Ön plana çıkarılan düzenlemeler şunlar; Genel Sağlık Sigortası ile 18 ila 25 yaş arasındaki 5 milyon genç 7 milyar TL borçlandırılmıştı. Gen

Ön plana çıkarılan düzenlemeler şunlar; Genel Sağlık Sigortası ile 18 ila 25 yaş arasındaki 5 milyon genç 7 milyar TL borçlandırılmıştı. Gençler önünü göremiyor, borç yükü altında eziliyordu. Yapılan hatadan dönülüyor, borçlar siliniyor.
Sosyal güvenliği olmayan 65 yaş üstü yaşlılar, gelir durumuna göre kademeli yaşlılık aylığı alabilecek.
Çalışanların yıllık izinleri yaklaşık 8 sene önce değiştirilmiş ve “yıllık izin en az 10 gün kullanabilir” yapılmıştı. Kalan süre 10 günden az ise o süre kullanılabilirdi. Şimdi bu süre tekrar 6 güne indirilecek.
Devlet tarafından sosyal yardım alan kişilerin çalışmaya başlaması halinde, bu kişileri istihdam eden firma Sosyal Güvenlik prim desteği alabilecek.
Güneydoğu’da yaşanan acı günlerde, diğer illerimizde yaşanan canlı bombalar ile evladı şehit düşmüş anne-babaya kamu kuruluşlarında iş imkânı sağlanacak. Bu düzenleme ile; şehidin eşine ve çocuğuna, eğer yok ise kardeşe, anneye, babaya iş imkânı verilecek. Şehit yakını olup da 45 yaş ve altındaki yakına öncelik tanınacak.
Zorunlu Trafik Sigortası primleri hatırlayacağınız gibi bu yıl neredeyse dört kat artmıştı. Yaptıramayanlar, ödeyemeyenler, mağdurlar oldu. Azaltılmayacak ya da affedilmeyecek ama daha fazla artmaması için önlemler alınması kararlaştırıldı.
Zaafiyet oluşmuş bölgelerde istihdam artırılacak. Polis teşkilatımıza 15 bin kişi, son dönemde yolsuzlukların yaşandığı sosyal güvenliğe 2.610 denetçi kadrosu açılacak.
İmara uygun olmayan binaların %65’e çıktığı bölgeler riskli kabul edilecek ve kentsel dönüşüme açılacak.
Terör sebebiyle tamamen yerle bir olan Diyarbakır Sur ilçesinin imar durumu, satışı ve ihale süreci hızlandırılacak.
Kanal İstanbul projesi için yasal düzenlemeler yapılacak. Proje üzerinde bulunan kamu arazileri satılmayacak.
Bu önlem için biraz geç, proje açıklanalı çok oldu. Alan aldı, satan sattı, kaymağını yiyen birileri olacak.
Kamu arazisinde bulunan turizm tesislerinin kullanım bedelleri bir yıl ertelenecek. Erteleme pek memnun etmeyecektir. Çünkü turizm tamamen durdu. Tesisler boş ve borç içinde, çoğu kapatma haddinde, erteleme değil destek bekliyor.
29 yaşını doldurmamış gençler, ticaret yapmaları halinde kademeli olarak üç yıl boyunca vergi muafiyeti alabilecek.
Bu ve daha birçoğu meclisten ya geçti ya da yakında meclise sunulacak. Henüz yasalaşmamış, sırada bekleyen maddeler de var.
Bazı maddelerde hissediliyor, vekiller kendi kendisiyle sohbet etmiş. İç dünyasını dinlemiş, hesaplaşmış, vicdan yapmış. Kolay değildir, postmodern insanın kendi kendisiyle sohbet etmesi, hatta zordur.
Fakat bazı maddeler de bir o kadar tartışmalı, ruh halini anlamak kolay değil.
Bas bas herkes bağırıyor, “Ülkenin kalkınmaya ihtiyacı var”, “Sadece büyük şehirlerde değil, kalkınmanın tüm ülkede olması gerek”, “Fabrikaların, limanların çoğalması, yayılması ve işlemesi gerek”.
Bunca bağırışa gürültüye rağmen yine ülkenin tek boğazı olan şehrine, tekrar suni boğaz, kanal yapılıyor!
Bu kanal kalkınma hamlesi projesi ve çok büyük paralara mâlolacak. Çok fazla dışarıya para akacak. Hazır yeni yapılıyorken olmayan bir yere yapalım. Anadolu’ya yapalım. Anadolu’yu güçlendirelim. Kişi başı milli geliri ve refahı tüm ülkeye yayalım.
İstanbul yaklaşık 15 milyon kişi, her geçen gün de artıyor. Köyler, kasabalar boşaldı. Neredeyse tüm Türkiye, İstanbul’a sıkışmaya çalışıyor. İstanbul’da yaşamayı bırak, nefes almak bile zor.
Yeni kanal ile İstanbul’da bir ada oluşturmanın, ülkeyi bölen bir hat çekmenin anlamı yok.
Köylerinden kopup bir umut ile İstanbul’a gelmiş ve İstanbul’da sıkıntılar yaşayan halkın, kendi topraklarında yaşamasını sağlayacak atılımları buralara yapalım. Yatırımlarımızı belli bir zümre için değil halk için yapalım. Nüfusu ve refahı tüm ülkeye yayalım.
Bu vatan topraklarının her karışı atalarımızın kanıyla alındı, verimli kullanalım.
Peygamber Efendimiz maddi fakirliği ile övünür, manevi fakir kalmaktan korkardı. Mesele sadece halkın maddi fakir olması değil, mesele vatan topraklarına, halka adil olunmaması. İnsanların bir şekilde geçim kaygısı telaşı ile suç işlemek zorunda bırakılması. Manen fakirleştirilmesi…