Tüm zamanları kucaklayan bir samimiyetle bugün yeni duyduğumuz şeyler aslında bir eski zaman buluşları…. Özselliğini bildiğin ölçüde bunu anlama

Tüm zamanları kucaklayan bir samimiyetle bugün yeni duyduğumuz şeyler aslında bir eski zaman buluşları…. Özselliğini bildiğin ölçüde bunu anlamak zor değil… Yaşamın ve sanatın biçimini anladığın kadar anlıyorsun yeni ve eskiyi… Evrimleşen beyin herşeyi yeniden yorumlayıp farklı bir dilde söylerken birçok çoğunluk yeni bilgilere uyanıldığını düşünüyor. Aslında sadece hatırlamaya uyanılıyor. O da yine özünde var olan bilgin kadar oluyor. Biz o bilgiyle gelmemişsek hatırlamıyoruz. Bunu şöyle düşünebiliriz hani bazı insanlarla ilk karşılaşmamızdan itibaren senelerdir onu tanıyormuşuz gibi bir hisse kapılırız. Karşılaştığımız bilgilerde de yaşarız bunu. Ya ilk anda sahipleniriz ya da hiç yakın durmayız. Bir de bilgiye hazırlanma süreci var, o süreci tamamlayınca karşılaşmaya hak kazandığımız kişiler ve durumlar doğuyor hayatımıza… Olgunlaşma sürecinden başarıyla geçtikçe şifreler ona göre veriliyor belki de elimize. Hayat tahminimce gücü kötüye kullanacaklara fısıldamıyor sırrını. Herkeste iki göz oluyor ama sadece bazılarına veriliyor gönül gözü… Cennetin asıl anlamı idrak etmekmiş. İdrak arttıkça mutlu oluyor insan bu hayatta… Herşeyin zamanda sonsuz olduğunu, şimdiden başka bir anın olmadığını anlayınca yaratıma geçiyor. O artık evren içinde yaratıcılığını konuşturuyor. Hep ya geçmiş ya gelecekteki insanoğluna o yüzden yeni bir şey söylenmedi o taki içindeki bilgiyi hatırlayana kadar. Özündeki nur kadar yaşadığı döneme uyandı. Kimileri hiç uyanamadı, kış uykusunda geldi ve gittiler. Birçoklarının ele geçiremediği o büyük sonsuzluğu sadece ve sadece bazıları keşfetti, onlar da dilleri tutuldu lal oldu. Konuşanlar en uzağında olanlardı belki de. Aydınlık karanlıkla, acı mutlulukla, zaman sonsuzlukla iç içeyken birçokları köleliği seçti… Bir tek bilinçsel edinim, üretsel devinimi harekete geçiren bilinçler ruh özgürlüğüne uyandılar. Bilgisizliğini kölelik yapanlar bir de anladıkça özgürleşenler olarak ikiye ayrıldılar. Araştırarak yozluktan kurtulanlar gerçeği melodiyle söylemeyi bildi. Karanlığın ve anlamsızlığın gücünden değil, bilginin ve ışığın gücünden beslendi. Değişim ve gelişim sürekli bizimle birlikte ilerlerken aslolan yaşamın melodisinde şiiri söylemek… Son olarak şunu demek istiyorum:
Güneş hep vardı, insana selam olsun…