Herkese selamlar;

Son günlerde telefonunuza gelen şöyle bir mesaj aldınız mı ?

Kişisel verilerin korunması kanunu uyarınca falan falan falan...

Dışarıdan baktığınızda vuuv kişisel verilerimi ne kadar da müthiş koruyor dersiniz...

Ama işin aslı öyle mi acaba ?

Cambridge üniversitesi bir araştırma yapmıştı.

Araştırmaya göre sosyal medya insanların tercihlerini nasıl etkiliyor diye bi bakmak istemişti.

87 milyon Amerikalı üzerinde dev bir araştırmaydı bu ve çıkan sonuç hayret vericiydi.

Çünkü evet sosyal medya gerçekten de insanların tercihlerini etkiliyor adeta toplum mühendisliği yapıyordu.

Yani bildiğin insanları yönlendiriyor maniple ediyordu.

Tabi bu araştırma büyük yankı buldu, sonra birileri çıkıp "ya bunlar komplo teorisi yeğen" modunda açıklamalar yapmaya başlamıştı ki, bu kez facebook çalışanlarından bazıları çıkıp itiraflarda bulundu ve "he valla biz yapıyoz" demesiyle sosyal medyanın gerçekten de insanlar üzerinde maniplatif girişimlerde bulunduğu tescillenmiş oldu.

Facebook kurucusu Mark Zuckerberg'de ABD temsilciler meclisinde sorgulandı.

Size bir şey söyleyeyim mi, hani şu büyük şirketlerin özellikle ismi sosyal medya olan şirketlerin "mahremiyet" vurgusu var ya, inanın sadece lafı güzaf!

Hatta çağımızda insanların mahremiyeti olduğu da toplumsal bir yalan!

Çünkü bu konulara az çok merakı olanlar biliyor ki ceplerimizde taşıdığımız artık ellerimizden düşürmediğimiz telefonlarımız birer dinleme, izleme yani takip cihazı haline gelmiş makineler!

Ne mahremiyeti?

Şu malum fürüs var ya fürüs!

O virüs çıkmadan önce Dünya üzerinde tam 770 milyon insanları izleyen kameralar vardı.

Bugün ise bu sayı 1 milyar 170 milyon adet...

Tam tamına 1 milyar 170 milyon kamera ile izleniyoruz!

Tabi bunlar sadece sayılabilenler...

Bir tek kameralar da değil elbette!

Evinizde cep telefonunuz ilk sırada olmak üzere pek çok dijital aletiniz ile izlenebiliyor ya da takip edilebiliyorsunuz!

Evden çıktınız, aracınıza bindiniz seyir haline geçtiniz, hemen hemen birçok trafik ışığının tepesinde eds kameraları var!

Ya dur bir müzik dinleyim deyip telefonu arabanın teybine bağladınız bluuteouth ile dijital iz bıraktınız!

Yolu bilmiyorsunuz açtınız navigasyon, google geçtiğiniz tüm yolları kaydetti!

Arabanın içinde eşiniz ile "ya kışta geldi çocuğa yeni bir mont alalım" diye konuştunuz, sonra gittiniz iş yerinize aa bi baktınız internette gezinirken hop karşınıza mont reklamları çıktı.

İnanmıyor musunuz? Sesli olarak deneyin kardeşim haklı çıktığımı göreceksiniz!

Araban yok mu? Sorun değil, otobüs kartınla nereye ne zaman nasıl gittiğin belli!

Akşam eve dönmeden önce markete girdiniz alışveriş yaptınız kredi kartınızdan 300 TL bayıldınız, eee hayat pahalı!

Ne aldınız, kaç tane aldınız hepsi kayıt altında!

Ben mesela sık maden suyu tüketirim!

Adamlar hangi marka maden suyunu hangi sıklıkla tükettiğimi biliyor!

Hani biz şimdi şu alışveriş uygulamalarına giriyoruz sonra yorum yapıyoruz "pide soğuk geldi", tatlı güzeldi ama çok geciktiler" falan diye yorumlar yazıyoruz ya!

Yakında bizi de puanlayacaklar!

Hatta bunu yapan bir kaç uygulama var!

O kişiyle al ver ticareti yapıyorsun ve birbirini puanlıyorsun!

"Güvenilir biri" , "saatinde geldi" falan...

İşte yakın gelecekte ve özellikle metaverse alemine daha da adapte oldukça kurumlarda bizim puanlarımızı görecek!

Mesela düşünsene abi taksiye bineceksin, daha önce ki taksi puanlamaların da olumsuz puanın çok fazla o yüzden taksiciler seni almaya gelmiyor!

Hatta öyle ki büyük şirketler, yok büyük biraz küçük kalır!

Dev şirketler, sizin bilgilerinizi almak için size para teklif eder hale geldi.

Örnek, telefonunuza uygulamayı yapmış, indiriyorsunuz, gün boyu gezdiğiniz yerler hakkında yorum yapıyor ve karşılığında para kazanıyorsunuz!

Dışarıdan baktığında "ya ben yediğim köfteciyi bildirsem ne olur, ben kimim ki?" gibi düşünüyor olabilirsiniz.

Hatta haklı da olabilirsiniz!

Ama bir de şu açıdan bakın, İstanbul'un nüfusu ortalama 15 milyon...

Diyelim ki bu uygulamayı 10 milyon kişi kullanıyor...

Yapılacak olan analiz ile, bu 10 milyon kişinin en çok nerelerde bulunduğu, nerelere eğlenmeye gittiği, nerelere yemek yemeye gittiği en çok nereden alışveriş yapıp hangi mağazaları tercih ettiğine kadar tüm detaylar o firmanın eline geçer!

Ve o firma bu bilgileri ister büyük şirketlere reklam analizi diye satar, ister istihbarat servislerine satar!

Yani senin benim küçük köfteciyi yorumlamam, aynı potanın içine toplandığında devasa bir bilgi havuzu haline gelir!

Sonra da kalkar videonun başında bahsettiğimiz o platformlar "Kişisel verilerin korunması kanunu uyarınca" diye bize hikâye anlatır.

Ne kişisel verisi kardeşim, adamlar böbreğimizde ki taşın santimine kadar biliyorlar!