MHP Genel Başkanı Bahçeli, Abdullah Gül'ün adaylığı iddiası hakkında, "İhtimal vermiyorum çünkü yanlış olur. 'İlle de aday olmayı düşünüyorum' diyorsa Allah yolunu açık etsin." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün akşam bir restoranda gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Bahçeli, "MHP'de seçim çalışmaları nasıl gidiyor? MHP'de neler oluyor" sorusu üzerine, Türkiye'de anayasa değişikliği ile başlayan, halk oylamasıyla devam eden ve bir yönetim sistemi değişikliğini öngören sürecin içerisinde MHP'nin çok yönlü bir faaliyet ortaya koyduğunu ve MHP'nin her an bir erken seçim olabileceği düşüncesiyle hareket ettiğini söyledi.

Bu süreçte MHP'nin yaşadığı önemli sıkıntılar da olduğunu belirten Bahçeli, "Bir tarafta uluslararası gelişmeler, bir tarafta yurt içinde sosyal, ekonomik ve buna paralel olarak da terör faaliyetlerinin olduğu bir dönem. Ama aynı zamanda MHP ile aşırı derecede uğraşan odaklar. MHP olarak bütün bunların altından nasıl kalkacağımızı düşünerek bazı faaliyetler öngörmek suretiyle çalışmalar sürdürüldü." diye konuştu.

MHP'de görülmeyen, fark edilmeyen bir dinamizmin kendi kendine oluştuğunu vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bir an şöyle düşünün, 793 gün, içeriden ve dışarıdan MHP'yi itibarsızlaştırmak, bölmek, MHP üzerinden fitne fesat yaymak suretiyle ne gibi olayların yaşandığına herkes şahit olmuştur. Korsan toplantılar, korsan kurultaylar, tarlalarda buluşmalar, tellere çıkmalar… Bu durum karşısında MHP varlığını sürdürmek, hedefe erişmek açısından sürekli kendi iç dinamikleriyle proje üreten, faaliyetlerini yönlendiren, kongrelerini yapan ve 18 Mart'ta da büyük kurultayını gerçekleştiren bir siyasi parti olarak herhangi bir seçime ruhen hazır hale gelmiştir. Şimdi ise erken seçim sürecinde MHP teşkilatlarını tamamlamış, seçime hazır hale gelmiş, seçimi gerektirecek ön çalışmalara, propaganda araçları ve seçim beyannamesi de dahil olmak üzere, hazırlıklarını yapmış vaziyettedir."

Bahçeli, 24 Haziran'da erken seçim olacağını anımsatarak, "Bu seçimle ilgili, öneren partilerden birisi olmamız sebebiyle, bir ön hazırlığımızın olması lazım. O hazırlıklar yeterli sayılamayabilir. Ama buna rağmen seçime girmeye cesaret verecek bir çalışma ortamıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Bu nedenle herkesten önce adayları tespit etmek için müracaatları başlattıklarını ve 3 Mayıs günü saat 17.00'ye kadar müracaatları alacaklarını bildiren Bahçeli, "Sonra seçim takvimindeki sürece paralel bir şekilde hazırlıklarımızı sürdürmek suretiyle Allah nasip ederse 21 Mayıs'ta milletvekili adaylarımızı topluma takdim edeceğiz." dedi.

Ramazan ayı ve Ramazan Bayramı'nın iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Bahçeli, "Böyle bir ortam içinde mitingler, kapalı salon toplantıları ne kadar yapılır, iftar yemeklerine ne kadar katılınır, siyaset hangi esaslar dahilinde halkımızla paylaşılır, bu konuda da arkadaşlarımız çalışıyorlar." açıklamasını yaptı.

"Cumhur İttifakı millet aklı"
"Seçim sloganınız belirlendi mi" sorusu üzerine Devlet Bahçeli, seçimin güncelleriyle ilgili sloganların hazırlanacağını belirterek, "Ama partimizin önünde 300 küsur metrekarelik bir alanımız var. Orada 'Cumhur İttifakı millet aklı' yazıyor. Bununla başladık. 'Cumhur İttifakı onun bunun değil, milletin aklıyla ortaya çıkmış bir yapıdır' diye düşünerek bunu seçtik. Önümüzdeki günlerde sloganların bazıları da kamuoyu ile paylaşılabilir." ifadelerini kullandı.

Koçdemir'in istifası
Bahçeli, Bursa Milletvekili Kadir Koçdemir'in istifasına ilişkin soruya, "Milletvekili olmakla birlikte uzun zamandır MHP ile ilgisini soğutmuş, askıya almış bir arkadaşımızdı." yanıtını verdi.

"Bir proje olduğu anlaşılıyor"
"CHP'nin ve diğer partilerin aday arayışı sürüyor. Henüz bir netlik yok. Bu bir kurgu mudur, plan mıdır? Kılıçdaroğlu sizce aday olacak mı" sorusunu cevaplandıran Bahçeli, bir siyasi projenin iç ve dış odaklar tarafından Türkiye'de uzun zamandır uygulandığına dikkati çekti.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir siyasi parti mensubu olarak değil, bu ülkenin bir evladı olarak ifade etmek istiyorum. Bir seçime girebilme imkanına dayalı kongre sürecini tamamlamış olan bir partinin bir iki gün içinde bir başka partiden 15 milletvekili alması hali çok yönlü düşünülecek, arkası önü iyi araştırılabilecek bir uygulamadır. Yani seçime girmeyle alakalı herhangi bir kaygınızın olmadığını bilmenize rağmen 15 milletvekilini gönderen ve 15 milletvekilini kabul edenlerin hangi gerekçe ile bu eylemi gerçekleştirdiklerini düşündüğünüzde bir proje olduğu anlaşılıyor. Ama arkası nedir, önü nedir onu ancak proje kurgulayanlar bilir. Biz de zaman içerisinde öğrenebiliriz. 'Türkiye'de mutlaka 15 Temmuz'da erken seçim olması lazımdır' diyorsunuz, partileşme sürecine giriyorsunuz, kurucular kurulunun olağan kongresini yapıyorsunuz, Türkiye genelinde teşkilatlanmalara gayret gösteriyorsunuz ve arkasından 'Ben cumhurbaşkanı olacağım' diyorsunuz. 15 Temmuz'da erken seçim talebinde bulunmak, erken seçime hazır hale gelmek anlamı taşır. Demek ki hazırlık yok ortada. O zaman bunu niye tekrar edip duruyorsunuz sorusuyla insan karşı karşıya kalır."

Seçime girme yeterliliği Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından kabullenilmiş bir siyasi partinin, kendisini ve Türkiye'yi siyasi etik yönüyle zedeleyecek bir davranışta bulunmaması gerektiğine işaret eden Bahçeli, "Kalkıp 'Demokrasi için teşekkür ediyorum' diyeceği yerde, 'Biz sorunumuzu çözdük, seçime giriyoruz. Nazik davranışınızdan, bizi kurtaracak yaklaşımınızdan dolayı CHP'ye demokrasi adına teşekkür ediyorum' diyerek 15 CHP'li milletvekilini geldiği yere gönderip boynu bükükler oyununa son vermek lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Danışıklı dövüş iddiaları

Seçim kararı alınmasıyla ilgili "danışıklı dövüş" iddialarını nasıl değerlendirdiği yönündeki soru üzerine, bunun değerlendirilecek bir boyutu bulunmadığını vurgulayan Bahçeli, "Bunu söyleyenler bizi tanımıyor. Eğer gerçekten tanıyorlarsa iftira ediyorlar. Biz kimseyle pazarlık içinde olamayız, danışıklı dövüş hareketi yapacak karakterde biri değiliz. İnandıklarımızı söyler, ona göre de hareket ederiz. Bazı televizyonlarda konuşuyorlar, siyasilerden de söyleyenler var ama gelecekte tarih gerçeği yazdığı zaman, acaba utanma erdemini ortaya koyabilecekler mi? Ondan da şüphem var." diye konuştu.

"Gül-Davutoğlu görüşmesi iflas etti"
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün adaylığı, Gül'ün eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşmesi ve Davutoğlu'nun "Erdoğan hepimizin adayı" açıklamasına ilişkin bir soruya MHP Genel Başkanı Bahçeli, şu yanıtı verdi:

"Sayın Gül ile Davutoğlu arasındaki bahse konu görüşme iflas etmiş demektir. Çünkü Davutoğlu 'Ben Cumhurbaşkanı adayı olarak sayın Erdoğan'ı destekliyorum' demiştir. Bu ifadeyi kullandıktan sonra görüşmelerinin muhtevası ne olursa olsun, kamuoyunda yapılan yorumların hepsi geçerliliğini kaybetmiş demektir. Demek ki Davutoğlu bey ile Gül arasındaki görüşmelerde, 'Biz cumhurbaşkanı adayı olalım mı, olmayalım mı' konusundaki tartışmaların yeterli bir seviyede olmadığı anlaşılmış, Davutoğlu sonucu bağlamıştır. Bu sonuca Abdullah Gül Bey'in bir cevap vermesi lazım. 'Biz şu kadar saat görüştük ama Ahmet Davutoğlu'nun ortaya koyduğu görüş, görüşmelerimizin özünü teşkil etmektedir. Benim de aday olma niyetim yoktur' demeleri lazım. Şu ana kadar demediklerine göre tek yanlı bir görüşme olarak kalmıştır. Davutoğlu kendisini çekmiş, gerçeği görmüş, Gül'e de böyle bir gerçeği görmesi için davet çıkarmıştır. Sayın Gül görecek mi görmeyecek mi, onu bilemiyoruz artık."

"Gül'ün ısrarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bahçeli, "Bu çok yanlış bir tutum." ifadesini kullandı.

"Bunu hazmetmek lazım"

Bu konuda Twitter hesabından yaptığı değerlendirmeleri hatırlatan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"Düşünün, bir partinin kurucususunuz, başbakan, dışişleri bakanı olmuşsunuz ve bir Meclis grup toplantısında Erdoğan sizi, 'Cumhurbaşkanı adayımız, kardeşimiz Abdullah Gül' diye takdim ediyor. 'Kardeşim Abdullah Gül' ifadesiyle takdimin anlamı vardır. Kardeş arasında vefa vardır, sadakat vardır, sevgi vardır, saygı vardır. Bunu dikkate almak lazım. Bu sebepten dolayı Erdoğan Bey'in şu an Cumhurbaşkanı olarak görevini üstlenirken, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik bir sürecin içerisinde, bu süreci tamamlayabilecek bir seçimi düşündüğü sırada, sizin isminizi dolandırıp kendinizi göstermeyen bir yaklaşımdan vazgeçmeniz gerekir. Ve Erdoğan'ın yanına gidip, 'Sen benim kardeşimsin. Dün sen beni kardeş ilan etmiştin. Bugün ben seni kardeş ilan ediyorum. Kardeşin olarak Cumhurbaşkanı olmuştum, kardeşin olarak Cumhurbaşkanı olmanı istiyorum.' demesi lazım. Bunu demediği müddetçe Gül siyasi birikiminin hepsini, şimdi yeni tabir var ya sıfır baraj, sıfırlamış olur. İsmini fazla dolandırmamasında, kendisini istismara yönelik kişilerle olan temaslarını mesafeli bırakmasında yarar vardır diye düşünürüm. Çünkü bir siyasetçi ülkede zor yetişiyor. Önemli görevler de her insana nasip olmuyor. Yani parti kuruyorsun, başbakan oluyorsun, dışişleri bakanı oluyorsun, cumhurbaşkanı oluyorsun. Bunlar önemli makamlar, hepimize nasip olmuyor. Bunu hazmetmek lazım."

Bahçeli, siyaseti yozlaştırmadan, siyaset irtibatlarını bazı kırgınlıklara sebebiyet vermeyecek boyutta sürdürmekte yarar bulunduğunun altını çizerek, Türkiye'nin de buna ihtiyacı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan bir kişinin kafasında oluşabilecek her türlü soruyu açıklığa kavuşturabilmek için devletin tüm kademelerine müracaat ederek bilgi sahibi olabileceğini belirten Bahçeli, "Bunları yaparak hala 'çatıydı, şuydu' diyerek birtakım şeylere giriyorsa o zaman söyleyecek bir şey kalmıyor. Ben aday olacağına ihtimal vermiyorum. Vermiyorum çünkü yanlış olur. Ama 'ille de aday olmayı düşünüyorum' diyorsa Allah yolunu açık etsin. Kim aday yapacaksa yapsın." dedi.

"FETÖ ile benim bir irtibatım yok"

"İstismar dediniz. FETÖ Gül’ün adaylığını istiyor mudur" sorusuna Bahçeli, şu yanıtı verdi:

"FETÖ ile benim bir irtibatım yok. Fetullah Gülen'in ne düşündüğünü de anlamakta güçlük çeken bir insanım. Ama istismar edildiği kanaatindeyim. 'CHP adayı olabilir mi?', 'Saadet Partisi'nden olabilir mi?', 'Gül olursa desteklerim, 24 saat sonra, 'Hayır ben yüz bin imza toplayacağım, şöyle yapacağım' konuşmalarının olduğu yerde bir isim konuşuluyor, o isim sessiz kalıyor, hiçbir yerde görünmüyorsa, her zaman yaptığı geleneksel Cuma namazından sonraki sohbetini yapamayacak bir durumda kalmışsa ne yapacaksınız? İstismar edildiğinizi fark edeceksiniz."

Bahçeli, Abdullah Gül'ü böyle davranmaya iten nedenin sorulması üzerine, "Bir projeyi oluşturmaya çalışanlar önemli aktörler ise bunların çabası olabilir. İkinci olarak nefsi kontrol altına alamazsanız her şeyi yapabilirsiniz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "gönül ittifakı" ifadesinin anımsatılarak, "Cumhur İttifakı'ndan sonra yerel seçimlerde AK Parti ile bir çalışma yürütülebilir mi" sorusu üzerine, Bahçeli, "Seçimlerden sonra 7 ay var. Ne gibi siyasi olaylar olur onu bilemiyoruz." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı ve 27. Dönem Milletvekilliği seçimi tamamlandıktan sonra mahalli idareler seçiminin kendi özel yapısı, geleneksel değerler içerisinde sürdürülen bir faaliyet olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "Belki de o aşamaya gelmemiş olabilir. Cumhurbaşkanının bugün söylemiş olduğu söz, kendisi cumhurbaşkanlığı sistemini kurduktan sonra da aynı olursa o zaman Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin başı olarak böyle düşünüyor demektir. Onu da herhalde diğer siyasi kurumlar, belediyeler dikkate almak durumunda kalırlar." diye konuştu.

"Milliyetçi Hareket böyle bir duruma düşemez"

Bahçeli, "Seçimden sonra sizi başkan yardımcısı olarak görmek veya kabineye partinizin girmesi söz konusu olacak mı" sorusuna, "Eğer böyle bir niyette olursak, bu niyet doğrultusunda da seçim sonrası bir uygulamada bulunursak o zaman söylediklerimizin hepsini yalamış oluruz. Milliyetçi Hareket böyle bir duruma düşemez. Böyle bir arzumuz da pazarlığımız da yok, niyetimiz de yok. Demek ki arzu olmazsa niyet olmazsa pazarlama da yoksa o zaman biz parti olarak yolumuza devam edeceğiz demektir." yanıtını verdi.

"Gül'ün adaylığı konusuna CHP tabanından tepki var. CHP ile olan münasebeti tabanı açısından zarar verir mi" sorusu üzerine Bahçeli, bu konuda bir şey söylemenin zor olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Çünkü daha evvelden yapılmış olan bir cumhurbaşkanlığı seçimindeki birliktelikten haberleri olmadığını, bunu da şimdi kamuoyuna Ekmeleddin formülü olarak taktim ettiklerini söylüyorlar. O çerçevede düşündüğünüz taktirde bir hata olmuşsa kendileri açısından ikinci kez aynı hatayı işlememeleri lazım. Yani Ekmeleddin formülünü benimsemekte zorlananların şimdi Abdullah Gül formülünü benimseyecek halde olmamaları lazım. Ekmeleddin Bey projesi doğru bir projeydi. Orada samimi bir kucaklayış olsaydı belki farklı olabilirdi. Ama şimdi onların hepsini yaşadıktan sonra aradan yıllar geçtikten sonra kalkıp bunlar söyleniyor. Ekmeleddin Bey ki MHP'nin milletvekilidir. Muharrem İnce ağzından çıkanı duyacak ve ona göre konuşacak. Benim milletvekili olarak kabul ettiğim, partimde bulunan bir şahsa dil uzatamaz. Biz herhangi bir şekilde kendisine dil uzatıyor muyuz? Gitsin Yalova'da tatil yapsın biraz."

"Bir dizi filme geçiyorum"

"Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda tablo her parti kendi adayını çıkaracağı yönünde ilerliyor. Bu Cumhur İttifakı'nı nasıl etkiler" sorusu üzerine Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın kuruluş aşamasından bugüne kadar geçen sürede anlaşılmayan yönlerin de anlaşılır hale geldiğini ve insanların bunun doğru, yasal ve meşru bir ittifak olduğunu kabullendiklerini söyledi.

Bu nedenle partilerin değişik aday çıkarmasının hakları olduğunu vurgulayan Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"Taraftarlarından alacağı oy bellidir. Ama bu oy bazı televizyonlarda kamuoyu araştırmacılarının iddia ettiği gibi MHP'den yüzde 6, AKP'den alıp bir başka yere gidecek halde değildir. Yani televizyonlarda bu tür değerlendirmeleri yapanlara bakmak lazım. Yarın seçim sonrasında bunları gösterip 'Görüyorsunuz' demek lazım. Başka programa gerek yok. Her konuşmayı bant halinde vereceksin ne söylediler ne oldu? 'Bundan sonra televizyonlarda konuşacaklar mı, biraz da evde dinlenecekler mi?' diye sormak lazım. Ben kamuoyu araştırmasını tartışan basın mensuplarını-çok ağırlarına gitmesin ama- inandırıcı bulmadığım için o bölüm gelince diğer haberlere bakıyorum. Orada da bir şey yoksa bir dizi filme geçiyorum."

"Cumhur İttifakı birinci turda cumhurbaşkanını seçecektir"

"Birinci turda cumhurbaşkanı seçilir mi ikinci tura kalır mı" sorusuna Bahçeli, "Benim inancım odur ki Cumhur İttifakı birinci turda cumhurbaşkanını seçecektir." karşılığını verdi.

Devlet Bahçeli, şu ana kadar hiçbir siyasi partinin MHP de dahil 59 miting, 59 kongre yapmadığına işaret ederek, "Böyle bir manzarayla Türkiye'de bir de çok sayıda televizyon sabahtan akşama kadar da bunu veriyorsa tek başına aday olan kişiler nasıl seçim alacak? Onu düşünmek lazım. Başka yerden bir oy gelecekse bilemiyorum ama başka partiler tartışma zeminindeyken diğerleri yol alıyor. Yani Cumhur İttifakı gelişen bir ittifak olmuştur. Bir yandan cumhurbaşkanı bir yandan da milletvekili seçimlerini organize eden bir anlayışla hareket ediyor. Bir haftaları kaldı. Bir hafta sonra 'aday bulamıyoruz' derlerse ne olacak?" diye konuştu.

"Uzlaşma konusu üzerinde durmak lazım"

"Beklediğiniz bir oy oranı var mı" sorusu üzerine Bahçeli, gülerek, "Yanıtlarsam o zaman kamuoyu araştırmalarıyla paralel düşer." dedi.

Muhalefetin "büyük uzlaşma" ifadelerinin hatırlatılmasına Bahçeli, şunları söyledi:

"Bir defa uzlaşma konusu üzerinde bir durmak lazım. Bulunduğu partiden her türlü imkana kavuşarak milletvekili, bakan olarak siyasi hayatta yer alanlar, 16 Ocak'tan sonra bu imkanı bulduğu partisiyle uzlaşamadıktan sonra CHP ile nasıl uzlaşacak? HDP ile nasıl uzlaşacak? O bakımdan uzlaşma, demokrasi bunlar artık cümlenin başında kullanılan ama hayata geçirilmeyen projelerin giriş güzergahı oluyor, başka bir şey olmuyor. O nedenle milletvekilliği seçimleri önemlidir. Çünkü denge ve denetim amaçlı yasama bu anayasa değişikliği ile ortaya çıkmıştır. Bir de cumhurbaşkanı ve hükümeti vardır. Cumhurbaşkanı ve hükümetiyle alakalı bir sonucu elde etmek istiyorsanız o zaman Meclis'teki gücü ona uygun bir hale getirmek lazım. 600 milletvekili var. Demek ki güçlü bir iktidarın cumhurbaşkanı ve onun hükümetinin faaliyetlerinin başarılı kılınabilmesi Meclis'teki 301'i de bulmayı gerektirir. Bu da önemli bir rakamdır."

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Resmi takvim yayınlandı. AK Parti ile Cumhur İttifakı için bir protokol için bir temasınız oldu mu" yönündeki soruya, "İki partinin, bugüne kadar bu konuları yetkili olarak sürdüren arkadaşlar bu protokolleri ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin esasları üzerindeki çalışmaları planlamış olurlar." karşılığını verdi.

"Ortak beyanname mi" sorusu üzerine de Bahçeli, beyanname değil, protokol olacağını söyledi. Bahçeli, "Bizim kendi açıklamalarımız, Cumhur İttifakı çerçevesinde topluma vereceğimiz mesajlar olacak. Neden Cumhur İttifakı, neden cumhurbaşkanlığı sistemi? MHP neden böyle bir çalışmanın içinde bulundu, bunları izah edeceğiz. MHP beyannameden ziyade işin ruhu, felsefesi ve bir sistemin yerinde, kalıcı bir şekilde, istikrarlı şekilde uygulanacağına dair görüşlerini halkla paylaşacak. Kalkıp da soğan fiyatlarıyla ilgili bir açıklamamız olmayacak." dedi.

"Beşiktaş hata yapmaz, yapmamalıdır"

Bahçeli, "Beşiktaş maçında yaşananların ardından Beşiktaş, sahaya çıkmayacağını açıkladı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanı Fenerbahçeli. Siyaseten en güçlü Beşiktaşlı konumunda siz varsınız." sorusuna şu yanıtı verdi:

"Beşiktaş hata yapmaz. Yapmamalıdır. Türkiye'nin bu karmaşasında siyasetin, partiler arasında kutuplaşmaların olduğu böyle bir noktada, siz bunu bir de kulüpler arasında bir kutuplaşmaya çevirirseniz o taraftarların ilerde ne yapacağı belli olmaz. Bunu ne Fenerbahçe'nin ne Beşiktaş'ın başkanı taşıyamaz. Beşiktaş o nedenle kararını değiştirmelidir. Bunu bir Beşiktaşlı olarak söylüyorum."

"Yeni bir gündem yaratmaya gerek yoktur"

"25 Haziran sabahı Türkiye'nin gündeminde halletmesi gereken ilk konu ne olmalı?" sorusu üzerine Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni bütün kurum ve kurallarıyla işler hale getirilmesi olması gerektiğini söyledi.

Bahçeli, sonrasında da Türkiye'nin gündemini meşgul eden konuları yeni cumhurbaşkanı ve onun hükümetinin teker teker ele alması, TBMM ile diyalog içinde çalışması gerektiğini dile getirdi.

Gündemin ne olduğunun belli olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "O gün yeni bir gündem yaratmaya da gerek yoktur. Terör, uluslararası ilişkiler, göç, kadına şiddet, ekonomik sorunlar. Sokaklarda kavga vardır, asayişsizlik vardır. Bunların ele alınması lazım." ifadesini kullandı.

Cumhur İttifakı'na BBP'nin destek verdiğinin hatırlatılmasına Bahçeli, "Cumhurbaşkanı ile BBP Genel Başkanı önümüzdeki günlerde bir araya gelip bir değerlendirme yapacaklarını söylediler. Bunu yetkili kişiler söyledi. Onlar bunu söylerken bizim Cumhur İttifakı'nın bir elemanı olarak araya girip konuşmamız yakışık almaz." yanıtını verdi.

"Dilimize öyle geliyor öyle söylüyoruz"

Gazetecilerin, "(AKP) dediniz ama Cumhurbaşkanı bu sözü sevmiyor" ifadesi üzerine Bahçeli, gülerek, "Bize ne diyecekler MHP yerine. Dilimize öyle geliyor, öyle söylüyoruz. Buradan da gazeteci kurnazlığı ile bizi çatıştırma." dedi.

"HDP'nin adayı Demirtaş. Ama tutukluluk hali devam ediyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz" sorusu üzerine Bahçeli, şunları söyledi:

"Bir projenin sonucudur. Yani tutuklu olan bir şahsın aday olarak gösteriyorsanız onu seçtirmiş dahi olsanız cezaevinden çıkarmak yargının konusudur. Böyle biri aday oluyorsa iki amaç güdersiniz. Bir, 'Biz varız, devam ediyoruz.' İkincisi ise, 'Acaba bizim toplumsal karşılığımız ne kadar olmuştur.' Onu ölçmek içindir. Yoksa seçim kazanma mantığıyla yapılmıyor. Tutarlı mıdır, onu da onlar düşünsün."

Bakan Gül ile görüşmesi

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile görüşmesine ilişkin soru üzerine Bahçeli, Bakan Gül ile çok kısa bir görüşmesi olduğunu, görüşmede Gül'ün, 16 Nisan dolayısıyla geçmişten gelen olayların tartışılacağı bir sempozyuma ilişkin kanaatlerini sorduğunu ve kendisinin de "Ben de bu konuları artık siyasilerden ziyade bilim insanlarının değerlendirmesi gerektiğini, siyasette bulanan uzmanların da bu toplantılara katılmalarında yarar olduğu" yönündeki düşüncesini söylediğini aktardı.

Bakan Gül ile MHP Genel Merkezi'nde de görüştüklerinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, "Evet benzeri şeyler. Ayrı konular ama erken seçimle falan alakalı konular değildi. O da çok kısa sürdü." karşılığını verdi.

"Yüksek faiz, döviz konusunda ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine Devlet Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu tür sosyal ve siyasi olayların gelişimi sırasında ekonomi etkilenir. Biz bunu 2001 yılındaki krizde yaşadık. O zamanın en öne çıkan sözü 'efendim bu uygulamaları piyasa satın almıyor'du. Kemal Derviş de dahil onun bir iki gazetecisi vardı, MHP hükümet ortağı olarak ne söylemişse, 'Efendim piyasa bunu satın almıyor' derlerdi. Piyasa dedikleri de 150 kişiyi geçmeyen menkul kıymetler borsasının elemanı. Türkiye'de üç bin tane büyük firma varken 150 kişi. Bu nedenle bu tartışmalar lüzumsuz tartışmalardır. Türkiye'de ekonomi mekanizması, ekonomi yönetimi, Merkez Bankası, görevinin başındadır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "milli ve yerli para" ifadesinin hatırlatılması üzerine Bahçeli, ikisinin de güzel tabir olduğunu belirterek, "Milli ve yerli çok açık bir şey. Cebinin bir tarafında lira, bir tarafında dolar varsa, lira olan kısmını tercih edeceksin demektir." diye konuştu.

Bahçeli, dövizle ilgili yaşadığı bir olayı da şu şekilde anlattı:

"Isparta'nın bir kazasına gitmiştim. 'İlçe başkanı bir köyde' dediler, oraya gittim. Kahvede vatandaşlar sohbet ediyor. Partinin genel sekreteriyim. Biraz muhabbet oldu. ANAP iktidarda biraz politikaları üzerine laf söyledik. Köylünün biri, 'benim cebimde lira yokken şimdi mark var. Çok yanlış düşünüyorsun sayın genel sekreter' dedi. Döviz serbestliği olmuştu. İktisat hocası olmama rağmen bunu izahta zorlanıyorum."

"İlk miting nerede olacak" sorusu üzerine Bahçeli, henüz karar vermediklerini belirterek, miting ve kapalı salon toplantıları ile ramazan ayı olduğu için adayların, vekillerin iftar yemeklerinde vatandaşlara hitap edeceklerini bildirdi.

Diğer partilerin çalışmalarını gördükten sonra mitingler için bir alan belirlemek zorunda olduklarını, aksi durumda çakışacağını ifade eden Bahçeli, "Valilik müsaade eder, etmez. Araya yarım saat süre konur. Geçmiş dönemlerde yaşadığımız için mitinglerin karmaşası ayrı bir derttir, bakacağız. Topluma sesimizi duyurabileceğimiz yerlerde mitingler yapacağız. Büyükşehirler var, güçlü olduğumuz alanlar var, programımızı geliştireceğiz." dedi.

"(Beş milletvekili istifa edecek) demiştiniz. Koçdemir istifa etti diğer dört vekille ilgili paylaşabileceğiniz bilgiler var mı" sorusu üzerine de Bahçeli, isim söyleyemeyeceğinin altını çizerek, "Ama milletvekilliği listelerini açıkladığım zaman olmayanları görürseniz onlardır." ifadesini kullandı.

"Beşten fazla mı olur" sorusuna da Bahçeli, yine gülerek, "Bizi hepten bitireceksiniz. Hepsi zaten 33 kişi." dedi.

"Önce Akşener ortaya çıktı ardından Gül meselesi. Hedefi nedir bu projelerin" sorusuna Bahçeli, "Erken seçim kararı alındığı için seslendirilir hale geldi. Yoksa Gül meselesi çok eskiden beri var. İşte İstanbul'da biraya geliyorlar, birtakım çevreler konuşuyor. İşin mahiyetini bilmiyoruz çünkü ilgilenmiyoruz. 'Bunlar ne konuşuyor' diye merak da etmiyoruz. Nasıl olsa gazeteler bir gün yazar." yanıtını verdi.