Bildiğimiz üzere günlük ve vasat beslenmemiz için gerekli ne varsa zamlı, fiyatları yüksek, domates biberden bulgura pirince kadar, peynirden yağa, balıktan ete kadar. Doğrudur, bahsi geçen ürünler ve geniş içeriğiyle binlercesinin fiyatlarımı yüksek ekseriyeti oluşturan benim yurttaşımın geliri, maaşı, kazancı mı az, tartışılır. Yurttaşın tüm bu hengâmeler halinde dahi sağlıklı beslenmek adına hiç değilse ayda bir falan Et ve süt kurumuna uğrayıp kırmızı et beyaz et alayım girişimi, gayreti vardı. Kasaba uğraması için rahat dolu dolu bir cüzdan gerektiğinden insanımız “Et Süt kurumu” önünde yerini alıp uzun sıralar oluşturmaktaydı. Ne büyük talihsizlik, şanssızlık ki, bu durum genel müdür tarafından yanlış yorumlanmış, yanlış mı desem kurnazca mı, kararı sizler verirsiniz.

Et ve Süt Kurumu (ESK), kırmızı et fiyatlarına yüzde 48 oranında zam yaptı. Et ve Süt Kurumu (ESK), kırmızı et fiyatlarına yüzde 48 oranında zam yaptı. ESK'da 1 kilogram kıymanın fiyatı 56 TL'den 83 TL'ye çıktı. Kıyma dışındaki çeşit ve ürünler içinde optimum yüzde 45-50 arasında zam uygulanmaktadır. Bu zamlar için Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü; "Çok uzun kuyruklar oluşuyordu bu yüzden zam yaptık," dedi.

Başlıkta yazdım, hata bizde, çok uzun kuyruklar oluşturmasak zam falan yapmayacaklarmış! Uzun kuyruklar demek, yurttaşta para gani, ne alıp nereye harcayacağını şaşırmış. Böylesi uzun kuyruk oluşumu durumun çok iyi olduğuna delalet mi?

Hata bizim, iyi örgütlensek, kendi aramızda çok iyi iletişim kursak, ne zam gelirdi ne de yüksek fiyatlara muhatap edilirdik. Et süt kurumu satış mağazaları önünde uzun kuyruklar oluşturmak yerine, rahat ve alım gücü yüksek yurttaş profili göstermek yerine tek tek ve sürünerek, en eski kıyafetlerimizi giyinmiş halde ve arada sırada birer ikişer gitseymişiz zam olmayacakmış!

Evet, maalesef ki, üretemeden, ihtiyacımızdan fazlasını var etmeden, oluşturamadan, saçma salak bir kısır döngü içerisine hapsedilip yapılan zamlara da mantık içeren izahatlara denk gelemiyor, açıklamaları göremiyoruz. Sağlıklı bir yaşam için doktorlarımızın önerdiği her yetişkinin beslenmesinde olması gereken kırmızı et, beyaz et, sebze, meyve, bakliyat apaçık belirginken bu türden eleştirilere, eleştiriden ziyade aşağılanmalara maruz kalıyoruz.

Altını çizerek, dikkatinizi sahip olduğunuz odak noktasından çıkarmanızı öneriyorum, zira her sağlıklı bireyin, ferdin, sadece kırmızı et beyaz et tüketmesi yeterli değildir. Beslenmesinde asgari kalori ve vitamini almasının yanında ısınan ve aydınlık bir konutta yaşama, giyimini altı aylık ve yıllık periyotlar da yenileme, kütüphanesine her ay bir kaç kitap ekleyip minumum bir gazeteyi günlük takip etmesi de gereklidir. Her insanın altı ayda bir sağlık kontrollerini yaptırması nasıl asgari bir gereklilikse her insanımızın sosyal faaliyetlere müdahil olması, katılımcı olup görevler, sorumluluklar alması da insan olmanın gereğindendir.

Evet, et meselesinden öğrendik, kalabalıklar, kuyruklar oluşturmayın zira hal-i vakti yerinde, kestane kebap rahatlığında yaşadığımıza dair bir kanaat edinilmekte. Spor mu yapacaksınız, gizli, ketum halde, kimselere söylemeden ve görünmeden spor salonuna gitmeye çalışın. Yurt içi ve yurt dışı gezilere mi katılacaksınız, tiyatro, konser, kültürel faaliyetlerin gerçekleştiği organizasyonlara mı müdahil olacaksınız, çok gizli olmasına özen gösterin, bu bakış açısı, bu değerlendirme seviyesiyle en sırada en gündelik en alışıldık şey fiyatlarında dahi ani bir yükseliş olabilir.

Arada da olsa nefis işte, kendime lokantadan bir kebap söyleyeyim dediğinizde, kebap fiyatıyla cüzdanınızda ki, bütçenizde ki rakam denk gelmişse eylem sonucu fiyatların yükseldiğini öğrenip ya eksik kalırsam tedirginliğini yaşamak ne acı. Bu ülke de elbette değil yiyip içtiğini tedirgin halde yapmak, evinde ki tüm eşyaları hatta evini dahi bir anlık kararıyla değiştirebilecek, bu yılki moda, trendle otomobilinin rengi uymadığından otomobilini anlık kararla yenileyecek milyonlar da var. Bilmemiz, kabul etmemiz gerekir ki, ekseri açlık sınırı denilen rakamdan fazla bir gelire sahibiz, bu doğru, bir doğrumuz daha var, ekseriyetle, ziyadesiyle yoksuluz. Yoksul olmamız gelir ve sahip olduğumuz para, mal, mülk içeriğinde kalsa iyi en azından umut besleriz, olur ya belki bir gün diye, düşünme, irdeleme, değerlendirme, doğru duyup doğru görebilme, bilinçli halde de yoksuluz.

Mir Murat Demir