USD/TL kuru 2017 Aralık ayı ile 2018 Mart ayı arasında nispeten yatay bir eksende hareket etmişti. Mart ayıyla birlikte trend yukarı döndü ve kademe ka

USD/TL kuru 2017 Aralık ayı ile 2018 Mart ayı arasında nispeten yatay bir eksende hareket etmişti. Mart ayıyla birlikte trend yukarı döndü ve kademe kademe artışla karşılaştık. Döviz kurunun yukarı hareketinde hem iç dinamikler hem de dış dinamiklerin etkisi ile karşılaşıyoruz. Amerikan Merkez Bankası (FED)’in faiz artışına gitmesi ve yıl içinde de artışı devam ettirecek olması kuru zaten hareketlendiren bir enstrümandı. TCMB faiz konusunda hamle yapmadığında, doların rotası doğum yerine dönmeye başlıyor. İç dinamiklerde enflasyon ve cari açık da kurun artışına sebep oluyor. Bir de Dolar’ın kendi dinamikleri ile artışı buna eklenince tablo daha da kötümser oluyor. Bu noktada takip ettiğimiz bir endeks var; Dolar Endeksi… Bu endeks ne kadar yükselirse, kur o kadar yukarı gidecektir mantığını çalıştırabiliriz. Bugünlerde endeks 90 seviyesinde… 100’ü gördüğü zamanları da yakın geçmişte görmüştük. Eğer yeniden o noktaya hareket başlarsa, içerde kur hareketi daha hızlı olabilir. Bu endeks Dolar’ın diğer para birimlerine karşı olan gücünü gösteriyor.
Ülkemiz açısından sadece kurun artışı ya da azalışı önemli değil. Diğer yandan pariteler de bizi etkiliyor. EURO/USD paritesi bizim dış ticaretimiz açısından son derece önemli. USD artarken, EURO yerinde sayarsa daha da olumsuz bir tablo ile karşılaşırız. Çünkü ithalatımızın çoğu USD ile yapılırken, ,ihracatımız daha çok EURO’ya endeksli olarak devam ediyor. Dolayısıyla EURO/USD paritesi dış ticaret kazançlarımızı en hassas noktada etkiliyor. Bugünlerde paritenin 1,22-1,23 bandında yer aldığını görüyoruz. EURO/USD paritesi artarsa yukarıda bahsettiğimiz denge nispeten lehimize döner.
Diğer yandan kurun artışını zaman zaman frenleyen hamleler geliyor, gelecektir. Mart ayının son günlerinde USD’de düşüş gördük. Dönem sonu bilançoları açısından olumluydu. Çünkü döviz kredisi değerlemeleri son gündeki kura göre yapılıyor. Bu kur ne kadar artarsa, borcunuz da kağıt üzerinde o kadar yüksek görünüyor. Bu noktada Merkez Bankamızın da piyasaya döviz satarak müdahalede bulunduğunu düşünüyorum. Çünkü MB’nın Mart ayının son haftasındaki döviz rezervlerine baktığımızda, bir önceki hafta 88,3 milyar Dolar olan rezervi, o hafta sonunda 84,7 milyar Dolar’a düştü. Yani piyasaya Dolar satarak, kurun düşmesine etki etmiş gibi görünüyor. Peki, piyasaya Dolar satınca kur neden düşer? İktisattaki altın kural devreye girer. Az olan değerlidir, çok olan değersiz… Piyasada ne kadar çok döviz olursa, dövizin fiyatı düşer. Her alanda olduğu gibi, bu altın kural burada da işlemiş gibi görünüyor. Sonuçta, dövize endeksli bir ekonomi içindeyiz. Kur artar, düşer, yatay devam eder. Önemli olan buna hangi pozisyonda yakalandığımızdır. Dövizle borçlanmanın üzerinde hassasiyetle durulmasının ana sebebi budur. İthalata dayalı bir büyüme sürdükçe kurdaki değişim günlük hayatımıza o denli olumsuz yansıyacaktır.
Eximbank’ı ele alalım. Türk Eximbank, ihracatçılara düşük faiz oranı ile kredi sağlayan, bunun yanında alacak sigortası imkanı da veren bir bankadır. Son yıllarda gayet de başarılı hamleler yaparak özellikle Kobi İhracatçılara da son derece önemli destekler sunmuştur. Son 10 gün içinde döviz faiz spread’lerini yukarı çektiğini gördük. Yani dövizle verdiği kredileri biraz pahalılaştı. Ama TL kredi faizlerine dokunmadı. Bunu hem dövizin artan maliyeti nedeni ile yaptı, hem de belki de TL krediyi daha cazip hale getirmek için. Neyse ki, bireysel olarak bankalardan döviz kredisi kullanamıyoruz. Lütfen bir düşünün, taşıt kredinizi ya da konut kredinizi dövizle almış olsaydınız, borcunuz ne kadar da artmıştı. Yasal olarak bireysel kredilerin dövizle kullanılması mümkün değil. Çok daha önceleri bu imkân vardı ve sonucu tabi ki hüsran olan örnekler yaşandı.
Ne kadar tedbir alırsak alalım, sonuçta doğum yeri evimiz olmayan bir parayı bir yere kadar kontrolde tutabiliriz. USD’yi komşunun yaramaz çocuğu gibi düşünün. Bugün sizde misafir olur, gözetir, kollarsınız. Kendi çocuğunuzdan ayırmazsınız. Ama ebeveyni çağırınca ya da başka komşuda daha güzel oyuncakları görünce hemen kaçıverir.