Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Terör örgütünün bu şımarık ve saldırgan tavrına karşı herkesin 'yeter' demesi, bütün partilerin bu siyasi kararlılığa destek olması lazım" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Habertürk Televizyon kanalında katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Türkiye'nin 20 Temmuz'dan bu yana çok ciddi bir şekilde terörle mücadele ettiğini ifade eden Kurtulmuş, vatandaşın bu işten zarar görmemesi için azami gayret gösterildiğini söyledi.

Makul görüşü olan herkesin, terör konusunda sesinin daha kuvvetli çıkmasını isteyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"HDP de vatandaşlarımızın oyunu almış, Meclise gelmiş, temsil edilen Türkiye'nin meşru siyasi partilerinden birisi. Hendek siyaseti ise gayri meşru bir siyaset. Meşru bir siyasi partinin hendek siyaseti, bomba siyaseti üzerinden şehirleri baskı altına alma üzerinden yürüyebileceği bir alan yok. Bölgedeki bütün unsurların, bütün siyasi partilerin, görüşü, fikri olan Türkiye'de barışı sağlamayı niyet eden bütün siyasi unsurların sözünü söylemesi lazım. Terör örgütünün bu şımarık ve saldırgan tavrına karşı herkesin yeter demesi lazım. Nasıl CHP'nin, MHP'nin ve iktidar partisi olarak AK Parti'nin yeter demesi önemliyse, özellikle bölgeden çok oy almış bir parti olarak HDP'nin de terör örgütüne yeter demesi son derece anlamlıdır ve doğrudur."

Devletin operasyonlara ilişkin Türkiye'de çok büyük oranda destek olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Bunun bir an evvel bitirilmesini millet istiyor, çünkü bu anormal bir durumdur, normal bir durum değildir. Bölgedeki halkın barışçıl bir çözüme destek verdiği aşikardır. Terör örgütünü tasfiye edecek esas şey siyasi kararlılıktır. Bu anlamda bütün partilerin bu siyasi kararlılığa destek olması lazım" dedi.

"En ince detaya kadar deliller toplandı"

Kurtulmuş, Tahir Elçi'nin öldürülmesiyle ilgili soruya ise "En ince detaya kadar deliller toplandı ve analizleri yapılıyor. Orada görev yapan polislerin silahları toplandı. Bulunan başka kovanlar üzerinden farklı silahların neler olduğu tespit edildi. Tahir Elçi'nin ölümüne neden olan silahın hangi silah olduğu tespit edilir ve olayın gerçeği aydınlatılmış olur" yanıtını verdi.

"Bir kapı kapanırsa başka kapılar açılır"

"Turizmciler için bir çözüm paketiniz olacak mı?" sorusu üzerine de bu konuyla ilgili bir komisyonun kurulduğunu ve konunun görüşüldüğünü aktaran Kurtulmuş, şu açıklamalarda bulundu:

"Ekonomik anlamda Rusların alabileceği tedbirler nelerdir, bunun karşısında bizim tedbirlerimiz neler olur? Yaş meyve, sebze ihracatı ile ilgili sıkıntılar, turizm ile ilgili sıkıntılar bunların her birisi ile ilgili, bu sektörleri nasıl ayakta tutacağız? Bunlarla ilgili çalışmaların hepsi çok detaylı olarak yapıldı. Atılacak adımlara karşı biz de mukabil adımlarımızı atacağız. Özellikle bu üç alanda (ihracat, turizm, enerji) söyleyeceğimiz şudur, 'Bir kapı kapanırsa başka kapılar açılır' bunu da laf olsun diye söylemiyoruz. Bu başka kapıların neler olduğu üzerinde çalışıyoruz. Bu kapıları açabilmek için de her türlü tedbirimizi alıyoruz."

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "CHP'nin Rusya krizi konusunda hazırladığı rapora" ilişkin de CHP'nin raporunu görmediğini belirterek, olası krizin büyümesinin Türkiye'ye etkilerinin olacağını ama bu krizin büyümemesi için alternatif pazarların bulunacağını bildirdi.

"Geri çekilmedik, askeri varlığımız devam ediyor"

"Türkiye'nin Musul'dan geri çekilip çekilmediği" yönündeki bir soruya karşılık Kurtulmuş, "Hayır, geri çekilmedik. Orada Başika kampı ve diğer bölgelerde bulunan askeri mevcudiyetimiz devam ediyor ama biraz daha geriye doğru çekilmiş vaziyette" yanıtını verdi.

DAEŞ'in içinde Türkmenlerin, Arapların ve Peşmergelerin olduğunu belirten Numan Kurtulmuş, "Halkın çok farklı kesimleri, çıkabilen dışarıya çıktı, IŞID'in tehdidinden, baskısından kurtuldu ama çok sayıda insan da orada kaldı. Dönemin Musul Valisi Nuceyfi'nin de daveti üzerine Musul Ulusal Muhafızları diye bir birim oluşturuldu. Bunların eğitimi ile ilgili de Türk askerinden destek istendi. Dönemin ilgili merkezi hükümet birimleri de bundan haberdar" diye konuştu.

Son zamanlardaki bu askeri takviyenin arkasındaki nedenin, oradaki Türk askeri ile DAEŞ'in safları arasındaki mesafenin 15-20 kilometre olmasından kaynaklandığını belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Onların da güvenliğini teminat altına alabilmek için oraya gidildi. Zaten oradaki askeri varlığımız saldırı amaçlı ya da savaşma amaçlı bir askeri varlık değildir. Başta değildi, bugün de değildi. Eğitim amaçlı giden Türk Silahlı Kuvvetlerinin, korunması amaçlı olan bir adımdır. Bu varlığımız orada devam edecektir."

Başkanlık sistemi için referandum önerisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Başbakanlık sistemi ve parlamenter sistem için iki ayrı referanduma gidebiliriz" şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması ve muhalefetle yeni bir anayasa yapılıp yapılamayacağı yönündeki soru üzerine ise Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Ben kendimi bildim bileli, gençlik zamanlarımdan beri 80 ihtilalinin hemen sonrasından başlayarak, 1982 Anayasası'nın kabul edildiği ertesi günden başlayarak, Türk siyaseti yeni bir Anayasa diye tartışır. Bu Anayasa askeri bir anayasadır. Despot bir mantıkla yazılmış bir anayasadır. Bu Anayasa'nın değiştirilmesi gerekir. Demokratik katılımcı sivil bir anayasanın yapılması şarttır. Bunun için de Türkiye'de bütün herkesin parlamentodaki dört partinin eteklerindeki bütün taşları ortaya koyması lazım. Sepetlerindeki bütün pamukları çıkarması lazım. Bu Anayasa 50 defa değiştirilmiş olsa da ruhu orada duruyor. Felsefesini değiştirip yeni bir Anayasa'yı yapmak parlamentonun boynunun borcudur. Etkin bir yürütmenin sağlanması için başkanlık sistemi tartışmaya açılır. Hangi parti bunun ne tarafında duruyor, nasıl eleştiriyorsa, kimin hangi teklifi varsa, bunu ortaya koyar. Bu deli gömleği artık Türkiye'ye dar geliyor, bu gömleği tarihin çöplüğüne atmamız gerekiyor. Yeterli büyük konsensüsü bulmak için arayış içinde olacağız."

Editör: TE Bilisim