ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Erdoğan, koronavirüs salgınındaki son durumdan iç ve dış güvenlik konularına spordan ulaştırma yatırımlarına kadar pek çok hususu kapsamlı bir şekilde değerlendirdiklerini söyledi. Bulunduğu bölge ve dünyanın tarihi bir dönüşüm sürecinden geçerken, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin karşılaştığı büyük sınamaların Türkiye'yi de olumsuz etkilediğini kaydeden Erdoğan, her alanda verdikleri mücadeleyi başarıyla yürüttüklerini, ancak milletin faydasına ve çıkarına olan her çabayı değersiz hale getirme gayretinde olan bir güruhun var olduğuna dikkat çekti.

'BUNLAR HEP KARŞIMIZDAKİLERLE BİRLİKTE HAREKET EDER'

Söz konusu güruhun, hep karşılarındaki güçlerle beraber hareket ettiğini kaydeden Erdoğan, "Ülkemiz teröristlerle mücadele eder, bunlar teröristlerin yanında yer alır. Ülkemiz Akdeniz'de haklarını savunmanın mücadelesine girişir, bunlar rakiplerimizin yanında saf tutar. Ülkemiz pek çok alanda çifte standarda maruz kalır, bunlar hep karşımızdakilerle birlikte hareket eder. Ülkemiz ekonomisine tuzaklar kurulur, bunlar felaket tellallığıyla hasımlarımızın değirmenine su taşır. Ülkemiz pek çok bölgede hakkın hukukun adaletin insani değerlerin kavgasını verirken bunları hep zalimlerin yanında görürüz. Türkiye'nin karşısında kim varsa onunla birlikte olmayı hayatlarının tek gayesi haline getirmiş olan bu kesimin başka yerde de örneği yoktur. Halbuki böyle bir dönemde dünyanın her yerinde meslek kuruluşları, medya, sivil toplum örgütleri gibi yapılar ülkelerinin ve halklarının yanında yer almıştır. Sağlık ve güvenlik gibi konuların günlük siyasi tartışmaların üzerinde tutulduğu bu anlayışın ülkemizde de bir an önce tesisini umut ediyoruz" diye konuştu.

'BİZİM TEK BAKTIĞIMIZ YER MİLLETİMİZİN NE İSTEDİĞİDİR'

Geçen cuma günü Konya'da açılışı yapılan Şehir Hastanesi'nin yanı sıra salgın döneminde sadece İstanbul'da yüksek kapasiteli ve en ileri teknolojiyle donatılmış 5 hastaneyi daha hizmete sunduklarını hatırlatan Erdoğan şu mesajları verdi:

"Buna rağmen kinleri akıllarının ve vicdanlarının önüne geçmiş bir kesim ihanet derecesindeki husumetinden vazgeçmedi. Bizim her türlü yapıcı tenkide teklife değerlendirmeye sonuna kadar saygımız var. Bu şekilde önümüze gelen hususlardan makul ve uygulanabilir olanları hayat geçirmekten de asla imtina etmeyiz. Siyasi rekabetle, ülke ve millet menfaatlerini ayrı tutmayı ahlaki bir sorumluluk olarak görüyoruz. Amacımız, bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Karşımızdakilerin de aynı anlayışa sahip olmaları şartıyla herkese kapımız da kalbimiz de açıktır. Nitekim eskiden beri siyasi rekabet içinde bulunduğumuz pek çok çevreyle ülkenin ve milletin ali menfaatleri söz konusu olduğunda birlikte hareket etmekten asla çekinmedik, çekinmeyiz. Dolayısıyla karşımızdaki en tatsız manzaranın sorumlusunun biz olmadığımızı da gayet iyi biliyoruz. Bizim tek baktığımız yer milletimizin ne istediğidir, ne dediğidir. Hakkın ve hukukun nereyi işaret ettiğidir. Milletimiz de bize 18 yıldır olduğu gibi bugün de 'Durmak yok yola devam' diyor."

'KARŞILIKSIZ ÖDEME TUTARI 38 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının sağlık boyutu yanında diğer tüm etkilerini azaltmayı amaçlayan pek çok tedbiri, desteği ve teşviği hayata geçirmeyi sürdürdüklerini, salgının seyrine göre gerektiğinde yeni tedbirleri gerektiğinde yeni normalleşme adımlarını devreye aldıklarını ifade etti. Erdoğan, salgın döneminde yapılan çalışmalar ile ilgili şu bilgileri paylaştı:

"Salgınla birlikte hayata geçirdiğimiz sosyal koruma kalkanı kapsamında çalışanlarımıza ve dar gelirli kesimlere yaptığımız karşılıksız ödemelerin tutarı 38 milyar liraya ulaştı. Normalleşme desteği kapsamında pirim desteği olarak 154 bin iş yerindeki 1 milyon 186 bin çalışan için 934 milyon liralık kaynak kullanılmıştır. Kısa çalışma ödeneğinden faydalanan 3,5 milyon çalışanımıza bugüne kadar 20 milyar liranın üzerinde kaynak aktarılmıştır. Nakdi ücret desteği kapsamında 1 milyon 976 bin kişiye 4,4 milyar lira ödeme yapılmıştır. İşsizlik ödeneği olarak da 847 bine yakın kişiye 4 milyar liraya yakın kaynakla destek verilmiştir. Bunlara ilave olarak Covid- 19 teşhisi nedeniyle tedavi gördüğü veya karantinada bulunduğu için çalışamayanlara yönelik iş göremezlik ödeneğini devreye soktuk. Bilgileri filyasyon ekipleri tarafından sisteme girilen çalışanlar hastaneye gitmelerine gerek kalmaksızın bu kapsama alınabilecektir. TEB ile SGK arasındaki protokolün yenilenmesiyle salgın döneminde üzerlerine oldukça ağır yük binen eczacılarımıza yapılan ödemeler de yıllık ilave 235 milyon liralık iyileşme sağladık. Devlet korumasındaki 640 gencimizi de bu dönemde kamuda işe yerleştirerek mağduriyetlerinin önüne geçtik. Böylece devlet korumasındaki gençlerimizin istihdam sayısı toplamı 54 bine yaklaştı. Salgın döneminde huzurevlerindeki yaşlılarımıza verdiğimiz hizmetler ve gösterdiğimiz ihtimam Dünya Sağlık Örgütü tarafından iyi uygulama örneği olarak ilan edildi."

'İLKOKUL 2, 3 VE 4'ÜNCÜ SINIFLAR DA YÜZ YÜZE EĞİTİME BAŞLAYACAK'

Kabine Toplantısı'nda salgınla mücadele tedbirleri konusunda yaptıkları istişarelerin ardından yeni kararlar aldıklarını dile getiren Erdoğan, geçtiğimiz aylarda yeniden yükselme eğilimi gösteren vaka, hasta ve ağır hasta sayısındaki artışın düşme eğilimine girmiş olmasından memnuniyet duyduklarını, hastanelerdeki yoğunluğun gözle görülür bir şekilde azalmasının bu tespiti teyit ettiğini bildirdi. Pek çok ülkenin baş etmekte zorlandığı hususlarda şu ana kadar kriz düzeyinde bir görüntüyle karşılaşmadıklarını söyleyen Erdoğan, havaların soğuması ile birlikte artacak mevsim hastalıklarının Covid- 19 ile benzerlikler taşıması nedeniyle süreci çok daha dikkatli şekilde yürütmek gerektiğinin farkında olduklarını vurguladı. Sağlık önceliklerinden taviz vermeyecek şekilde sıkıntıları aşamalı olarak çözüme kavuşturacak yöntemler geliştirdiklerini anlatan Erdoğan, aldıkları yeni kararları şöyle açıkladı:

"Eğitimde daha önce okul öncesi ve 1'inci sınıflarda yüz yüze eğitimi sınırlı şekilde başlatmıştık. Diğer sınıflarda da uzaktan eğitim yoluyla eğitim öğretime geçilmesini temin etmiştik. Bugün yüz yüze eğitimin kapsamını genişletme kararı aldık. İlkokul 1'inci sınıfların yanı sıra 2'nci 3'üncü ve 4'üncü sınıflarda da yüz yüze eğitimi belirlenen kurallar çerçevesinde başlatıyoruz. Bunlara ilave olarak ortaokul 8'inci ve lise 12'inci sınıflarda da yine belirlenen kurallar dahilinde yüz yüze eğitime geçilecek. Ayrıca özel eğitim okulları ile il hıfzıssıhha kurullarının uygun bulduğu köy okullarında da yüz yüze eğitimin önünde herhangi bir engel olmadığı görülmüştür. Diğer sınıflar ile ilgili kararı gelişmelere bakarak önümüzdeki haftalarda vereceğiz. Okula gidecek evlatlarımızdan ricamız annelerinin babalarının ve tüm aile büyüklerinin sağlığı için temizlik maske mesafe kurallarına sıkı bir şekilde riayet etmeleridir."

'500 BİN TABLET BİLGİSAYAR ÜCRETSİZ DAĞITILACAK'

Öğrencilere ücretsiz tablet bilgisayar müjdesi de veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Milli Eğitim Bakanlığımız uzaktan eğitim öğrencilerimizden bilgisayar ihtiyacı olanlar için bir çalışma yürütüyor. İlk etapta 500 bin öğrencimize ücretsiz tablet bilgisayar vereceğimiz bir süreci başlattık. Önümüzdeki haftadan itibaren peyderpey bu tabletleri öğrencilerimize MEB olarak dağıtmaya başlıyoruz. Ülkemizin internet altyapısını da bu ihtiyaca uygun seviyeye çıkartmak için ayrı bir çalışmayı Ulaştırma Bakanlığımız yürütüyor ve bu konuda da ilgili kuruluşlara Türk Telekom, Vodafone, Turkcell gibi onlarla da birlikte yürütmek suretiyle hızla mesafe almanın gayreti içinde olacağız. Çünkü bu işin ciddi bir alt yapısı var. Bu altyapının sağlanması gerekiyor" diye konuştu.

Yerli aşı çalışmalarında oldukça ileri bir düzeye gelindiğine de değinen Erdoğan, "Bu alanda ülkemizde yapılan yatırımların verilen desteklerin hazırlanan yol haritalarının birer bire icraata dönüşmesinin haklı kıvancı içindeyiz. Ülkemizde 13 aşı geliştirme çalışması başlatılmıştı, bunlardan 2 ayrı kategorideki 5 tanesi insan çalışmaları safhasına yaklaştı. Sadece bu tablo dahi ülkemizin sağlık alt yapısına yapılan yatırımların ne kadar stratejik olduğunu göstermeye yeterlidir. Araştırma kuruluşlarımızın yaptıkları planlamaların verdikleri desteklerin önemi gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek altyapı ve insan kaynağı gücümüzle yine bu süreçte ortaya çıkmıştır. Üretim konusunda da alt yapısı uygun bir firmamızın ayda 20 milyon doz kapasitesi bulunuyor. İkinci bir firmamızın da üretim altyapısını tamamlamasıyla bu rakam ayda 50 milyon dozun üzerine çıkabilecektir. İnsan çalışmalarından biri için önümüzdeki hafta 1000 doz aşı üretilmişi olacaktır. Ayrıca kuduz, suçiçeği, Kırım Kongo, verem aşılarının geliştirilmesinde de oldukça ileri bir safhaya ulaştığımızı belirtmek istiyorum" dedi.

'KUŞATMA PROJESİNDE ASIL HEDEFİN TÜRKİYE OLDUĞU AÇIKTIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 10 yılda bölgede yoğunlaşan kriz ve çatışma alanlarına bakıldığında Türkiye'nin tam manasıyla bir kuşatma altına alınmaya çalışıldığını gördüklerini belirterek, "Kafkasya'dan Balkanlara, Karadeniz'den Akdeniz'e ve bunların mücavir alanlarına kadar uzanan bu kuşatma projesinde asıl hedefin Türkiye olduğu çok açıktır. Türkiye güçlü bir şekilde ayakta kaldığı müddetçe bölgedeki diğer hiçbir senaryonun orta ve uzun vadede başarı şansı olmadığı bizim kadar bu oyunu tezgahlayanlar da biliyor. Böylesine çok boyutlu ve çok katmanlı bir mücadeleyi tek başına yürütmek elbette zordur. Milletimizin kadim medeniyet, tarih ve devlet birikimi bu konuda bize ışık tutuyor, yol gösteriyor. Özellikle son 18 yıldır kurduğumuz güçlü alt yapı bu mücadele için bize ihtiyacımız olan nefesi sağlıyor. Yine bu dönemde geniş bir coğrafyada halklar nezdinde oluşturduğumuz geniş dostluk ve kardeşlik halesini de arkamızdaki görünmeyen güç olarak kabul ediyoruz" diye konuştu.

'POLİTİKALARINI SAHADA ASKERİ DESTEKLE UYGULAYABİLECEK GÜCE KAVUŞMUŞTUR'

Türkiye'nin terörle mücadelede bedeller ödediğini, ancak yapılan fedakarlıkların hiçbirinin boşa gitmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: 

"Türkiye terörle mücadelede tarihinin en başarılı dönemini yaşıyor. Çevremizdeki kuşatmanın zincirlerini birer birer kırıyoruz. Daha düne kadar ülkemize karşı buyurgan bir dille konuşmayı adet haline getirmiş olanlar artık bizimle eşit şartlarda müzakere noktasına gelmiştir. Ülkemizi bölgesel ve küresel tüm meselelerde dışarıda bırakıp sadece alınan tedbirleri alınan kararları tabi kılma politikalarını tümüyle çökerttik. Yıllarca Türkiye'ye verdikleri hiçbir sözü tutmayıp üstüne bir de bizi suçlayanları artık lafa değil, icraata bakılan bir çizgiye çektik. Bugün Türkiye, bölge ve dünya siyasetinde onurlu ilkeli ve etkin bir konumda bulunuyor. Bugün Türkiye, ekonomisini çökertmeye yönelik saldırıları göğüsleyebilecek ve hedeflerine doğru kararlılıkla yürüyebilecek bir yere gelmiştir. Bugün Türkiye, insanlığın ortak vicdanı olarak her konuda söz söyleyebilecek ve bunu dinletebilecek bir iradeye sahiptir. Bugün Türkiye, siyasi ve ekonomik politikalarını sahada aktif askeri destekle uygulayabilecek bir güce kavuşmuştur. Bugün Türkiye, kendisiyle beraber tüm dostlarına ve kardeşlerine de destek verebilecek ve bunun arkasında durabilecek seviyeye ulaşmıştır."

'2023 HEDEFLERİMİZDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK'

Bu mücadele sürecinde verdiği destekten dolayı millete teşekkür eden Erdoğan, çekilen sıkıntıların karşılığının çok yakında her alanda alınacağını, Karadeniz'de keşfedilen doğalgaz rezervinin bunun ilk müjdesi olduğunu dile getirdi. Akdeniz'den de yakın zamanda güzel haberler beklediklerini, salgının ardından yeniden şekilleneceği anlaşılan dünyanın üretim merkezi tercihlerinde Türkiye'nin hak ettiği konumu mutlaka alacağından şüphe duymadıklarını anlatan Erdoğan, "Son 7 yıldır maruz kaldığımız saldırılar sebebiyle bazılarının tereddüde düştüğü 2023 hedeflerimizden asla taviz vermedik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağladığı avantajları da kullanarak ülkemizi hem krizlerden kurtarıyor hem hedeflerine yaklaştırıyoruz. İnşallah gençlerimize 2053 vizyonu için her alanda güçlü bir Türkiye bırakacağız" dedi.

'KARABAĞ'DAKİ PEK ÇOK YERLEŞİM BİRİMİ İŞGALDEN KURTARILDI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu. Karabağ ve Azerbaycan topraklarının bir bölümü Ermeniler tarafından işgal edildiğinde uluslararası toplumun sessiz kaldığını, Karabağ'da insanlığın yüz karası katliamlar gerçekleştiren Ermenilerin cezasız bırakıldığını anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı bünyesinde Amerika, Fransa ve Rusya tarafından oluşturulan Minsk grubu sorunu çözmek yerine adeta çözümsüzlüğe mahkum etti. 30 yıla yakın bir zaman Minsk üçlüsü zaten bu sorunu ihmal ettiği içindir ki bu duruma gelindi. Kardeş Azerbaycan halkı yıllarca hem işgalin hem kayıplarının acısıyla yaşadı. Ermenistan geçmişte işlediği zulümlerin bedelini ödememiş olmanın şımarıklığıyla yeniden Azerbaycan topraklarına saldırınca bu defa hiç beklemediği bir tepkiyle karşılaştı. Azerbaycan ordusu, Ermenistan'ın saldırılarına cevap vermek ve Karabağ'ı işgalden kurtarmak için hızla harekete geçti. Şu ana kadar Karabağ'daki pek çok yerleşim birimi işgalden kurtarıldı. Türkiye olarak en başından beri tüm kalbimizle ve imkanlarımızla Azerbaycan'ın yanında olduğumuzu söylüyoruz. Esasen Azerbaycan'ın işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesine destek vermek her onurlu devletin vazifesidir."

'AZERBAYCANLI KARDEŞLERİMİZE GAZANIZ MÜBAREK OLSUN DİYORUZ'

Erdoğan, dünya haydut devletlerden ve onların haydut yöneticilerinden kurtarılmadıkça insanlığın kalıcı barışa ve huzura kavuşmasının mümkün olmadığını vurgularken şu mesajları verdi:

"Maalesef özellikle bizim bölgemizde haydut devlet sayısı oldukça fazladır. İsrail'den Kıbrıs Rum Kesimi'ne ve Suriye rejimine kadar uzanan bu haydut devletler hem kendi vatandaşlarına zulmediyor hem de dünyanın istikrarını bozuyor. Küresel güçlerin eteği altına saklanarak insanlığını başına adeta bela olan bu devletlerin kullandıkları yöntemlerin devri artık kapanıyor. Dünya bu zulmü daha fazla taşıyamaz. Türkiye elindeki bütün imkanları bu haksız hukuksuz çirkin ve kanlı oyunu bozmak için kullanmakta kararlıdır. Bunun için Birleşmiş Milletler'de 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz, bunun için Suriye'den Libya'ya kadar nerede bir mazlum varsa hepsine de kapımızı ve kalbimizi açıyoruz. Bunun için gerektiğinde yedi düvele meydan okuma pahasına kendimiz ve dostlarımız için hakkın ve hakikatın yanında yer alıyoruz. Azerbaycan Karabağ ve işgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesinde yaptığımız da bundan ibarettir. Kafkasya'nın son 30 yıldır en önemli kriz konusu olan Karabağ meselesinin bu şekilde çözüme kavuşması hem tarihin hem hukukun hem de coğrafyanın gerçeklerinin icabıdır. Aksi takdirde bölgedeki huzursuzların ve çatışmaların bitmesi mümkün değildir. Bir kez daha Azerbaycanlı kardeşlerimize 'gazanız mübarek olsun' diyor, kutlu mücadelelerinde zafere kadar yanlarında olduğumuzu tekrarlıyoruz."