Bugün 2 Aralık dünya genelinde "Köleliğin Kaldırılması Günü" olarak kut

Bugün 2 Aralık dünya genelinde "Köleliğin Kaldırılması Günü" olarak kutlanıyor. Bileşmiş Milletler (BM), 2 Aralık 1949'da insan ticareti, cinsel istismar, çocuk işçi çalıştırma ve zorla evlendirme gibi köleliğin çağdaş formlarını yok etmeyi amaçlayan bir yasa tasarısını kabul etti.  Kölelik, dünya genelinde yasaklanmış olsa da "modern kölelik" insanlığın en önemli sorunlarından biri olmaya devam ediyor. Dünya genelinde 40 milyondan fazla modern köleliği kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor.



1 Ocak’tan bugüne kadar 404 kadın öldürüldü. Sayıları her geçen gün artan kadın isimleri, çocuk olmadan büyüyen annesiz çocuk isimleri, evladına doyamadan onu kefene saran anne isimleri insanların vicdanında –belki de bu hale iyi niyetli bir düşünce- sessiz atılan çığlıklar olarak, duvarlarımıza çarpa çarpa yine bize dönüyor.



Çığlık atmayı öğreten devlet, kendi kadınını koruyamadıkça, ailelerin ‘büyüyünce sen ne canlar yakarsın’ diye büyütülen oğlan çocukları oldukça, zihniyetleri değişmeyen binlerce örümcek ağıyla yaşayan insanlar örgütünün arasında yaşadıkça bu hiç değişmeyecek. 1949 yılında köleliğin kaldırılması çocuğa, kadına bir nefes olmuştu. Bu yasayla hayal bile edilemeyecek hayatları düşlemeye başlamışlardı. Kim bilir, belki de insanlığın ayağına takılan pranganın zinciri ilk o gün kopmuştu.



Yıl 2019, öldürülen 390 kadının 103’ü kendi hayatına dair karar almak istedikleri için hayatlarından oldu.  227’si evinde öldürüldü. Bianet verilerine göre, 1 Ocak 2019 – 20 Kasım 2019 tarihleri arasındaki 324 günde 532 kadına şiddet gördü. Biz bugün köleliğin kaldırılmasını kutluyoruz. Türkiye’deki kölelik kalkmış olabilir, ama insanın içindeki o mazoşist ruh, başka birini kendine köle yapma sorunsalı gittikçe büyüdü.



Bugün herkesin içinde büyüyen şiddetin içinde boğuluyoruz. Kimi suçlasak acaba? Bu şiddeti yapanı mı? Ona bu şiddeti yaptırmaya iteni mi? Yoksa herkesin suçundan kaçmak için sığındığı kaderi mi? – gerçekten bu verilerin içinde bunu söylemek çok zor. Toplum olarak kendi dünyamızdan çıkıp uzaktan kendimize bakmazsak, aldığımız nefesin içinde boğulmaya, köle olmaya, köle tutmaya devam edeceğiz.