TBMM

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçtüzük teklifini eleştirerek, "İşin yapısı gereği konuşulan yer olan parlamentoda, konuşmak yerine 'maruzatına dilekçe ile arz etsin' anlayışı parlamentonun ruhuna aykırı. Böyle yaparsanız parlamento parlamento olmaktan, demokrasi demokrasi olmaktan çıkar." dedi.

HDP Adana Milletvekili Meral Danış Beştaş, İçtüzük teklifinin parlamentoyu susturmaya yönelik olduğunu, bunun halkın iradesinin yok sayılması anlamını da taşıdığını savundu.

Teklif sahiplerinin Meclis verimliliğinden bahsettiğini dile getiren Beştaş, "Neye göre verimlilik? Nasıl bir verimlilik? Meclis bir şirket mi, fabrika mı?" diye sordu.

Teklifteki düzenlemeyle Genel Kurul'da Kürtçe konuşulmasına yaptırım getireceğini ileri süren Beştaş, sözlerini Kürtçe sürdürdü.

Beştaş'ın, sözlerine Kürtçe devam etmesinden komisyondaki bazı kişilerin ve hatta bürokratların bile rahatsız olduğunu gözlemlediğini söylemesine AK Parti İstanbul Milletvekili Hasan Sert, "İnsanları tahrik etmeyin, ideolojik konuşmayın." diyerek tepki gösterdi.

Beştaş ile Sert arasında kısa süreli sözlü tartışma yaşandı.

Milletvekillerine getirilmesi öngörülen para cezalarını da eleştiren Beştaş, "Bence artık kavasların eline birer pos cihazı verelim, gitsin para cezası verilen milletvekilinin kredi kartından hemen alsın cezayı." ifadelerini kullandı.

Beştaş'ın konuşmasının ardından CHP ve HDP'nin teklifin anayasaya aykırı olduğuna ilişkin önergeleri ayrı ayrı oylanarak reddedildi.

"Aslında millet konuşmasın isteniyor"

CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, partisinin anayasaya aykırılık önergesindeki konuşmasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir şahıs devleti yapılmak istendiğini öne sürdü.

Olağanüstü hal ortamında gerçekleştirilen anayasa değişikliğinin bunun için yapıldığını iddia eden Erkek, şimdi de aynı amaçla Meclis İçtüzüğünün değiştirilmeye çalışıldığı görüşünü savundu.

"Teklife bakıyoruz ki milletvekilleri konuşmasın, aslında millet konuşmasın isteniyor." diyen Erkek, Meclisin etkin ve verimli çalışmasının konuşma sürelerini azaltarak yapılamayacağını belirtti.

Demokrasinin aynı zamanda düşünce ve ifade özgürlüğü olduğunu anlatan Erkek, öngörülen İçtüzük değişikliği ile bu özgürlüklerin zedelendiği iddiasında bulundu.

Erkek, "Bizim birinci sınıf demokrasiye ihtiyacımız var. Bu da uzlaşmacı, katılımcı, çoğulcu bir İçtüzük ile olur. Sağlıklı içtüzükler sağlıklı anayasalarla mümkündür. Onun için umarım Türkiye en kısa zamanda, 16 Nisan'da referandumla yürürlüğe soktuğu anayasa değişikliklerinden parlamenter sisteme döner." değerlendirmesini yaptı.

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise teklifin yürürlük tarihinin dönem sonuna bırakılması gerektiğini, aksi halde milletvekillerinin dönem başında elde ettiği haklarını dönem ortasında kaybedeceğini, bunun da anayasaya aykırı olduğunu öne sürdü.

"Teamüle saygılı bir yaklaşım geliştirilmeli"

AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya da Türk parlamentosunda uzlaşmaya dayalı büyük tüzük hareketleri bulunduğuna dikkati çekti.

Başarılı tüzük düzenlemeleri için bilimsel altyapısı olan çalışmalarının önemine işaret eden İyimaya, "Bir hukuk alanında bilimselliğe erişmek için kavramları, kurumları, ilişkileri, özneleri bilim ayracında sistemleştirmek lazım. Türk parlamento hukuku açısından böyle bir sistemleştirme şu ana kadar yapılabilmiş değil." diye konuştu.

Modern bir İçtüzük için anayasal operasyonun kaçınılmaz olduğunu da vurgulayan İyimaya, teamüle saygılı bir yaklaşımın da geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

"Muhalefet partisiysen bu yaptığın ne?"

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel teklifin tümü üzerindeki konuşmasında, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Meclisteki birlik ve beraberlik halini anlatarak, en kötü parlamentonun parlamentosuzluktan, en kötü anayasanın anayasasızlıktan, en kötü içtüzüğün ise içtüzüksüzlükten iyi olduğunu belirtti.

"Ancak, buradan yola çıkarak en kötü İçtüzüğü de yapmayalım." ifadesini kullanan Özel, CHP olarak komisyona parlamentonun gereğini yapmaya, demokratik bir çalışma ortamını oluşturmaya geldiklerini ifade etti.

Konuşmasında teklifi eleştiren Özel, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Parlamento yazıların değil, dilin, sözün, kelimelerin duvarlar arasında yankı bulduğu yerlerdir. Siz parlamentoyu dilekçe verilen bir yere dönüştürürseniz, parlamentonun mantığından uzlaşıyorsunuz demektir. İşin yapısı gereği konuşulan yer olan parlamentoda, konuşmak yerine 'maruzatına dilekçe ile arz etsin' anlayışı parlamentonun ruhuna aykırı. Böyle yaparsanız parlamento parlamento olmaktan, demokrasi demokrasi olmaktan çıkar."

Özel, muhalefet partisi olan MHP'nin iktidarla böyle bir teklife ortak olmasını da eleştirerek, "Muhalefet partisiysen bu yaptığın ne? Muhalefetin sesi kısılıyor. İktidar partisiysen bu bakanlıklar nerede bir görelim. Seçmenin, kamuoyu da görsün. Çemberin ya içinde yer alırsın ya da dışında." yorumunu yaptı.

Demokrasi daralırsa ülkenin darbelere açılacağını iddia eden Özel, gündeme getirilen düzenlemelerin de demokrasiyi daralttığı görüşünü savundu.

"Siz de MHP'ye sığındınız galiba"

MHP Mersin Milletvekili Oktay Öztürk, Özel'in partisine yönelik eleştirilerine yanıt vermek üzere söz alarak, "MHP bir süredir sizin beslenme kaynağınız oldu. MHP çaresizlerin, umutsuzların sığındığı bir limandır. Siz de MHP'ye sığındınız galiba." dedi.

CHP'nin Ankara'dan İstanbul'a yaptığı yürüyüşü hatırlatan Öztürk'ün, bu yürüyüşe terör örgütüyle bağlantılı kişilerin de destek verdiğini öne sürmesine CHP'li milletvekilleri tepki gösterdi.

Kimsenin partisine yönelik ithamlarda bulunamayacağını söyleyen Öztürk, şöyle devam etti:

"MHP'nin kimsenin aklına ihtiyacı yoktur. Ortaya koyduğu kararların doğru olup olmadığına halk karar verecektir. Onu da görürüz. Bizim tutumumuz bizi ilgilendirir. Benim doğru mu yanlış mu yaptığıma halk sandıkta karar verir. Sana ne? Kimseyi itham etmiyorum ama bir seviyeye işaret ediyorum. MHP attığı adımın hesabını verir, arkasında da durur."

Bu sırada CHP'li ve MHP'li milletvekilleri arasında kısa süreli sözlü tartışma yaşandı.

"Frakı Atatürk'le özdeşleştirmeyi yanlış bulurum"

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, MHP ile CHP arasında siyaset ve muhalefet anlayışı bakımından ciddi farklılıklar bulunduğunu dile getirdi.

"MHP, CHP'nin istediği gibi bir muhalefet yapmak, siyaset uygulamak durumda değildir." diyen Akçay, siyasetin uzlaşma ile yapılabileceğini anlattı.

Akçay, Meclis başkanının fark giyme zorunluluğunun kaldırılmasına ilişkin eleştirilerde bu kıyafeti Atatürk'ün giymiş olmasıyla bir bağlantı kurulmasını doğru bulmadığını söyledi.

Akçay, "Aziz Atatürk ne giymişse kendisine yakıştırmıştır. Kıyafetlerinin önemli bölümünün tasarımını da terzilere kendisi yapmıştır ama frakı Atatürk'le özdeşleştirmeyi yanlış bulurum. Bizim siyasi literatürümüzde de olan gardrop devrimciliğidir bu." değerlendirmesinde bulundu.

CHP'nin İçtüzük değişikliği çalışmalarına katkı vermemesine MHP'nin katkısını ise eleştiri konusu yapmasını anlayamadığını belirten Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ana muhalefet partisi olarak inisiyatif alma, sorumluluktan kaç, sonra bir başka partiyi suçla. Siz bu İçtüzük komisyonunun kurulmasına neden iştirak etmediniz? Siz yoksunuz diye biz de MHP olarak olmamalı mıydık? MHP, hiçbir siyasi pazarlığa, siyasi çıkara girmeden açık net bir şekilde destekse destek, mutabakatsa mutabakat. Bunu yapıyoruz çünkü biz ülkemizin içinde bulunduğu koşulların bunu gerektirdiğine inanıyoruz."

"Keşke siz de çemberin içinde olsaydınız"

Teklifte imzası da olan MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Parsak ise İçtüzüğün 16 Nisan referandum sonucu doğrultusunda kapsamlı olarak ele alınacağını hatırlattı.

Parsak, CHP'li Özel'in partisine yönelik "Çemberin ya içinde yer alırsın ya da dışında." sözünü eleştirerek, "Keşke siz de çemberin içinde olsaydınız, katkı sunsaydınız." karşılığını verdi.

CHP'nin MHP'yi hedef alan sözleriyle ne yapmak istediğini farkında olduklarını dile getiren Parsak, "CHP olarak bir tercih yapmak zorundasınız; MHP'nin tabanına mı talipsiniz, HDP'nin tabanına mı talipsiniz?" diye sordu.

"İktidarıyla muhalefetiyle Meclisi susturma teklifi"

CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan da 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılında milletvekillerinin söz hakkını kısıtlayan bir teklifi görüşüyor olmanın, darbe girişimi sırasında yaşanan birlik ve uzlaşmanın heba edildiğini gösterdiğini kaydetti.

Tezcan, darbe girişimi sonrası hesaplaşma, normalleşme ve demokratikleşme adımlarının izlenmesi gerektiğini söylediklerini anımsatarak, "Yaşadığımız bir yıl içinde ne yazık ki bu konuda gerekli özenin gösterilmediğini gördük." ifadesini kullandı.

AK Parti ve MHP arasındaki uzlaşma nasıl bir haksa bu uzlaşmayı eleştirmenin de bir hak olduğuna dikkati çeken Tezcan, "Türkiye'yi tek adam rejimine taşıyan, tek adam rejiminin anayasasını yapan, tek adam rejiminin anayasasıyla parlamentoyu devre dışı bırakan ittifak, bugün de o düzenin yapı taşlarını örmeye devam ediyor." diye konuştu.

Milletvekilini susturan bir içtüzüğün etkin bir içtüzük olmadığını, bu içtüzük ile yapılan yasama faaliyetinin de etkin bir yasama faaliyeti sayılamayacağını savunan Tezcan, parlamentonun varlığını ve hukukunu küçümseyen bir içtüzük değişikliğinin kabul edilemez olduğunu belirtti. Tezcan, "Bu teklif çok açık bir şekilde, iktidarıyla muhalefetiyle Meclis'i susturma teklifidir." dedi.

Muhalefetsiz bir siyaset, parlamentosuz bir iktidar istendiğini ileri süren Tezcan, bunun anayasasının hazırlandığını, şimdi de içtüzüğünün hazırlanmaya çalışıldığını ileri sürdü.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise 15 Temmuz gününe girildiğini hatırlatarak, hain darbe girişimini bir kez daha kınadı.

Türk milletinin her badirenin üstesinden gelme gücüne sahip bulunduğunu ifade eden Altay, hükümetin darbecilerle katı ve keskin bir hesaplaşma içinde olması, ülkenin ise bir an önce demokratik ölçüler bakımından normalleşmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Komisyonun 13 saat süren çalışmasının sonunda teklifin maddelerine geçilmesi kabul edildi. Çalışmalara 17 Temmuz Pazartesi günü devam edilecek.

Editör: TE Bilisim