TV dünyası ve yazılı medyanın usta ismi, gazeteciliğin yanı sıra karikatüristliği, oyunculuğu ile de isminden sıkça söz ettirdi. Şimdi de müzik dünyasına merhaba demeye hazırlanıyor. Habib Babar’ın müzik alanındaki başarısını duyunca şaşkınlığımızı gizleyemedik ve hemen soluğu usta gazetecinin yanında aldık. Babar’a önümüzdeki günlerde piyasaya çıkacak olan albümü üzerine konuştuk...




Bize biraz kendinizden söz eder misiniz?

Ben Doğu'nun Çukurovası, küçük Adanası olarak adlandırılan Iğdır’da dünyaya geldim. İlk, orta ve lise eğitimimi de orada tamamladım. İlkokulda sahneye çıkmaya başladım. Okul gecelerindeki performansım öğretmenlerim tarafından çok beğeniliyordu. Hem piyeslerde rol alıyor hem de türkü okuyordum. Lisede bile okul gecelerinin aranan ismi haline gelmiştim. Ortaokul ikinci sınıfta gazeteciliğe başladım. Gölge Adam, Günaydın ve Türkiye Gazetesi'nin Iğdır muhabirliğini yapıyordum. Yani hem okuyor,hem de muhabirlik yapıyordum. Daha sonra Fotospor Gazetesi'nin muhabirliğini de aldım. Dört gazeteye birden muhabirlik yapıyordum. Artık Iğdır’da beni tanımayan yok gibiydi. Korkusuzca yaptığım haberler nedeniyle bana ‘Gölge Adam’ lakabı bile takılmıştı.

Peki sonra?

Lise bittikten sonra o dönemin küçük sanatçılarından Memocan ile Anadolu turnelerine çıktık. Ben hem şarkı okuyor hem de skeç yapıyordum. Üçlü komedi ekibimle sahneye çıktığımızda fırtınalar estiriyorduk. Sanattan çok gazeteciliğe hevesim vardı. Bu yüzden de sanattan çok gazeteciliğe yoğunlaştım ve İstanbul’a gelmeye karar verdim. İstanbul’da başta Ortadoğu Gazetesi olmak üzere, Meydan, TGRT, Hürriyet (13 yıl çalıştım), Akşam ve Güneş Gazetesi’nde mesleğime devam ettim.

Türk Sineması için büyük çabalar gösterdiniz, öyle bir yazı dizisi yaptınız ki medya dünyasında bir ilke imza attınız, bize bundan biraz söz eder misiniz?

Evet Yeşilçam sevdam çocukluktan beri vardı. Bir gün Genel Yayın Müdürüm Adnan Tamirak’a "Ben sinema oyuncularının hayatını yazmak istiyorum" dedim. O da "Daha ne duruyorsun hemen başla" dedi. "Hayatları Film" isimli yazı dizimde tam 850 sinema oyuncusuyla röportaj yaptım. Medya dünyasında bir rekora imza attım.

Kitap projeniz vardı, neden vazgeçtiniz?

Kitap projesi devam ediyor. Yoğunluktan bir türlü tamamlayamadım. Arşivimde Türk Sineması’nın önemli doneleri mevcut. Röportajlarımdan kesintilerin de yer alacağı bu kitap sinema severlere ışık tutacak. Oyuncuların hayat hikayeleri yer alacak. Önümüzdeki aylarda kitap çalışmalarımı da hızlandıracağım.



TV dünyasının sevilen bir ismisiniz, TV maceranız nasıl başladı?

Akosman Medya Grubunun yönetim kurulu başkanı Sayın Abdullah Akosman’ın kurduğu Vatan TV’de "Habib’in Kahvesi" isimli canlı program yapmaya başladım. O dönem Akşam Gazetesi’nde çalışıyordum . Programımla birlikte TV'ye karşı büyük bir heves oluştu. Kanal D, Kanaltürk, TRT ve BEYAZ TV’de çalıştım.Tabii benim için BEYAZ TV’nin çok büyük bir yeri var. Başta Beyaz TV Genel Yayın Koordinatörü Sayın Osman Gökçek olmak üzere, BEYAZ TV Mali İşleri Sorumlusu Borga Şahin ve Program Müdürü Cihad Zambak’ı çok sever ve sayarım. BEYAZ TV tam bir aile kanalı. Yani ben bu kanalda huzuru buldum diyebilirim.

Haberciliğinizin yanı sıra Reeality programlarının da vazgeçilmez ismisiniz. Bu başarınızı neye borçlusunuz?

Bu tür programlarda insanların karşısına gazeteci Habib Babar olarak çıkmadım, onların aile fertlerinden biri oldum, acılarını paylaştım. Ve sorunlarına çözüm bulmak için gecemi gündüzüme kattım. Durum böyle olunca da başarı kendiliğinden geldi.



Uzun süredir yazılı medyadan uzak TV haberciliği yapıyorsunuz. Peki gazetelere haber yazmayı özlediniz mi?

Yaklaşık 10 yıldır yazılı medyadan uzağım. Televizyon dünyasında birçok başarılı işlere imza attım. Gazetenizde de haftada bir "Habib'in Kahvesi" isimli köşe yazısnı hazırlıyorum. Kendime ait habercaddesi.com haber sitem bulunuyor. Yani ne kadar TV dünyasında olsam da, yazılı medyadan uzak değilim. Kopmadım. Pek kopmaya da niyetim yok. ( Gülüyor...)

Gazeteci olmak isteyen gençlere neler önerirsiniz?

Gazeteciliği kağıt üzerinde değil; çalışarak, didinerek yapmalarını öneriyorum. Türkiye'de gazetecilik mesleği devam ediyor mu diye sorarsanız eğer, sosyal medya gazeteciliği yavaş yavaş ortadan kaldırdı. Teknoloji, yeni gençlere bu mesleği çok pratik yapmalarını sağlıyor. Bizler mekanik makina ve dia filmlerle haberi tek kareyle kurtarmanın çabasını gösteriyorduk. Buradan gençlere söyleyeceğim; internet başında gazeteciliği değil, emek gazeteciliği yapsınlar...

Şimdi de biraz piyasaya çıkacak albümünüzden söz etmek istiyorum. Albüm yapmaya nasıl karar verdiniz?

Biraz önce de anlattığım gibi ben müziğe uzak biri değilim. Beste yapıyor ve okuyorum. Yıllardır albüm teklifleri alıyordum. Ancak biraz soğuk bakıyordum. Son olarak Akademi Müzik ve Prodüksiyon yönetim kurulu başkanı Rahmi Akkuş beni ikna etti. (Gülüyor…) İyi ki de ikna etmiş. Genç, donanımlı, başarılı yönetmenim Samet Akkuş ile stüdyoya girdik ve çok güzel bir albüm yaptık. Firmam albüme büyük itina gösterdi. Yapımcım Rahmi Akkuş ve Yönetmenim Samet Akkuş’a teşekkür ediyorum.



Albümde kaç türkü okudunuz?

Altı türkü, bir de şiir okudum. Eserler adaşım ve dayım Habib Babar, Metin Peker, abim Tahir Babar, Anadolu Rock sanatçısı kardeşim Mehmet Ali Babar ve Bestekar Muharrem Özdemir’e ait.

Yıllar önce iki klip yaptınız, bu klipleriniz büyük ses getirmişti. Bu kliplerle ilgili konuşmak ister misiniz?

Tabii söz ve müziği abim Tahir Babar’a ait olan "Tunceli Dağı" isimli türküye klip çekmiştim. Bu türkünün sözleri bir şehit anasına ait. Tunceli’de şehit olan akrabamıza yaptığımız bir türkü, bir şehit annesinin ağıtları var. Klip çok beğenilmişti. Hala izleniyor. İkinci klibimi de bir şiire çekmiştim. İhaneti anlatan şiir tıklanma rekoru kırmıştı.

Albümünüzün ismi ne olacak ve hangi türkünüze klip çekeceksiniz?

Albümün adı "Ağlama Gülüm" olacak… Klibi de bu türküye çekmeye karar verdik. Önümüzdeki günlerde Trakya’da klibimizi çekeceğiz.

Son olarak neler söyleyeceksiniz?

Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim Yağmur. Sana da gazetecilik hayatında başarılar dilerim.

 

Röportaj: Yağmur Tanyıldız