımı için çok değerli. Turizm’i baltalayan teröre çare ararken, bir de üzerine “şehir eşkiyalığı” dinimize, vatanımıza, milletimize bir çelme daha taktı.
Müslümanlığın tüm dünyada terör ile anıldığı yetmedi, birde güzel dinimiz şehir eşkiyalığı ile karalandı.
Sanki içimizde bir el var, müslümanlığı, vatanı ekonomik ve psikolojik olarak bitirme peşinde.
Aslını inkâr eden bu saldırganlar; tarihlerini doğru kitaplardan okumuş olsalardı bu eylemin manevi aydınlığımızı nasıl gölgelediğini daha iyi anlayabilirlerdi.
Burada temel ayraç; Alçaklık… Ramazan ayı manevi dünyamızın gülü… Ramazan’da içki içen, başka bir dine mensup Koreliye vurmak ve dükkanını kapatmak manevi dünyamıza hitap etmez. Ama eylem sözde maneviyat için yapılmış. Ve sözde erdemli davranılmış.
Madde dünyasında alçak kalmamak gerekebilir ama manevi dünyada alçak kalmak yani alçakgönüllü olmak beklenir. Kendi irfan yüksekliğinin alçağında olabilmek...
Yaşanan olayda; maneviyatımız bahane edilmiş. Muhtemelen özünde maddi kaygılar vardır.
Buna rağmen şehir eşkiyalarının olayı Ramazan ayının arkasına saklaması “tevazu” ile karıştırılmasın. Zaten aşağıda olan birinin “aşağıdayım” demesi alçakgönüllülük değil gerçeğin ta kendisidir.