Bu nedenle, güne yeterli ve dengeli yapılan bir kahvaltı ile başlamak öğrencilerin okul başarısının artmasında son derece önemlidir. Peynir, taze me

Bu nedenle, güne yeterli ve dengeli yapılan bir kahvaltı ile başlamak öğrencilerin okul başarısının artmasında son derece önemlidir. Peynir, taze meyve veya meyve suları, birkaç dilim ekmek, 1 bardak süt, 1-2 adet haşlanmış yumurta, 8 adet zeytin çocuklar için kahvaltıda yeterlidir. Özellikle kaliteli protein ve zengin vitamin ve mineral içeriğinden dolayı haşlanmış yumurtanın sıklıkla tüketilmesi önerilir. Yumurta tüke- timi insülin direnci gelişimini ve diyabet hastalığı gelişimini engelleyecektir.
Süt ve yoğurt tüketimi kemik ve diş gelişiminde önemlidir. 2 su bardağı kadar süt veya 1 kase yoğurt, 3 dilim peynir peynir tüketilmelidir.
Okulda, dinlenirken ve ders çalışırken acıkıldığında tüketilen besinlere dikkat edilmelidir. Örneğin, şeker ve şekerli besinler(çikolata, bisküvi), cips vb. yağlı ve tuzlu besinler veya gazlı içecekler(kola gibi) yerine süt, yoğurt, sütlü tatlılar, ekmek arası peynir, taze sıkılmış meyve suları, soda, kuru yemişlerin ve kuru meyveler tüketilmelidir.
Patates kızartmasının içinde yüksek oranda bulunan akrilamid maddesi vardır. Patates çok fazla tüketilirse damar sertliği, şişmanlık ve kansere neden olabilir.
İçinde sodyum nitrit bulunan salam,sosis ve sucuğun fazla tüketilmesi kansere neden olur.
Cips yemek kanser, obeziteye, diyabete, alzheimere kadar birçok hastalığa neden olabilir.
İçerisinde asit bulunduran içecekler(Cola, paket meyve suları, limonata) mide ve bağırsak hastalıklarına neden olur. Hazır meyve sularının içinde çok fazla şeker olduğu için zamanla insülin direncine ve şişmanlık, tansiyon yüksekliği, kolesterol yüksekliği, kan şekerinde yükseklikle kendini gösteren me- tabolik sendroma neden olur. Metabolik sendrom tüm hastalıkların anasıdır.
Toz haline getirilmiş, defalarca işlem görmüş, içinde çok fazla katkı maddesi bulunan hazır çorbalar kansere neden olur.
Meyve ezmelerinde, gazlı içeceklerde, hazır pudinglerde, toz kremalarda, çorbalarda, soslarda, dondurmada, tatlılarda, sakızda, jellerde, marmelatlarda, meyveli yoğurtlarda, reçellerde, ketçap, mayonez ve hardalda yaygın gıda boyaları bulunur. İçinde boya yapıcı kimyasalları barındıran şekerler ve sakızlar diş çürümesi, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu ve kemik erimesine neden olur. Yapay gıda renklendiricileri çocuklarda davranış bozukluklarına ve önemli ölçüde IQ(zeka) seviyesinin düşmesine yol açar.
Çiğ yumurta içinde bulunan avidin maddesi bulunur. Çiğ yumurta fazla tüketilirse gevşeklik, pişik, saç dökülmesi ve nöbetle kendini gösteren biotinidaz eksikliğine neden olur. Yine çiğ yumurta içinde bulunan salmonella mikrobu karında döküntü, ateş ve nabız yavaşlaması ile kendini gösteren tifo ve en sıkda kanlı ishalle kendini gösteren bağırsak enfeksiyonuna neden olur.
Dışardan alınan her ürünün son kullanma tarihine dikkat edilmelidir. Son kullanma tarihini geçmiş besinler tüketilmemelidir.
Yüksek Fruktoz Mısır Şurubu: Ketçap, krema, kola, gazoz, şekerleme, hazır çorba, çikolata, gofret, puding, hazır kek gibi özellikle çocukların sıkça tükettikleri gıda değeri olmayan besinlerde bolca kullanılır. Kötü kolesterol seviyenizi (LDL) hızla yükseltir ve diyabet hastalığının oluşmasında rol oynar. Kansızlık, kalp büyümesi ve obeziteye de neden olur.
Aspartam: Suni tatlandırıcılar gıda değil kimyasaldır. Özellikle zayıflamak için suni tatlandırıcı yani böcek öldürücü kullananların bilmesi gereken önemli bir etki de metabolizmayı yavaşlatarak aslında daha fazla yağ birikimine neden olur. Baş ağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, eklem ağrısı, bulantı, uyuşukluk, kas spazmları, şişmanlık, depresyon, korku atakları, huzursuzluk, nöbet, uykusuzluk, görme kaybı, işitme kaybı, kulak çınlaması, yorgunluk, tat kaybı, çarpıntı, nefes darlığı, cilt döküntüleri, Parkinson, MS (Multiple Skleroz) gibi hastalıkların yanı sıra beynin işleyiş sürecini yavaşlatır, sakkarinde olduğu gibi aspartam da mesane kanserine neden olur.
Monosodyum glutamat kısaltılmış adıyla MSG veya koduyla E621, glutamat amino asidinin sodyum tuzudur. Monosodyum glutamat gıdalarda genellikle lezzet arttırıcı olarak kullanılmaktadır. Bu madde vücuda alındığında tükürük bezleri salgısını etkileyerek tükürük salgısını arttırır. Böylece gıdanın lezzet özellikleri artar tüketen de daha hızlı ve daha sık yeme isteği uyanır. Monosodyum glutamat bazı katı yağlarda, hazır cipslerde, gofretlerde, et sularında, hazır çorbalarda, işlenmiş kırmızı et(hamburger eti), balık ve tavuklarda, mayonezlerde, ketçaplarda, baharat karışımlarında, renkli yoğurtlarda, bebek mamalarında ve birçok tüketim ürününde bulunmaktadır.
Bu madde lezzetlendirici olarak kullanıldığında göğüs ağrısı, baş ağrısı, yüzde kızarıklık, şişlik, nefes darlığı ve terlemeye neden olur. Buna Çin restoranı sendromu denilmektedir. Ayrıca bu maddeyi tüketen insanlar daha sonrasında normal gıdaları aldığında onlara lezzetsiz gelmektedir. Buda insanların daha çok MSG içeren ürünlere yönelmesine neden olmaktadır. Bu durum bir bakıma bağımlılığa yol açmaktadır.
Monosodyum glutamatın zaraları
MSG bir bakıma nörotoksindir. Yani sinir hücrelerine zarar vermektedir. Bu yüzden merkezi sinir sistemini tahribata uğratarak alzheimer, parkinson ve epilepsi gibi hastalıklara neden olabilmektedir.
Retinal dejenarasyona neden olabilmektedir.
Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluklara ve bunlara bağlı olarak obeziteye neden olabilmektedir. İnsanda doymamaya neden olur.
Büyüme hormonunu baskılar böylece gelişim geriliğine neden olabilir.
İnsülün hormonunu uzun süreli artmış seviyede salgılatır, buna bağlı olarak pankreasta tahribatlara yol açar, kanser ve diyabete neden olabilir.
Böbrek ve karaciğerlerde tahribatlara neden olabilmektedir. Ayrıca bu madde plasentadan da rahatça geçebilmektedir. Buda tüm bu riskleri anne karnında ki bebeğe de yansıtmaktadır.
Ayrıcı astımlı hastalar bu maddeyi çok tüketirlerse ağır astım atakları geçirebilirler.
Baş ağrısı, bulantı, ishal, terleme, göğüste sıkışma, boyun arkasında yanma görülebilir.
Sodyum sülfit: Raf ömrü uzatıcı koruyucu maddedir. İşlenmiş et ürünlerinin (şarküteri) vazgeçilmezidir. Özellikle çocukların bolca tükettiği tost, pizza gibi ürünlerde kullanılan sosis, salam, sucuk, pastırma gibi işlenmiş etlerde, hazır baharat ve köfte karışımlarında da bulunur. Sülfit duyarlılığı olanlarda baş ağrısı, nefes problemleri, kaşıntı görülür. Nadir durumlarda ölüme bile neden olabilir. Pankreas kanserini yüzde 67, lösemi riskini yüzde 700 oranında arttırır. Başta kolon kanseri olmak üzere her çeşit kanseri tetikler. Çocuklarda beyin tümörü yapabilir.
Sodyum Nitrat/Sodyum Nitrit: Bu raf ömrü uzatıcı koruyucu madde işlenmiş gıdaların bir başka vazgeçilmezidir. Değişik kanser türleriyle bağlantısı vardır.
Bütilat Hidroksi Anizol (BHA) ve Bütilat Hidroksi Toluen (BHT) adlı koruyucu maddeler beynimizin sinir ağını etkiler, davranış değişikliklerini ve kanseri tetikler. Katı ve sıvı yağların bozulmasını, küflenmesini önlemek için kullanılır. Tahıl ve tahıl ürünlerinde, sakızlarda, bitkisel yağlarda, patates cipslerinde, tazeliğini muhafaza etmek için bazı paketlenmiş gıda maddelerinde kullanılmaktadır.
SO2, sülfitleyici maddeler (sülfür dioksit, sodyum veya potasyum sülfit, bisülfit, metabisülfit) olarak da bilinirler. Gıda koruyucusu olarak ve fermente içeceklerde kullanılır. Fırınlanmış ürünler, bazı çaylar, çeşniler, deniz ürünleri, reçeller, jöleler, kurutulmuş meyveler, meyve suları, konserve ve suyu alınmış sebzeler, dondurulmuş patates ve çorba karışımlarında ve içeceklerde bulunur. Sülfitler göğüste sıkışma, kurdeşen, karında kramp, ishal, kan basıncı düşmesi, başta yanma hissi, halsizlik, nabız hızlanması, bronş problemleri, düşük kan basıncı ve anaflaktik şok gibi bulgulara neden olur. Ayrıca sülfitler, bunlara duyarlı astımlılarda astım atağını tetikleyebilir.
Gıda etiketlerinde “hidrojenize yağ” içerdiği belirtiliyorsa bunun anlamı trans yağ içerdiğidir. Trans yağlar sürülebilir kahvaltılık yağlarda, margarinlerde, katı ve kızartma yağlarında, hazır hayvansal gıdalarda, bunlara bağlı olarak, kızartılmış gıdalarda, fırıncılık ve pastacılık ürünlerinde, tart, pasta, bisküvi, pizza hamuru, kek, çikolata, gofret, cips, salata sosları, hamur işi, kraker, hazır köfte, tatlılar, katı yağlar ve birçok fırınlanmış yiyecekte bulunur. Trans yağlar bağışıklık sistemini zayıflatır, insülin direncini arttırır, karaciğeri ve üreme sistemini etkiler. Gebelerde düşüğe, doğum ağırlığına neden olur ve anne sütünün kalitesini bozar. Hücre zarına da zarar verir. Trans yağ, kötü kolesterol (LDL) seviyesini yükseltir. Kalp krizi, kalp rahatsızlığı ve inme riskini ciddi ölçüde arttırır.