Hatay

İlçede yaşayan yaklaşık 20 eczacı, iş yerlerinden alabildikleri ilaçlarla Kırıkhan Devlet Hastanesi'nin bahçesinde kurulan konteynerleri eczane gibi düzenleyip girişlerine iş yerlerinin isimlerini yazdı.

Eczacılardan Mahmut İnci, AA muhabirine, çarşı bölgesindeki eczanelerin birçoğunun 6 Şubat'taki depremlerde yıkıldığını ya da ağır hasar aldığını söyledi.

Depremin tüm düzenlerini değiştirdiğini belirten İnci, "Çok farklı hissediyoruz. Akşam olduğunda insan eve gider ya biz çadıra gidiyoruz. Mahallelerde çadırlar var, orada yaşıyoruz. Eşim, çocuklarım burada değil. Gaziantep'e yerleştirdim, tekrar geldim buraya." dedi.

İlçede 45 eczaneden 20'sinin konteynerlere taşındığını aktaran İnci, meslektaşları arasında hayatını kaybedenlerin olduğunu ifade etti.

Ali Eren de depremde 3'üncü katında yaşadıkları binanın çöktüğünü, bir anda kendilerini zeminde bulduklarını dile getirdi.

İzmir merkezli operasyonda 15 bin litre etil alkol ele geçirildi İzmir merkezli operasyonda 15 bin litre etil alkol ele geçirildi

Eczanesi varken 100 metrekare alanın dar geldiğini kaydeden ancak şimdi 20 metrekarede hizmet vermeye çalıştıklarını anlatan Eren, "Herkesin yeri, düzeni vardı. İyiydi her şey. Ben burayı asla terk etmem, memleketim. Vatanını seversin, milletini seversin, toprağını da seversin. Böyle yani. Ondan dolayı kimse memleketini terk etmez." diye konuştu.

"Ölüm var bu hayatta, daha ötesi yok"

Mustafa Bahadır Çapık ise iki gün içinde konteyner eczanede hizmet vermeye başlayacağını bildirdi.

Maddi manevi çok zor günler geçirdiklerini vurgulayan Çapık, şunları kaydetti:

"Canlarımızı, mallarımızı kaybettik. İnsan aklından çıkaramıyor. Sürekli aklımıza geliyor. Düşmanımız bile bunu yaşamasın. Benden nefret eden insana bile yaşatmasın Allah bunu. Çok zor bir şey. Eczacılar olarak biz üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Tüm esnaf da öyle. Yavaş yavaş kalkınmaya çalışıyoruz. Devlet de destek veriyor. Bir şekilde altından çıkacağız inşallah. Ufak tefek dertlerimiz varmış. O zamanlar ufak şeyleri şikayet ediyormuşuz. Şu an fark ediyoruz ne kadar ufak şeyler olduğunu, ne kadar önemsiz şeyler olduğunu. İnsan başına daha büyük musibet gelince fark ediyor bunu. Bunu yaşamayan insanlar en azından hayatındaki ufak tefek sorunları dert etmesin. Ölüm var bu hayatta, daha ötesi yok. Bunu düşünsünler."