GAZİANTEP

Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyeli kadınlar, kaldıkları çadır kentte bir yandan yaşama tutunmaya çalışırken, diğer yandan da umutla ülkelerine barışın geleceği günü bekliyor.

Suriye'deki iç savaşın mağdur ettiği, canlarını "güvenli liman" olarak gördükleri Türkiye'ye atarak kurtaran Suriyeliler, Nizip ilçesindeki çadır kentte yaşamlarını sürdürüyor. Bulaşık ve çamaşır günlerinde hemcinsleriyle günlük ihtiyaçlarını gideren kadınlar, gün içerisinde çocuklarını hazırlayıp çadır kentteki okullara uğurluyor.

Çocuklarını yolcu ettikten sonra kendi tabirleriyle "terapi" için meslek edindirme kurslarına katılan kadınlar, ürettikleri eşyalarla aile bütçelerine de katkı sağlıyor.

Zaman zaman tebessüm etmelerine rağmen konuşmaya başladıklarında dudaklarından korku, tedirginlik ve endişe dökülen kadınlar, Türkiye'deki imkanlardan memnun olsalar da memleket hasretinin ağır geldiğini ifade ediyor.

Çadır kentte oluşturulan sınıflarda yaşıtlarıyla eğitimlerine kaldıkları yerden devam eden çocuklar ise gün içerisinde doyasıya çocukluklarını yaşıyorlar. Öğrendikleri Türkçe kelimelerle ziyarete gelenleri "merhaba", "nasılsın" diye karşılayan çocuklar, olan bitenden habersiz yaşamlarını sürdürüyor.

"Dönecek evimiz bile yok"

Nizip'teki çadır kentte eşi ve 4 çocuğuyla kalan Emine Hamisen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 1,5 yıl önce Türkiye'ye geldiğini söyledi.

Yerleştirildiği çadır kentte Suriye'deki yaşamından daha rahat ve konforlu ortamda yaşadığını belirten Hamisen, "Özellikle göç etmeden kısa süre önce şartlar çok ağırlaşmıştı. Zaten şimdi evimizin olduğu bölge bombalanmış ve hiçbir şeyimiz kalmamış. Artık dönecek evimiz bile yok" dedi.

Türkiye'de çok iyi misafirperverlik gördüklerini, çocuklarının rahat bir şekilde eğitim hayatlarını sürdürdüğünü ifade eden Hamisen, her şeye rağmen vatan özleminin kendilerini boynu bükük bıraktığını vurguladı.

Her gün ülkesinde huzurun ve barışın geleceği günün umuduyla yaşadıklarını dile getiren Hamisen, "Her sabah kalktığımda önce çocuklarımla beraber hayatta olduğum için şükrediyorum, ardından da vatanıma barışın geleceği günün hayalini kuruyorum" diye konuştu.

"Kurs bana terapi oldu"

Meslek edindirme kurslarında dikiş nakış eğitimi alan Dima Tişri ise her gün çocuklarını okula gönderdikten sonra eğitimlere katıldığını belirtti.

Eğitimlerin kendisine çok iyi geldiğini anlatan Tişri, şunları kaydetti:

"Eğitimlere gelmeden önce psikolojik sıkıntılar yaşıyordum. Her gün atılan bombaları, ölen insanları, çocuk çığlıkları aklımdan çıkmıyordu. Psikolojim alt üst olmuştu ama şimdi hayata daha pozitif bakıyorum. Bir anlamda kurs bana terapi oldu. Artık çocuklarımla geleceğe umutla bakıyorum."

Suriye'de iken çocuklarını ölüm korkusu nedeniyle evden dışarı göndermediğini dile getiren Tişri, şimdi ise gözü arkada kalmadan çocuklarının dışarıda doyasıya oyun oynadığını sözlerine ekledi.
Editör: TE Bilisim