Merhaba Hira, genç yaşında hem Dora Magazin’i kurdun hem de Kansersiz Yaşam Derneği’nin Gençlik Komitesi asbaşkanlarından birisin. Kansersiz Yaşam Derneği’nde nasıl çalışmalar yapıyorsunuz?

Kansersiz Yaşam Derneği’nde 5 yıla yakındır görev alıyorum. birçok faaliyetimiz var. Sporcu Melekler, Alışveriş Yaşatır, Alışveriş Yaşatır, Gülümsesen, Kansersiz Yaşam Tv, Bilim Günleri, Kurumsal Farkındalık,  ve Bireysel Yardım Kampanyalarımız adında etkinliklerimiz var. Bir farkındalık yaratmak istiyoruz. Kanserle mücadele eden çocuklarımıza ve ailelerimize bir nebze olsun nefes aldırmak için çalışıyoruz. Günümüzde birçok STK Kuruluşları ve Dernekler oluştu, ama Kansersiz Yaşam Derneği bilançosu dahil bağış yaptığınız her şeyi şeffaflıkla size sunuyor. Biz gençlik komitesi olarak her ay düzenli olarak çocuklarımızla birebir veya –pandemi dolayısıyla- zoom üzerinden etkinlikler yapıyoruz. Ünlü oyuncularımız da bize bu konuda çok destek oluyorlar. Gençlerimizi sevdikleri oyuncularla buluşturuyoruz, tabu oynuyoruz, hayvanat bahçesine götürüyoruz. Kısa bir an bile olsa hastalığını unutup, güzel bir gün geçirmesini istiyoruz. 

Son yıllarda çağımızın hastalığı haline gelen kanser… Maalesef birçok genci, sevdiklerimizi bu hastalık yüzünden kaybediyoruz. Senin Kansersiz Yaşam Derneği ile karşılaşman nasıl oldu?

Kansersiz Yaşam Derneğinin Başkanı Dida Kaymaz ile daha önceki yıllarda tanışmıştım. Ay Yapım Çukur dizisi ile birlikte Kansersiz Yaşam Derneği bir gala yapmıştı. O gün ilk defa Dida Kaymaz ile yüz yüze karşılaştık. O günden sonra etkinliklerinde, farkındalık çalışmalarında bir araya gelmeye başladık. Gençlik Komitemizin başkanı Kübra Hanım ve Dida abla üçümüz çalışmalara başladık. Kendi ailemin içinde de kanser hastalığıyla savaştık. Anneannem Meme Kanseri oldu. Ardından kemiklerine sıçradı. 2017 senesinde annem Meme Kanseri geçirdi. Babamı Kanserden kaybettik. Ben kanserle mücadeleye önce kendi ailemin içinde başladım. Kanserli ailelerin psikolojilerini, nasıl davranılması gerektiğini çok daha yakından biliyordum. 

Reklamlar, ünlü isimler, çoğu kişi kanserin erken teşhis farkındalığıyla yenilebileceğini vurguluyor. Sence son yıllarda özellikle koronanın hakim olduğu bu 2 yıl içerisinde sağlık herkes için ön plana çıktı mı?

Sosyal medyada, televizyonda, her platformda gösterilen tek gerçek; erken teşhis hayat kurtarır. Buna kesinlikle katılıyorum. Kendi ailemde de buna çok tanıklık ettim. Her 6 ayda bir düzenli kontrollere gidilmesi gerekiyor. İlla vücudunuzdaki her değişim kanser olmak zorunda değil, başka hastalıklar da var. Pandemiyle birlikte daha çok bu gerçekle yüzleşmeye başladık. Tüm bu farkındalık içinde ünlülerin, sanatçıların, topluma mal olmuş insanların bize destek vermesi yolumuzu çok daha fazla aydınlatıyor. 

Günümüzde pandeminin etkileri bu yolculukta işinizi zorlaştırdı mı?

Çok zorlaştırdı. Hastaneye giriş çıkışlarımız yasaklandı. Özellikle kanser hastalarının bağışıklığı çok düşük olduğundan onlarla temas halinde olmanız normal koşullarda zorken pandemiyle birlikte imkansızlaştı. Annesinin, çocuğunun odasına giremediği durumlarla karşı karşıyayız. Biz de imkanı olmayan çocuklarımıza da ellerine tablet verip her ay düzenli bir şekilde zoom etkinlikleri yaptık. Bu sayede her nerede olsalar da oyunlar oynayıp, bir araya gelebildik. 

Bir taraftan dergi sahibisin, eğlence sektörünün içerisinde, ama bir taraftan Kansersiz Yaşam Derneğinin as başkanı olarak ölümle yüz yüze gelen gençlerle, çocuklarla, insanlarla bir aradasın. Bu durum hayatı sorgulatıyor mu?

Bununla ilgili anlatmak istediğim bir anım var. Ben aynı zamanda Kitvak Vakfıyla da çalıştım. Yılbaşında çocuklarının hayallerinin yazılı olduğu –yaklaşık 11bin civarında- bir ağaç süsledik. Tedavisi kesilmiş çocuklardı. Ölüme terk edilmiş çocukların istekleri… Kimi top istemişti, kimi çim adam istemişti… Demet isminde bir kız çocuğumuz vardı. 8 yaşındaydı. Gelinlik istemişti. Zaten 8 yaşındaki bir çocuk zayıftır, ama Demet Kanser hastası olduğu için ekstra zayıftı. Onun için özel bir gelinlik diktirmiştim. Gelinliği alıp, yola çıktım ve hastaneye geldiğimde odası boştu. Demet o gelinliği göremeden o gün vefat etti. Bu benim için çok büyük bir travma oldu. 2 gece uyku ilacı alarak uyudum. Hayatın bu bölümünü gördükten sonra eğlence sektörünün içerisinde olmak, eventler düzenlemek hayatı bana çok sorgulattı. Siz de bilirsiniz ki, ağlamak ve gülmek kardeştir. Hayatımı sürdürmek için bu tarafta da olmak zorundayım. 

Dora Magazin’den bahsedelim. İzmir’de kurulmuş. Dergiciliğe nasıl başladın?

Annem vesilesiyle başladım. 2004 senesinde Diva Magazin’i almıştık. 10 sene Diva dergisiyle, 8 yıldır da Dora Magazin ismiyle devam ediyoruz. Annem 2016-2017 senesinde kanser geçirdiği dönemde ben dergiyle ilgilenmeye başladım. Annemin yükünü hafifletmek için aktif bir şekilde dergiyle yoğunlaştım. Bir sürü dost, ünlü isim biriktirdim. İşimi severek yapıyorum. Dergi yönetmen ayrıca bir macera, zor tarafları var, ama çok keyifli…

Neredeyse 100 sayfayı aşkın bir dergi hazırlamak zor mu? Nasıl bir çalışma sitilin var?

Tüm bu çalışmaları yapmak çok yorucu ve yıpratıcı, ama biz 10 kişilik bir ekibiz. Editörlerimiz, grafikerlerimiz var. Ön tarafta Ceren Ağca ve ben gözüküyoruz, ama arkamızda güçlü bir ekibimiz olmasa başaramazdık. Eskiden haftalık dergi çıkarıyorduk ve üç gün içinde yeni etkinlikler düzenlemek, reklam almak çok daha zordu. Beş dakika da okuduğunuz derginin yapımı 36 saat sürüyor. Haftalık dergi çalışma sistemini başardıktan sonra aylık dergi çıkartmak çok daha kolaydı. 

Eğlence sektörünün göbeğindesin. Aynı zamanda birçok event düzenliyorsun. Işıklar söndüğünde Hira’nın nasıl bir dünyası var.

Dergiyi 10 yılı aşkındır yapıyoruz, ama etkinlikler düzenlemek, her yeni marka sizin bebeğiniz gibi oluyor. Bir etkinlik düzenlerken neredeyse 100 kişiyle muhatap oluyorsunuz. O etkinliğin güzel geçmesini sağlamak, 100 kişiyle ayrı ayrı konuşmak çok yorucu. Her etkinlik sonrası iki gün telefonu kapatıp, sadece duvarlara bakıyorum, çünkü insan iletişimi çok yüksek bir sektörün içerisindeyim ve arınmaya ihtiyaç duyuyorum.

Şuan eğlence sektöründe, dizi ve film sektöründe hatta bütün markalar “Event” ler düzenliyor. Bu yeni dönemin yeni mesleği mi?

Eskiden de vardı, ama şimdi en popüler meslek haline geldi. Basın değiştiği için böyle bir yere geldik. Artık markalar, direkt infuluencerlar ile çalışıyor. Böyle bir reklam döngüsünün içine girdik. Bu bir sektör haline geldi. Hiç bilmediğim isimler etkinlikler yapmaya başladı. İnstagram sayesinde başka bir işkolu daha oluştu. 

Basılı dergiciliğin azaldığı, ama internet dergiciliğinin çoğaldığı bir dönemdeyiz. Sence bu dergi sektörünü nasıl etkiliyor?

Dergi sektöründe aşırı bir kayıp var. Birlikte yol aldığım isimlerden bir bir eksiliyor. Son zamanlarda basılı dergi yerine e-dergi kurulmaya başlandı. Ben hayatımın hiçbir yerinde E-dergi veya dergicilikten gazete veya dergi okumadım. Hala bir kahve içerken yanımda bir dergi arıyorum. Benim dergimin de E-dergi hali var, ama özellikle Ege’de çok büyük bir kitle basılı olarak dergimizi satın alıyor. 

Şuan bulunduğun yerden mutlu musun?

Çok mutluyum. Hayatıma çok güzel insanlar değdi, bugüne kadar yapılmaya birçok proje yaptık. İzmir evimizin arka bahçesi gibi… Kansersiz Yaşam Derneği ile birlikte çok güzel etkinlikler düzenliyoruz. Başka derneklerle de iç içeyiz. Çok büyüdük. Artık bir aile olduk. 

Yaz için güzel sürprizler hazırlıyor musun?

Yazın çeşme ve Alaçatı’da her ay iki event düzenliyoruz. İstanbul’dan ünlü isimleri getirip, üç dört gün gezip dolaşıyoruz. Tüm bu etkinliklerin de geri dönüşünü alıyoruz. Birlikte 3-4 gün geçirince hemen arkadaş oluyorsunuz.