Basında, sosyal medyada veya etrafımızda hayvanlarla ilgili birçok duygusal videolar ya izliyoruz yada bizzat şahit oluyoruz günlük hayatımızda. Otoyo

Basında, sosyal medyada veya etrafımızda hayvanlarla ilgili birçok duygusal videolar ya izliyoruz yada bizzat şahit oluyoruz günlük hayatımızda.
Otoyolda arabanın ezdiği bir köpeğin yanında başka bir köpeğin nemli gözlerle bekleyişine ve sessiz imdat çığlıklarına şahit olmaktayız.
Savunmasız kalan bir bebeği canı pahasınada olsa koruyan başka bir köpek.
Sahibinin vefatı üzerine mezarından ayrılmayan soğuk toprak üzerinde aylarca yıllarca yatan hatta sahibinin ardında üzüntüsünden fazla yaşayamayan köpeğin, bizlere vefanın ne demek olduğunu haykıran ama sesini duyuramadan hayatına son veren sadık dostlar.
Ölmek üzere iken kurtarılan bir tilkinin kurtarıcısına minnet ve sevgi gösterisi.
Denizde boğulmak üzere olan adamı sahile çıkaran yunus balığının yardımseverliği.
Ya bir lokma ekmek için gece gündüz 24 saat sürüsünün başında ayrılmayan ve onu koruyup kollayan çoban köpekleri.
Kedilerin sevgisini dostluğunu ve vefakârlığını.
Sayamayacağımız kadar ders niteliğindeki bu güzel örneklerle dolu davranışlardan bırakın ibret almayı denizdeki, karadaki tüm canlıları ihtiyacımız olmamasına rağmen egomuzu tatmin uğruna spor kılıfı adı altında katletmekteyiz yada çeşitli işkencelere maruz tutmaktayız.
Tanrı bizleri tüm canlılardan daha üstün bir yere koymuştur. Bizi evrende düşünebilen aklını mantığını kullanabilen bir canlı olarak yaratmıştır, vicdan sevgi gibi üstün özelliklerle donatmıştır. İçimizde var olan iyi duyguları kullanmak varken neden insanoğlu kin, nefret ve öfke gibi duygularına teslim olmaktadır.
Tüm kutsal kitaplarda doğada yaşayan hiçbir canlıya zarar vermemek emir olunmuştur fakat bazı istisnai durumlar haricinde açlık gibi rızkını temin edememek halleri dışında.
Bir hadisi şerifte şöyle buyurmaktadır; Vakit geçirmek ve eğlenmek maksadıyla avlanmak mekruhtur. Çünkü bu abes bir iştir. Zira Peygamber (as) şöyle buyurmuştur: “Can taşıyan hiçbir şeyi nişangâh edinmeyiniz. Zaruret halinde hayatta kalmak için vacip her hangi bir niyet olmaksızın vakit geçirmek ve eğlenmek için olursa haramdır. Çünkü faydasız yere hayvana eziyet vermek yasaklanmıştır. Dinimizde tüm canlılara şefkatle yaklaşmak korumak ve yaşatmak esasken Müslüman bir toplumda kötü örnekleri görmek gerçekten şaşırtıcı.
Bugün yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı ihtiyacından fazlasını avlamaz veya stok yapmaz çünkü bilir ki doğayı korumazsa kendi sonunu hazırlar tok bir aslan asla başka bir hayvana saldırmaz. Denge bu şekilde sağlanmaktadır.
Bugün yeryüzünde yaşanan felaketlerin tümünü yine bizler yaratmaktayız. Açlık yoksulluk, savaşlar, zulümler kötüye dair ne varsa hepsi bizim eserimizdir.
İnsan yiyebileceğinden fazlasını saklar harcayabileceğinden fazlasını kazanır sonuçta güçlü doymaz stok yapar. Dünyadaki açlık yeteri kadar üretimin olmadığından veya tarım alanlarının ihtiyacı karşılamadığından değil insanın bencilliğindendir.
Hâlen dünyada stoklanan tahıl miktarı yeryüzünde açlık çeken bir buçuk milyar insanın 10 yıllık yiyecek miktarına denk düştüğünü biliyor musunuz? Bu gözü doymazlık sanayinin gelişmesiyle birlikte daha çok verim adına GDO’lu ve sağlıksız besinlerin üretilmesinde yol açmaktadır. Tüm bunlara paralel olarak ağır sanayinin gelişmesi, yer altı ve yer sütü kaynaklarımızın kirlenmesine yavaş yavaş yok olmasına doğru hızla yol almaktayız.
Üretimin yapılamadığı çölleşmiş verimini kaybetmiş topraklar suyun kirlenmesi veya kuruması iklimlerin bozulduğu gıdaya ulaşmadığımız vakte gelince ne gelişmiş makinelerimizin nede paramızın bir işe yaramadığını göreceğiz fakat çok geç olacak zira gezegenimizi geri dönüşü ve telafisi olmayan bir yerde bulacağız. Nesli tükenen ne bir canlıyı ne bir ağacı yeni baştan üretme ve yerine koyma imkânımız olamayacaktır. Onsuz asla yaşamanın mümkün olmadığı su kaynaklarımız kirlenmekte veya yok olmaktadır. Gün gelecek okyanuslarda canlı türü kalmayacaktır.
İnsan hariç tüm canlılar yeryüzünde yaşamın sürmesinde katkı sağlarlarken sanırım hayvanlar ve bitki türleri insanoğluna bu gidişle mağlup olacaklar ve bir gün gezegenimizde yaşam son bulacaktır.
Dünyanın süper güçleri sözde kendi hâkimiyetlerini sürdürebilmek için biyolojik ve kimyasal tahrip gücü yüksek silahları yapmaktadırlar olası bir dünya savaşında bitki ve canlı türlerine verecekleri zararı dahi hesap etmekten yoksunlar maalesef.
Olaylara birde bu pencereden bakınca doğaya asla atık bırakmayan kirletmeyen ona katkı sağlayan hayvanlar mı daha faydalı yoksa yıkarken yok ederken imar ediyormuş gibi gözüken insan mı daha yararlı.
Onlar birbirlerinin hakkına saygı duyarken biz birbirimiz boğazlarken daha mı zekiyiz.
Onlar yiyeceklerini paylaşırken biz birbirimizin yiyeceğini çalarken daha mı dürüstüz.
Hayvanlar birbirilerinin yavrularına zarar vermezken bir bebeklerin üzerine bomba atarken daha mı vicdanlıyız?.
Onlar konuşmadan anlaşırken biz konuşarak birbirimizi boğazlarken daha mı medeniyiz.
Ne dersiniz birazcık vicdanın sesini duymak dinlemek isterseniz hayvan gibi yaşamak daha mı yeğdir.
Bir Kızılderili sözü kısa ama anlaşılır biçimde özetliyor.
Son ağaç kesildiğinde,
Son nehir kuruduğunda,
Son balık avlandığında,
İşte o zaman paranın yenmediğini anlayacaksınız…