Peki, iddia edilen İlluminati-Mason komplosunun bugüne kadar ne kadarı hayata geçirildi. ABD Masonlar tarafından kurulmuş olup, bir dolarlık banknota ana

Peki, iddia edilen İlluminati-Mason komplosunun bugüne kadar ne kadarı hayata geçirildi. ABD Masonlar tarafından kurulmuş olup, bir dolarlık banknota ana mason sembolleri yerleştirmiştir. ABD başkanlarından çoğu gibi Ronald Reagan, George Bush, Bill Clinton’da Mason olduğu bir gerçek. Buraya kadar özetlemeye çalıştığım aslında araştırdığımız bilgilere göre, Tek Dünya Devleti, İlluminati-Mason manipülasyonları ülkesini sevenlerin zihinlerinde yarattıkları bir paranoya gibi gözükmüyor. Genel kanı İlluminati’nin Masonların arasına girdiği ve kontrolü onların eline geçirdiğidir.

Masonlar kirli çamaşırlarını örtbas ederken çocuk hastahaneleri ve fon sağlayıcı sirkler kurmakta çok ustaca örtbas edici planlarını uygularlar. Yani bir yandan altınızı oyarlar, diğer yandan hayır yapıyormuş gibi gözükürler. En nihayetinde ise Masonluk sosyo-politik hedefi olan okült bir din olarak tanımlanıyor. Özünde Yahudiler için ezoterik bir sır din- büyü sistemi olan Yahudi Kabalasına dayanıyor. Kabala ise Sümer-Mısır Babil uygarlığından devşirilmiş büyü ritüellerini bünyesinde barındırıyor. Birçok araştırmaya göre esasen Masonluğun temelide Sümer-Mısır Babil medeniyetinin pagan inancına dayanmakta. Araştırmalar ve iddiaların büyük bir kısmı böyle yazılanlar çizilenler tüm yapılan araştırmalar konuyu buraya kadar sirayet ettiriyor. Ama asıl meseleye gelmek istiyorum.



Günümüzde dünyanın bazı ülkelerinde ki buna son dönemlerde yani 21.Yüzyıl diyelim Türkiye’nin de hedef alınması her anlamda, bir üst akıl ve gizli bir yönetim tarafından hem sosyal hem de ekonomik açıdan sekteye uğratılmak istenmesi, sosyal anlamda barışçıl söylemler ile tüm kurumların, insani ve evrensel hak ve değerleri savunanların tamamen, sahte maskeli kuruluşlar olduğunu görmekteyiz. Bunların içerisinde AB-BM-UNESCO-AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ- ve benzeri kuruluşlar.

Şimdi asıl meseleye geleyim. Tüm bu oluşumları dizayn edenler, bu minvalde insanlığın her açıdan sosyal kültürel sağlık ve yaşam maneviyatı yönünden manipüle edilmesini sağlayanlar işte İlluminati-Mason komplosunun tezgâhlarıdır. Onlara göre her yol mubah. İnsanların hayatının hiçe sayılması bile. Günümüzde Alaska’nın Gakona bölgesinde kurulmuş olan ve geliştirilmesinde hala çok süratle çalışmalar yapılan H.A.A.R.P teknolojisi programındaki önemli adımlar gibi; HAARP programında çok önemli gizli bilim stratejileri vardır. Mesela bütün önemli sayılar bu programda kullanılmıştır. İlk anten sıralamasındaki birim sayıları ve tesisin yayın gücü (72 feet yüksekliğinde 48 kule, ve 360 milyon at gibi) çok boyutlu sayılardır. Jim Keith’e ve Richard Haagland’a göre H.A.A.R.P “gizli bilim” lerinin bir parçası olarak İlluminati tarafından kontrol edilen bir proje ve bu projenin çok uluslu bir yapısı var.
En önemli hedefi de uluslararası arenadaki bir avuç “seçkin” insanı hedef alarak, ulus devletleri parçalamak için insanların zihinlerini kontrol altına almak. Şimdi buraya kadar size ilginç geldi mi bilmem. Ama şimdi diğer bir iddiaya bakalım sıkı durun şok olacaksınız. ABD’de şu anda FEMA (Federal Acil Yönetim Ajansı) tarafından yönetilen COG (Hükümetin Devamlılığı) 1950’lerden bu tarafa yüzden fazla yer altı tesisi kurmuş olup, bunun için milyarlarca dolar harcamıştır. Bunlardan Weather dağı tesisi gibi bazıları binlerce insanı barındıracak kapasitede kurulan yer altı şehirleridir. İlginçtir ki FEMA 11 Eylül 2001’den beri bu tür projeleri hızlandırmış olup, nükleer bir savaşa hazırlık, yada ileride yaşanacak büyük bir afet ki bu deprem, fırtına, kasırga ve doğal afet sınıfına giren olayların yaşanmasına dair alınan önlemler için hazırlık aşamalarının yapıldığı ifade ediliyor. Geçmiş yazılarımda ve makalelerimde çoğu kez değinmiştim 17 Ağustos 1999 depreminin arkasında çok şeyler var. (Conspiracy Theory-1997) filmini unutmayalım hafızalarımızda derin izler bırakmıştı.

Yine Jim Keith’e göre İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin bile el attığı, kurguladığı Ay ve Mars’ta koloniler kurulması olası bir nükleer savaşta “seçkin”lerin dünyadan götürülmesi projesine dayanmakta idi. BU bağlamda NASA içinde NASA var ve bu kontrol de İlluminatı’nin güdümünde. “Spucers of the İluminati” adlı kitabında Keith şöyle yazıyor. “UFO’lar bugün İlluminati’nin milletleri kontrol etmek için kullanılan gizli ama dünya kökenli bir teknolojidir.” İlginç değil mi? Hem de çok ilginç!



İlluminati ve Masonluğun toplam dünyevi zenginlikleri “Yeni Dünya Düzeni” için bankacılık-endüstri-askeri bir cephe oluşturan “seçkinler” hanedanında toplamak istedikleri ve bir hayli mesafe almak istedikleri aşikâr. Bir yandan inanç boyutundan sabote edilen durum, diğer yandan sosyolojik anlamda insanları köleleştirme, dinler arası diyalog adı altında saçma bir kavram ile yumuşak bir fraksiyon ile insanları uyuşturma, diğer yandan devletlerin yöneticilerini ele geçirme ve toplumun tüm değerlerini manipüle etme. İşte hadisenin asıl özeti bu.



İlluminati-Mason komplosu daha çok uzuyor. Birçok konuya ve olaya el atmış görünen bu sistem 12 Yahudi Aile (13 aile’dir bir aile Yahudi değil ) dahil olmak üzere her yolu denemeye devam edecekler. Kendilerine rakip olan kim varsa saf dışı bırakmak için her türlü oyunu tezgâhlayacaklar geçmişte yaptıkları gibi. Yapsınlar bakalım, ne varsa yapacakları bundan sonra da yapsınlar.



E biz de boş durmayacağız tabi ki. Ne mi demek istedim! Ben bilmem! Bekleyin ve görün.



Kaynak: İsmail Çorbacı/ Jim Keith