Geçtiğimiz haziran ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan,Türkiye'nin güney sınırları boyunca oluşturmayı hedeflediği 30 kilometre derinliğindeki "güvenli bölge" için yeni adımlar atacaklarını açıklamıştı.

Bunun üzerine ABD ve Rusya’dan peş peşe gelen açıklamalar Türkiye’nin sınır ötesi operasyon girişimine karşı ne kadar endişe duyduklarını ortaya koymuştu.
Türkiye bu zamana kadar gerçekleştirdiği operasyonlarda ABD ve Rusya ile imzalanan mutabakatlar çerçevesinde ilerledi. Zaten uluslararası hukuk ve meşru haklar konusunda her bölgede Türkiye bu konudaki girişimlerine özenle dikkat gösteriyor. Ancak yine de çoğu zaman iki ülkenin engelleme açıklamalarına maruz kaldı.

Peki daha önce gerçekleşen engelleme girişimleri şimdi neden olmadı?

Çünkü bu operasyonla Türkiye,hain saldırı ardından haklı bir tepki gösteriyor. Daha önceki operasyonları da haklı olmakla birlikte, önemli bir diğer detay da hem ABD'ye hem de Rusya'ya karşı elinde büyük kozlar bulundurması.

Türkiye, Ukrayna krizinden sonra arabuluculuk faaliyetleri ile birlikte Rusya'nın dünyaya açılan kapısı haline geldi.

ABD için ise Türkiye, İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya girişinde önemli bir aktör.

Batı da yine haklılığımızı kabul etmek zorunluluğunda kaldı.
Peki sürecin devamında 'Kara Harekatı' başlar mı?

Öncelikle Türkiye kendi güvenliği açısından sınır ötesinde mücadelesine tam gaz devam etmelidir.

Menfaatlerin çatıştığı bölgede, ülkemizin sınırında yığılanmış terör gruplarını imha etmesi milli güvenliği için önem teşkil etmektedir.

On binlerce kilometre öteden gelen ABD ve Rusya‘nın sınır komşusu bile olmayan Suriye’de ne işi var?

Her ne kadar zamanında kendi oluşturdukları IŞID tehdidine karşı bölge güvenliğini sağladıkları söylense de Ortadoğu’nun menfaatler başkenti olan Suriye dengesinin önemli bir parçası olma yarışındalar.

Türkiye’nin milli güvenliğinin tehdit eden güçlere karşı yapacağı sınır ötesi operasyonlar eğer dünya kamuoyunda tepki görüyorsa daha çok desteklenmeli ve üstüne gidilmedir.

Menfaatlerin kol gezdiği Ortadoğu’nun kilit bölgelerinde istikrar sağlanmalı ve ivedilikle diplomasi iletişiminin yeniden sağlanması işin çalışmalar yapılmalıdır.