Büyüklerimizi sayar, küçüklerimizi korur, arkadaşlarımızla herşeyi menfaatsiz samimiyetle paylaşır. Komşularımızın yanından selamsız geçmez. Y

Büyüklerimizi sayar, küçüklerimizi korur, arkadaşlarımızla herşeyi menfaatsiz samimiyetle paylaşır. Komşularımızın yanından selamsız geçmez. Yardımlaşmanın ne demek bilirdik...
Düğün, cenaze, asker uğurlama, ev taşıma, yazlık, kışlık çeşit çeşit yiyecek hep birarada elbirliğiyle yapılırdı...
Yere düşen ekmeği alır 3 kez öper başımıza koyar; Yani özür diler kutsardık.!!! Çünkü bize ekmeğin en kutsal nimet olduğu öğretilmişti.
Ben kalabalık bir aile de doğdum, büyüdüm. Abla, abi, kardeş hepsi vardı; yine de sokakta arkadaşlarla oynamanın bambaşka büyülü bir yanı vardı...
Genel olarak çok çocuklu aile modeli yaygındı. Yani oturduğumuz binada sokakta bolca yaşıtım arkadaşım vardı. Okul zamanı yine beraber okula gider gelir, büyük bir gayretle ev ödevi yapılır. Soluğu sokakta alırdık... Sokak neşeli çocuk sesleriyle çınlardı... Hele yaz tatilleri ayrı bir keyif olurdu oyun süremiz uzardı, eve girmek bilmezdik...
Ailelerde balkon, bahçelerde çaylı sohbetlere dalardı. Eve gitme zamanı tam bir komedi tüm çağrılara ne olursun 5 dk. O, 5 dk.lar hiç bitmezdi ve oyunun en heyecanlı anları olurdu... İp atlar, beştaş oynar, yedi tuğla, yakartop, seksek, uzun eşek ve evcilik, doktorculuk oynar, oyun malzemelerini kendimiz yapardık bu o döneme ait bir ayrıcalıktı. Sokakta oynamanın birlikte hareket etmenin etkisi... hayal gücü gelişmiş zeki çocuklardık...
Bazen de sahne hazırlar küçük oyunlar sergiler. Mikrofona benzer objelerle sahnede şarkı söylerdik, seyircilerimiz ailelerimizdi. Tabi ki bol alkış alırdık... Birde kış oyunları vardı. Evde oynadığımız isim şehir, trencilik, amiral battı gibi... Radyo piyesleri ve masallar, büyük bir heyecanla dinler inanırdık masalda ki dev'e...Yaramazlıklarımız da olsa hareketli yara bere içinde afacan, coşkulu yerinde duranayan gülen ağlayan çocuk gibi çocuklardık...
Şimdi o dönemlerde büyümenin ne büyük şans olduğunu dijital teknoloji çocuklarımız olunca daha çok anladık.
Her dönemin kendine ait farklılıkları olacak ve teknolojinin hayatımızı kolaylaştıran yanlarına evet, duygudan maneviyattan uzak hareketsiz; kendi deneyimi olmadan, bilgi sahibi olup hayatı klavye tuşlarıyla tanıyan bir nesile üzülüyorum.
Ben onne olarak oğlumun bebekliğinden beri açık alan, parklarda yaşıtlarıyla oynamasını, spor yapmasını, sosyal etkinliklere katılmasını sağlaladım...
Şimdi canım oğlum büyüdü, zevkler hobiler değişti. Yine de yaşıtlarına bakınca onun hala saf çocuksu yanını görebilmek beni mutlu ediyor. Doğal olarak teknoloji dahisi, teknolojiyi ondan öğreniyorum. Biraz çekişmeli olsada... Yazımı bitirip oğlumla isim şehir oynayacağız...
Hadi sizde bize katılın olurmu?
Ve kendi çocukluğum yaşadığım şartlar da ne kadar sıradan olsa da bana olağanüstü geliyor çünkü mutluydum...
Çocuklarımıza vereceğimiz en büyük hediye terbiyedir. Harika çocuklar yetiştirmek için hala halimiz, vaktimiz var. Yeter ki akla ihanet etmiyelim. Kendine ve başkalarına değer veren; oyun ve masalla büyüyen mutlu bireyler yetiştirmek dileğiyle Sevgiyle kalın