Sonun başı olan bu günleri herkes birer tuğla koyarak hazırladı. Haksızlık yapan yaptığıyla, bu haksızlığı görenler, elinden bir şey gelsin ya da gelmesin sessizlikleriyle. Bile, isteye yaptı. Ağlayan annelerin feryatları dünyayı dile getirdi.

Emeğiyle çalışıp hak etmek varken, kısa yoldan zengin olmaya çalışan bir Z kuşağı türedi. Uyanabilirse sisteme kafa tutuyor. Çünkü bütün gün ense yapmak daha kolay.

Başarılı insanların hikâyelerinde 8 saat uyku yok. Hedeflerine ulaşmak isteyen insanın gözüne uyku zaten girmez. Ona göre uyku vakit kaybıdır. Erdal Demirkıran'ın da dediği gibi -Sadece Aptallar 8 Saat Uyur.- Konusu gelmişken, şiddetle önerdiğim bir kitaptır. 

Saat 3'te uyanıp sadece günü kurtaran, aklı beş karış havada olan bir nesil ne kazanabilir ki ne sunsun? Hayvanlar beğenilmez. Ama karıncanın azmi kimsede yok. Bu hikâyede amaçsızlıklarıyla saf tutanlarda maalesef ki Z kuşağı! 

Kızlar annelerinden hizmet bekler. Erkekler babalarından para ister. Anne, babası sabah 5'te uyanan; tarlaya, yaylaya giden çocuklardı onlar. Ne ara bu denli kibirli bir hal aldılar? Ne ara kibir yumağına dönüştüler? 

Baksanıza evrenin minyatürü olan insanlar yapılması gereken onca şey varken erteleme hastalığıyla inliyor.  

Yağmur -bugün kaybedesim yok- diyerek; yağmaktan vazgeçmiyor. Sırası gelen her doğa olayı eylemini gerçekleştiriyor. Birbirlerine dokunmaksızın ve sahneyi bir sonraki eyleme usulüne uygun olarak bırakıyor. Olması gerektiği gibi! 

Paylaşım evren kadar becerilmedi. Güneş yerini, Ay'a bırakacak kadar adil ve paylaşımcı. İnsan öyle mi? Kendisinden başkasını göremeyecek kadar kör. Çünkü, işine gelmiyor.

Doğa bu günlerde, -Sıra bende- diyor. -Siz benim kolumu, kanadımı kırdınız. Bende sizin soluğunuzu keseceğim.- O kadar haklı ki ne desek az. Ciğerlerimiz yanıyor.  Ne zaman eskisi gibi nefes alabiliriz? Hiçbirimiz bilmiyoruz.

Hak ettik be! Ne dersiniz dostlar? Bu yangının külleri üzerimize gözyaşı olarak dökülmüyor mu? Geçenlerde Üsküdar' da kül yağmış. Yanan ormanların, hayvanların külleri yağıyor. Bana kalırsa -Sona varıyoruz.- bu. Başka da bir şey aranmamalı.

Düşeni tutmadık. Şimdi biz düşüyoruz. Kimse yanında olmayana kızmasın. Ettiğini buluyor. Olması gerektiği gibi! 

Hayvanların mama kaplarını, su kaplarını tekmelediler. Tecavüz ettiler. Şu yaşanan kıyameti hak ettiler.