"Aşk; fedakarlıktır, her şeyi göze almaktır.
Kendini ateşe atmaktır, yanmaktır.
Sen, beni sevmek zorunda değilsin, benim aşkım ikimize de yeterdi.
Aşk; ekin başakları gibi eğmez başını,
önünde eğilen sen olmadıkça..."

 

Gazetemize hoş geldiniz Hande Hanım. Kitap yazma fikri nasıl çıktı ortaya?

Üniversite birinci sınıfta birine aşık oldum. Ama sevgim karşılıksızdı. Başta arkadaşça yaklaştım ama benim hislerimi anlayınca benden uzaklaştı. Beni istemiyordu çünkü, sevmiyordu. Tabii ben ona gitmekten vazgeçmiyordum, aşka gurur yok derler, ben de öyle yaptım. Sevdiğimi söyledim, sevmediğini söyledi o da. Nedenlerini de sormadım. Sessiz kaldım ama aslında söylemek istediğim çok şey vardı ona. Hepsi birikti yığıldı, en sonunda kağıda dökeyim dedim. Kitap çkarma fikrim başta yoktu. Ama evde biriken o kağıtlardan sonra kitap haline getirmek istedim. Sonuçta dünyada karşılıksız seven bir tek ben değilim diye düşündüm.

Kitap amacına ulaştı mı? O kişi kitabın kendisine yazıldığını biliyor mu?

Evet, kitabın ona yazıldığını biliyor. Ama yine sessiz kalmayı tercih etti kendisi. Sessiz kalmak en büyük cezadır ya karşı tarafa, o da öyle yaptı. Ama beni neden cezalandırdı, işte bunu bilmiyorum.

Hala seviyor musunuz onu?

Ben kitabı yazarken kendimi terapi ettim. Kitabımı elime aldıktan sonra tüm duygularımı kitaba vermiş gibi hissettim. Mesela 1 sene sonra o kişiyle yolda karşılaştım ve hiçbir şey hissetmedim.

Yani kitap ortaya çıktı ve duygular bitti... Peki şimdi gelse?

Ben ona ısrarla "emin misin"diye sormuştum. Olsun diye inanın ki çabaladım. O yüzden artık ben de hayır derim ona.

"Benim yaptığım şey de kolay değil aslında. Kitabımı okuyanlara özel hayatımı sunmuş oluyorum. Açıkça da söylüyorum yaşadıklarımı kaleme aldığımı. Bundan çekinmiyorum. Sevdim, aşık oldum ve öyle yazabildim bu kitabı."

Kitabın içeriğinden bahsedebilir misiniz peki?

Ben bu hikayeleri yazarken altına şarkıları iliştirdim. O şarkıları dinlerken de küçük hikayeleri yazdım. Okuyanlar da yazılarımı okurken o şarkıları dinlesinler istedim. Hikayelerimi okurkan her hikayeye ait şarkıyı da dinlerlerse belki beni ve hislerimi daha iyi anlarlar. Ve eminim ki aynı şeyi yaşayanlar kitapta kendilerinden bir şeyler bulacaklardır. Çünkü birçok insan karşılıksız aşk yaşıyor günümüzde.

 



 

Neden "Oysa Bir Umuttu"?

Çünkü inanın ki çok umut ettim. Umutla istedim, umutla bekledim... Hep umut vardı benim içimde. Bu yüzden ismi "Oysa Bir Umuttu" oldu.

"Biz şairler aşık oluruz ya da aşık olan insanlardan ilham alırız. Aslında aşka muhtacız, çünkü sevmeden yazamayız. Sevilmek derseniz, sevildiğimizden asla emin olamayız. Ama sevdiğimizden emin oluruz."

Aşk üzerine yazan ve aşık olan biri olarak, sizce aşk nedir?

Aşk olmadan hiçbir şey olmaz. Aşık olduğunuzu hissederseniz bence sakın o yoldan vazgeçmeyin. Aşk acı verse de, harika bir duygu...

Sizce seven söylemeli mi?

İnsan bence keşkelerle yaşamamalı, seviyorsa söylemeli. En fazla olumsuz cevap alırsın. Kendini buna hazırlayıp söylemek en doğrusu. Sevdiğinizi saklarsanız asla yol alamazsınız. Söylerseniz, kendinize ona göre bir yol belirlersiniz. Cesaretli olun. Korkmayın. "Seviyorum" diyin.

 



 

Eskiden de "acaba bir gün yazar olur muyum" diye düşündüğünüz olmuş muydu? Yoksa aşık olmakla birlikte mi yazarlık ortaya çıktı?

Almanya'da yaşarken bir şeyler yazıyordum kendimce. Sonra Trabzon'a yerleşince orada da yazmaya devam ettim. Ama hiç bu şekilde değildi. İlk aşk beni yazar yaptı diyebiliriz. Sınıfa girer girmez ben o kişiye aşık olmuştum, çok farklı bir duyguydu. Büyük bir heyecan ve mutluluk yaşamıştım. İlk aşkım, ilk görüşte aşk dedikleri şey ile birlikte oldu.

Peki kitap çıktıktan sonra ona ulaşmayı düşündünüz mü? Konuşmak istediniz mi tekrar?

Ben nasıl olsa merak edeceğini düşündüm kitabı. Ve kitap çıkmadan önce de sosyal medyada kitabımın çıkacağına dair paylaşımlar yapıyordum. Kendisine yazıldığını biliyor ve istese bana ulaşırdı. Konuşmak istese bana söylerdi ve konuşurduk. Bu yüzden tekrar tekrar ona ulaşmamın yanlış olduğunu düşündüğüm için bir daha bir adım atmadım hiç ona karşı.

Yeni çalışmalarınız var mı?

Hazır bir şiir kitabım var. Bir de Okan Ünivesitesinde görev yapan Sinan Bayraktar ile hazırladığımız bir kitabımız var. Şöyle düşündük; bir şiir, ardından da bir hikaye gelecek. Ama hikayeler roman tarzında, yani devam eden bir konu. Aralarına sadece konuya bağlı olan şiirleri serpiştiriyoruz. Bir de şu an yazmaya devam ettiğim bir romanım var.

 



 

Romanda bizi neler bekliyor?

Oysa Bir Umuttu'yu okuyanlar bilirler, Çınar ve Nilüfer'in aşkını anlatıyordum. Romanımda da aynı kişilerden bahsediyorum. Yani Oysa Bir Umuttu, yeni romanımda da devreye girecek.

Nilüfer diye bahsettiğiniz aslında sizsiniz değil mi?

Evet. Nilüfer olarak hayal ettiğim karakter benim, benim yaşadığım karşılıksız aşkı Nilüfer yaşıyor. Çınar da aşık olduğum kişi...

Yeni kitap çıkaracak olanlara neler tavsiye edersiniz?
Bence yazma hayaliniz varsa asla vazgeçmeyin. Mutlaka yazın. Hayatta asla keşke demeyin. Keşke dememek için de hayallerinizin peşinden koşun.

Peki siz "ne olmazsa yazamam"dersiniz? Yani "hayatımda şunlar olmalı ki yazayım" dediğiniz şeyler var mıdır?

Benim belirli yerlerim vardır yazmak için. Mesela Ortaköy'e gidiyorum, şiir yazabilmek için. Orada bir banka oturup öyle yazıyorum. İnsanları izliyorum ve ilham alıyorum. Ama bazen de evde yalnız kalmak istiyorum ve öyle yazıyorum.

 



 

Bundan sonraki hayalleriniz neler?

İlk olarak okulumu bitirmek istiyorum. Yüksek lisans yapmak istiyorum. Aslında okumak da çok önemli değil. Okuyan çok insan tanıdım ama karşına alıp o insanla konuşamıyorsun bile. Bu yüzden okuldan ziyade insanın kendini geliştirmesi, tecrübe edinmesi daha önemli. Ben hepsinden önemlisi, başarılı bir yazar olmak istiyorum.

Sizce en büyük Türk kimdir? Ve son olarak neler söyleceksiniz?
Tabii ki ATATÜRK en büyük Türktür. Son olarak ise hayallerinizim peşinden koşun diyorum. Ve başta bu keyifli röportaj için size, daha sonra da tüm gazete ekibine çok teşekkür ediyorum.

 

 

Röportaj: Yağmur Tanyıldız