Geçmiş, mevcut zaman ve özellikle geleceğin ihmal edilerek atılan adımlar ve alınan bir takım kararlarda ve bunların uygulandığı anlara günü kur

Geçmiş, mevcut zaman ve özellikle geleceğin ihmal edilerek atılan adımlar ve alınan bir takım kararlarda ve bunların uygulandığı anlara günü kurtarmak sözü toplumumuzca sıkça kullanılan cümlelerden başlıca olanlardandır. Bu sözün içeriğindeki anlamın geçmişten günümüze ortaya çıkardığı tahribatları düşündüğümüzde günü kurtarmaya çalışmanın doğru bir iş olamayacağını ve sizinle aynı fikirde olmam gerektiğini biliyorum, fakat bu şuan için A Milli Futbol Takımımız için ne yazık ki doğru bir dize olmaktan uzaktır..!
Özellikle Ukrayna karşısında alınan mağlubiyetin ardından ortaya atılan yabancı serbestisi konusu, Lucescu'nun kadro tercihi ve yedek kulübesindeki oyuncuların telefonlarıyla oynayıp, genç oyuncu Emre Mor'un yüzündeki üzgün ifadesinin aksine gülmeleri gündemi meşgul etmiş ve alınan 2-0'lık mağlubiyetin üstünü örtmüştü adeta. Yine de bu tartışmaların gölgesinde A Milli Takımımızın hemde ilk kez normal sürede Hırvatistan takımını mağlup etmiş olması hem moralleri düzeltti hem de önümüzdeki kritik maçlar öncesinde bizleri yeniden ümitlendirmiş oldu.
Yabancı kuralı elbette değişmeli, elbette A Milli Takım gibi bir yapıda disiplin var olmalı, elbette kazandığımızda ve kaybettiğimizde aynı duygularda birleşebilelim, ama şuan için bunları tartışmak bu kritik süreçte faydadan çok zarar vereceği fikrindeyim. Bu zorlu süreçte Takımımızın yanında olmalı ve dünya kupasına giden yolda sorumlu davranarak var olan sorunları eşelemek yerine Eskişehirli futbolseverlerin yaptığı gibi sahiplenmek ve son düdüğe kadar desteklemek A Milli Takımımızın selameti için doğru adım olacağı kanısındayım.
Hırvatistan karşısında alınan galibiyetin moraliyle 06.10.2017 Tarihinde Ülkemizde oynanacak olan İzlanda maçına hazırlanacak olan A Milli Takımımızın bu süreyi en iyi şekilde değerlendireceğini umuyorum. Zira bu süre en çok da yeni Teknik Direktörümüz Mircea Lucescu için bir fırsat haline gelecek. Göreve gelmiş olduğu A Milli Takımımızda ayağının tozuyla İdmanlara ve akabinde maçlara çıkan teknik patronun Takımı yakından tanıması ve daha da iyi bir kadroyu oluşturması bakımından İzlanda maçına kalan yaklaşık bir aylık süreyi en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum.
Grup'taki ilk maçımızda deplasmanda 2-0 mağlup olduğumuz İzlanda, şu ana dek çıkmış olduğu 8 karşılaşmadan 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 de mağlubiyet aldı. İzlanda Takımı bu karşılaşmalarda 11 gol atarken kalesinde 7 gol gördü. Kendi evinde çıkmış olduğu 4 maçtan da galibiyet ile ayrılırken bu karşılaşmalarda 8 gol atıp 2 gol yedi. Evindeki aynı başarıyı deplasman maçlarında elde edemeyen İzlanda çıkmış olduğu 4 karşılaşmadan 1 galibiyet, 1 beraberlik 2 mağlubiyet alırken 3 gol atıp 5 gol yedi. İzlanda maçı öncesinde bizleri umutlandıran bu istatistiklerin yanı sıra A Milli Takımımızın evindeki başarısı da bizi umutlandıran bir diğer etken olarak öne çıkıyor. Ülkemizde çıkmış olduğumuz 4 karşılaşmada 3 galibiyet, 1 beraberlik alırken atmış olduğumuz 7 gole karşın kalemizde 2 gol görerek iyi bir grafik çizmiş olduk. Ülkemizin gururu A Milli Takımımızın Dünya Kupasına kaldığı günleri hep birlikte görme umudu ve dileğiyle esenkalınız...