Ne mutlu bizlere ki İslam’ın beş şartından biri olan “hac” ile gerekli şartları sağlayanlara vacip olan kurban ibad

Ne mutlu bizlere ki İslam’ın beş şartından biri olan “hac” ile gerekli şartları sağlayanlara vacip olan kurban ibadetlerinin yapıldığı günlere bir defa daha eriştik. Dünyanın her yerinden Mekke-i Mükerreme’ye gelen 2 milyon 700 bin civarındaki Müslüman arasında Türkiye’den giden 80 bin vatandaşımız da var. Hepsinin hacları mübarek olsun. Cenabı Hak kontenjan sebebiyle bu sene gidemeyenlere, ileriki yıllarda gitmeyi nasip eylesin.



Bu sene Müslümanlar 1432’nci defa hacca gittiler. Kabul olan bir hac çok kıymetlidir. Peygamberimiz Efendimiz, “Haccedenin geçmiş günahları af olur.” buyurmuştur. Hem mal hem de beden ile yapılan ibadetlerden olan hac, Hicret’in 9. yılında farz oldu. Peygamber Efendimiz o yıl Hazreti Ebû Bekir’i emir tayin ederek Ashabını hacca gönderdi. Ertesi yıl yüz tane kurbanlık deve hazırlayıp kendisi hacca gitti. Bu Peygamber Efendimizin hem ilk hem de son haccıdır. Hacdan döndükten üç ay sonra vefat etti. O sebeple bu hacca “Veda Haccı” denir.





CENNETÜ’L-MUALLÂ



Hac farizasını yerine getirmek üzere Mekke-i Mükerreme’ye gelen hacıların ziyaret ettikleri en önemli mekânlardan biri, biz Türklerin Cennetü’l-Muallâ dediği kabristandır. Başta Hazreti Hadîce Validemiz olmak üzere Ashabı Kirâm’dan ve Tâbiîn’den pek çok kıymetli zatın kabri buradadır.



Harem-i Şerif’in 1,5 km kadar kuzeyinde ve Cin Mescidi’nin yakınında bulunan bu mezarlığa, Peygamber Efendimizin dedelerinden Kusayy ve Abdülmuttalib ile amcası Ebû Tâlib’in defnedilmiş olduğu bilinmektedir. Günümüzde giriş kapısının üzerindeki levhada “Makberetü’l-Ma‘lâ” yazmaktadır. İmâm-ı Ahmed b. Hanbel hazretlerinin Müsned’indeki hadîs-i şerifte Peygamber Efendimiz “Bu kabristan ne güzeldir!” buyurmuştur (Müsned, I, 367).



Sultan IV. Mehmed Han devrinde, 1671 yılında Hicaz’a giden Evliya Çelebi, Seyahatnâme adlı eserinin 9. cildinde Cennetü’l-Muallâ’da 75 adet kubbeli mezar bulunduğunu bildirir. Ancak bunların çoğu küçük kubbelerdir. Evliya Çelebi, Hadîce Validemizinkinin yanı sıra Mekke şeriflerinden Zeyd ve Abdullah’ın, Peygamber Efendimizin dedesi Abdülmuttalib ile amcası Ebû Tâlib’in ve Abdullah b. Zübeyr’in de ayrı ayrı kubbeli türbeleri olduğunu yazmaktadır.



Kanunî Sultan Süleyman Han 1543 yılında Hadîce Validemizin kabrinin üstündeki eski yapıyı yıktırarak yüksek kubbeli bir müzeyyen bir türbe yaptırmış ve bir de türbedar görevlendirmiştir. Türbe, Sultan II. Abdülhamid Han devrinde 1879 yılında tamir edilmiştir. Eyyûb Sabri Paşa, Mir’âtü’l-Haremeyn isimli eserinin birinci cildinde Mekke halkının her ay Cennetü’l-Muallâ’ya giderek hatim ve mevlid okuduğunu bildirmektedir (Mir’âtü’l-Haremeyn, I/2, s. 1074-1075).



Peygamber Efendimizin Hadîce Validemizden doğan oğulları Kâsım ve Abdullah da bu kabirdedir. Kâsım Resûlullah’ın üç oğlundan birincisidir. Bunun için, Resûlullah’a “Ebü’l-Kâsım” denildi. Nübüvvetten önce Mekke’de dünyaya geldi. 17 aylıkken vefat etti. Abdullah Resûlullah’ın Hadîce Validemizden olan son çocuğudur. Nübüvvetten sonra doğdu, memede iken vefat etti. Tayyib ve Tâhir de denilir.



Evliya Çelebi’nin yazdıklarına göre, Hazreti Hadîce Validemizin türbe kubbesi beyaz kireç ile badanalanmış olup sandukası türbenin tam ortasındadır. Türbe kapısı doğuya açılır. Bu türbeyi ekseriya hanımlar ziyaret eder. Türbe içinde amber ve kâfur buhurları yakılıp misafirler güzel kokular ile karşılanır. Kubbenin iç yüzünde celî hat ile “Tarafımızdan kendilerine güzel akıbet takdir edilmiş olanlara gelince, işte bunlar cehennemden uzak tutulurlar.” mealindeki, Enbiya Suresi’nin 101. ayeti Besmele ile birlikte yazılıdır. Yine bu kubbe altında, dört köşeli bir kafes içinde Mekke emirlerinden Şerif Mes‘ud medfundur.





HAZRETİ HADÎCETÜ’L-KÜBRÂ KİMDİR?



Hadîce Validemiz “radıyallahü anhâ” Resûlullah’ın ilk zevcesidir. Kureyş’in asilzade, kibar ailesindendir Huveylid b. Esed b. Abdiluzza b. Kusayy’ın kızıdır. Kusayy Peygamber Efendimizin dedesi Abdülmuttalib’in dedesinin babasıdır. Hadîce Validemiz çok zengin, âlim ve akıllı idi. Kırk yaşında ve dul iken Resûlullah ile evlendi. Resûlullah o zaman 25 yaşında idi. Hicret’ten üç yıl önce, Ebû Talib’in ölümünden üç gün sonra, 65 yaşında Mekke’de vefat etti. Resûlullah’ın dört kızı ve iki oğlunun annesidir.



Dul iken ticaret yapardı. Çok zengindi. Memurları, kâtipleri ve köleleri vardı. Cebrail “aleyhisselam” ilk göründüğü zaman Resûlullah korkmuştu. Bu hâli Hadîce Validemize söyledi. Kendisine ilk önce o iman etti. Kâfirler heykele tapar, Resûlullah’a inanmaz, alay ederlerdi. Çok eziyet ederlerdi. Hadîce Validemiz Resûlullah’a teselli ve gayret verirdi. Bütün malını, mülkünü onun uğruna feda etti. Resulûllah’a 25 sene sadakatle hizmet etti. Bir kere bile incitmedi.



Resûlullah, vefatına kadar, her zaman kendisini överdi. Hatta, bir gün, evde methederken, Aişe Validemiz dayanamayıp “Cenabı Hak size ondan daha iyisini verdi.” dedi. “Hayır! Ondan iyisi verilmedi. Herkes bana yalancı dediği günlerde, o bana inandı. Herkes bana eziyet verirken, o bana yar oldu. Üzüntülerimi giderdi.” buyurdu. Hazreti Hadîce ile kızı Fatımatü’z-Zehra, dünyadaki bütün kadınların en üstünü oldukları hadis-i şerifte bildirilen dört kadından ikisidir. Üçüncüsü, Firavun’un zevcesi Hazreti Asiye, dördüncüsü, Hazreti Meryem’dir



HAZRETİ EBÛ BEKİR’İN KIZI VE TORUNU DA ORADA



Evliya Çelebi Hadîce Validemizin türbesinin kıble tarafında Abdullah b. Zübeyr ve yakınında annesi Esma binti Ebû Bekir’in kubbeli türbeleri olduğunu bildirmektedir. Abdullah b. Zübeyr Aşere-i Mübeşşere’den Zübeyr b. Avvâm Hazretlerinin oğlu olup 9 sene Mekke’de halifelik yapmıştır. Avvâm Hadîce Validemizin kardeşidir. Zübeyr b. Avvâm Hazretlerinin annesi ise Resûlullah’ın halası olan Hazreti Safiyye’dir.



Abdullah b. Zübeyr Hazretleri harap olan Kâbe-i Muazzama’yı ve ayrıca Peygamber Efendimizin türbesini etti. Abdülmelik bin Mervan’ın gönderdiği Hacca-ı Zalim tarafından şehit edildikten sonra Abdülmelik, Kâbe’nin bir duvarını yıktırıp Hacer-i Esved’i eski yerine koydurdu. Bugünkü Kâbe’nin üç duvarı Abdullah b. Zübeyr, bir duvarı Abdülmelik b. Mervan yapısıdır.



OSMANLI YAPISI TÜRBELER YIKILIYOR



1925 yılında Mekke Suudîlerin eline geçtikten sonra ilk Suudî Arabistan kralı Abdülazîz b. Suûd’un emriyle 1926’da Cennetü’l-Muallâ’daki bütün türbeler yıktırılmış ve mezar taşları kaldırılmıştır. Kral Abdülaziz’in 1953’te ölümünden sonra 45 oğlundan Suud, Faysal, Halid, Fehd, Abdullah ve Selman günümüze kadar peş peşe kral olmuştur.



Hadîce Validemizin, Esma binti Ebû Bekir ve Zübeyr b. Avvâm hazretlerinin kabirleri belli olup hacılar tarafından ziyaret edilmektedir.