İZMİR

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilerin bir kısmı İzmir'de gökdelenlerin arasında kurdukları naylon çadırlarda yaşarken, toprak üzerinde serilen döşeklerde uyuyan sığınmacı çocuklar, bisiklet ve oyuncak hayali kuruyor.

İzmir'de şehirlerarası otobüs terminalinin arkasında yaşama tutunan sığınmacılar ise diğerlerine göre daha kötü şartlarda barınıyor. Gökdelenlerin gölgesindeki boş arsalarda derme çatma çadırlar kuran sığınmacı aileler, hayırseverlerin desteğiyle hayata tutunuyor.

Çadırlar savaş ve göçten yorgun ailelere ev sahipliği yapıyor
Kimi hayata göç yollarında gözlerini açan, kimi savaşsız bir dünyayı uzak bir rüya olarak hatırlayan çok sayıda çocuğun bulunduğu çadırlar, savaş ve göçten yorgun ailelerin çare arayışına ev sahipliği yapıyor.

11 yaşındaki Esma: Ben büyüğüm, bunlar küçük, onlar istiyor
Tekrar çocukça güzel düşler kurabilmelerini mümkün kılacak bisiklet ve oyuncak bebek hayali kuran çocuklar, kendilerine yönelen kameranın önünde toplanarak isteklerini sıralıyor. Hep bir ağızdan bisiklet istediklerini söyleyen çocuklardan 11 yaşındaki Esma, “Ben bir şey istemem, büyüğüm. Bunlar küçük, ondan istiyor.” diye konuşuyor.

12 yaşındaki Fatma: Burada okula gidemiyoruz
12 yaşındaki Fatma’nın, “Yağmur yağdığında perişan oluyoruz. Suriye’de okula gidiyorduk, burada gitmiyoruz. Çünkü biz Suriye yazısı biliyoruz, buranın yazısını bilmiyoruz” sözleri ise başka bir kültürle tanışmanın zorluğunu özetliyor.

10 çocuklu bir aileye mensup 13 yaşındaki Mustafa da çadırda yaşamın zorluğunu aktararak, en çok bir evlerinin olmasını istediğini söylüyor.

“Başımızı sokacak bir ev istiyoruz”
Sahip oldukları her şeyi geride bırakıp bir naylonun altında aileleriyle yaşayan kadınlar, aileleri için başlarını sokacakları, suyu olan, kışın soğuk, yağmur ve çamurdan, yazın sıcaktan koruyacak bir ev istiyor.

Çadırda yaşayan 5 çocuk annesi Ayşe Cuma, başlarını sokacak bir ev istediklerini aktardı.
Editör: TE Bilisim