- "Merhaba Samet Bey. Öncelikle bize bu değerli vaktinizden ayırdığınız için teşekkür ederiz. Röportajdan önce bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz?



Samet AZAP: "İnsanın kendisinden bahsetmesi çok zordur. Kısaca şöyle anlatayım: İskenderun doğumluyum ilk orta ve lise öğrenimimi orada tamamladım. 2003-2007 yılları arasında Üniversitede Karadeniz Teknik Üniversitesi Giresun Fen-Edebiyat fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü okudum. 2007-2010 yılları arasında Selçuk Üniversitesinde Eski Türk Edebiyatı bilim dalında Yüksek Lisans yaptım. bu süreçte konyada ve bursada ücretli öğretmenlikler yaptım. Daha sonra 2010 yılında Ardahan Üniversitesinde ÇağdaşTürk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümü araştırma görevliliği sınavını kazandım. 2011 yılında Ardahan Üniversitesinde başladığım doktoraya Tölögön Kasımbekov İnsan ve Eser başlıklı doktora tezimle mezun oldum. 2015 yılında aynı üniversiteye Yrd. Doç. Dr. kadrosuna atandım. halen Ardahan Üniversitesi Çağdaş Türk lehçeleri ve edebiyatları bölümünde çalışmalarıma devam ediyorum."


-"Hem Çağdaş Türk Lehçeleri hem de Edebiyat Öğretmenliği bölümlerinin derslerine giriyorsunuz. Bu bölümlerin size kazandırdıkları nelerdir?"


Samet AZAP: "Bence öğrenmek hayat boyu devam eden bir süreçtir. Yaklaşık 7 yıldır üniversitede derslere giriyorum ve öğrencilerimden çok şey öğrendim bir çok makale/kitap konusu derslerdeki tartışmalarda aklıma geldi. Derslerimi keyifli hale getirmek için öğrencilerimin katılımını sağlıyorum bu şekilde beraber tartışıp fikir paylaşabiliyoruz. Çağdaş Türk lehçeleri ve edebiyatları bölümü benim uzmanlık alanım bu yüzden o alanın özellikle Kırgız-Kazak edebiyatları sahası üzerine araştırmalarımı genişleterek çoğaltıyorum. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü de mezun olduğum alan o bölümde de  Çağdaş Türk edebiyatları dersine giriyorum. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencilerinin de Türk dünyası ile tanışıklığını arttırmaya çalışıyorum. İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçuralı, Cengiz Aytmatov, Cengiz Dağcı, Anar, Muhtar Avezov, Elçin, Adil Yakupoğlu gibi düşünürleri/yazarları çoğunlukla ilk defa duyuyorlar ve severek eserlerini okuyorlar."


- "Daha önceden ücretli öğretmen görevinde bulunmuşsunuz. Şimdi de Yardımcı Doçentsiniz. Bu başarı merdivenlerini nasıl tırmandınız ve Önünüze mutlaka engel çıkmıştır. Bunları nasıl aştınız?"


Samet AZAP: "Ücretli öğretmenlik yaptığım dönemlerde öğrencilerimin bir çoğunun hedefinin olmadığını fark ettim. onlara her ders müfredat dışında kişisel gelişim hikayeleri anlatırdım. Hepsine kitap okuttum hayatta eline kitap almayan öğrencilerin kitap okuyarak kendilerine bir hedef belirlemeleri beni ziyadesiyle mutlu etti. Ancak Bir insanı birey olmaya iten yer üniversitedir. Bu yüzden artık üniversitede çalışmam gerektiğine karar verdim. Defalarca çeşitli üniversitelerde mülakatlara girmeme rağmen kadroya alınmadım ancak vazgeçmedim. Sonunda Ardahan Üniversitesi'ne yerleştim. Bence başarının altında yatan itici güç de bu. Birileri hep sizi yolunuzdan çevirmek ister. Ancak siz inandığınız taktirde er geç başarırsınız."


-" Edebiyat Bölümünü okumadan önce aklınızda farklı bir bölüm var mıydı? Varsa okumamanızın nedeni neydi?"



Samet AZAP: "Aslında tercih hikayem çok ilginçti. Mahalleden birlikte sınava çalıştığımız bir arkadaşım vardı adı Serkan. Ben sınıf öğretmenliklerini yazmıştım. o ise benden habersiz tercihime 23. sırada Edebiyat bölümünü eklemiş. Sonra edebiyat bölümünü kazandığımı öğrenince çok şaşırdım. Ancak ilerki zamanlarda bölümümü sevdim ve bunun kaderim olduğunu anladım. Serkan'a hala her gördüğüm yerde teşekkür ediyorum "


- "Peki bu bölümü okumadığınız için pişman oldunuz mu?"


Samet AZAP: "Hayır sınıf öğretmenliği sonra anladım ki bana göre değildi. Üniversitede çalışmaktan burada öğrencilerimin hayatına son dokunuşu yapmaktan çok mutluyum."


- "Dünyaca ünlü yazar Cengiz Aytmatov'un kız kardeşi sayın Roza Aytmatov ile röportajınız var. Bu röportajı gerçekleştirince neler hissettiniz?"


Samet AZAP: "Aslında Roza hanım ile şahsen olmasa da tanışıklığım 2011 yılına denk geliyor. Onun kendi ailesinin yaşam öyküsünü anlattığı kitabı "Tarihin Ak Sayfaları" adlı eserini Prof. Dr. Orhan Söylemez ve Azamat Toktosunov ile birlikte Türkiye Türkçesine aktarmıştık. Daha sonra 2013 yılında Mevlana Değim proğramının yurt dışına giden ilk doktora öğrencisi olarak Kırgızistan-Manas üniversitesinde görev yaptım. Burada kafamdaki bir projeyi hayata geçirdim. Yaşayan özellikle Cengiz Aytmatov'un Çağdaşı olan Kırgız yazarlarla söyleşiler gerçekleştirdim. bunlar arasında tabi ki Roza Aytmatova da vardı. Heyecanlanmadım desem yalan olur. Yaşayan bir çınardı karşımdaki oldukça nazik bir hanımefendiydi. Kendisiyle Aytmatov ve ailesi üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Daha Sonra 2016 ylında Roza hanımla ve diğer 11 yazarla yapmış olduğum söyleşiler "Tanrı Dağından Sesler" adıyla Bengü yayınları tarafından yayımlandı."


- "Öğrencilerinizle kısa bir görüşmem oldu sizinle ilgili ve yazmış olduğunuz kitaplarınızdan da okudum.  öğrendiğim  kadarıyla Türk coğrafyasını ve geçmişte yaşanan olayları çok iyi aktarıyorsunuz. Bu başarınızı neye borçlusunuz?"


Samet AZAP: "Öncelikle Türk Dünyası edebiyatlarıyla beni tanıştıran bu alanın Türkiye'deki en önemli araştırmacılarından olan hocam Prof. Dr. Orhan Söylemez'e teşekkür etmem gerek. İlk işe başladığım dönemde elime Aytmatov'un külliyatını verdi. birkaç haftada Aytmatov'un bütün eserlerini severek okudum. Aytmatov demek Türk dünyası demektir. Onun eserlerini okuyanlar bilir. Kırgız bozkırından Tanrı Dağının eteklerinde kendinizi geziyor bulursunuz. Daha sonra Türk dünyasının diğer yazarlarının eserlerini de okudum Türkiye Türkçesine çevrilen eserler dışında özellikle Kırgız Türkçesi ve Kazak Türkçesiyle eserleri de okumaya çalıştım. Okudukça o coğrafyadaki insanların yaşadığı Rus zulmünü ayrıntılarıyla idrak ettikçe kendinizi o insanlara borçlu hissediyorsunuz. Elimizden gelen okumak ve okuduklarımızı yazarak/anlatarak aktarmak. Türk dünyası edebiyatları ne yazık ki Türkiye'de yeterince bilinmiyor. Örneğin Uygur edebiyatı ya da Özbek edebiyatı üzerine Türkiye'de kaç kişi çalışıyor bakmak lazım. Geçmişini bilmeyen neslin geleceğe aşina olmayacağı açıktır. Tarih kitaplarından çıkaracağımız çok dersler var. Bu bakımdan ne kadar okursak okuduğumuz anlatırsak o kadar var oluruz."


- "Kütüphanenize bakıyorum da nerdeyse okumadığınız kitap yok. Bu okuma aşkınız nerden geliyor? "


Samet AZAP: "Kütüphanem oldukça zengindir ancak okumadığım birçok kitap da var. Bazı akademik kitapların tamamını okumazsınız size lazım olan kısmını alırsınız. Roman ya da hikaye gibi türlerin tamamını okursunuz. Felsefe, Psikoloji, Tarih ve Sosyolojik kitaplar dışında özellikle Türk dünyası üzerine yazılan kitapları ilgiyle takip ediyor elimden geldiğince okumaya çalışıyorum. Anıtkabiri ziyaret ettiğimde Mustafa Kemal ATATÜRK'ün okuduğu yaklaşık 4000 kitap olduğunu gördüğüm zaman okuduğum kitapların devede kulak bile olmadığını anladım. hayatının büyük kısmı cephelerde geçen Atatürk'ün bu kadar kitap okuması ve çeşitli alanlardan kitaplar okuması okumamanın bahanesinin olmadığını ve çok yönlü okumak gerektiğini bize söylüyor. Okuma aşkımı sanırım ilk okulda okuduğum Jack London'un Beyaz Diş kitabına borçluyum. O kitap beni çok etkilemişti."



- "Kitaplarınızda daha çok Türk Dünyası'nın yaşadığı sıkıntılar ve yazarlar var. Kitaplarınız ile ilgili anlatmak istediğiniz bir şey var mı?"


Samet AZAP: "Şuana kadar yayımlanan beş kitabımız var. Kitabımız diyorum çünkü bir kısmı kollektif çalışmanın ürünü. İlk kitabımız Çeviriydi Yukarıda da bahsettiğim gibi Roza Aytmatova'nın "Tarihin Ak Sayfları" adlı kitabını Prof. Dr. Orhan Söylemez ve Azamat Toktosunov ile birlikte Türkiye Türkçesine aktarmıştık. İkinci kitabımız Editörlüğünü Prof. Dr. Orhan Söylemez ile birlikte yaptığımız Y lisans öğrencilerinin (şimdi yarısı Yrd Doç. Dr. oldu) Dünya edebiyatının önemli romanları üzerine yazılan makalelerinden oluşuyordu. Daha sonra Prof. Dr. Orhan Söylemez ile birlikte özellike birçok üniversitede Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümünde ders kitabı olarak okutulan "Türk Dünyası Edebiyatları Hikaye Çözümlemeleri" kitabıdır. Kitapta Türk dünyasının çeşitli bölgelerinden on altı yazarın on altı hikayesine yer vererek felsefi-psikoloijk okumalarla çözümlemeye çalıştık. Çok yakında "Türk Dünyası Edebiyatları Şiir Çözümlemeleri" kitabını baskıya vereceğiz. dördüncü kitabım "Tanrı Dağından Sesler" adında yaşayan Kırgız edebiyatının ses getiren yazarlarıyla yapmış olduğum söyleşilerden oluşuyor. Beşinci ve son kitap ise doktora tezimin kitaplaşmasıyla oluşan "Tölögön Kasımbekov İnsan ve Eser" başlığını taşıyor. Çalışmada yazarın bütün hikayeleri ve romanları "yapı ve izlek" yöntemiyle incelendi. Tölögön Kasımbekov Cengiz Aytmatov'dan sonra Kırgız edebiyatının en önemli yazarı kabul ediliyor. Şuan baskıda olan altıncı kitabım ise, Kırgız yazar Öskön Danıkeyev'in Kızın Sırrı hikayesinin çevirisinden oluşuyor. Bir madenci kızın aşk hikayesinden oluşan hikaye döneme ışık tutması bakımından oldukça dikkat çekicidir.Bunlar dışında Prof. Dr. Orhan Söylemez ile birlikte editörlük yaptığımız "Türk Dünyası Edebiyatları El Kitabı" projemizi bu eylüle yetiştireceğiz. Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları bölümlerinde ders kitabı eksikliği böyle bir çalışma yapmamızı elzem kıldı."


- "Sizce bir öğrenci tez konusu hazırlarken neye dikkat etmeli?"


Samet AZAP: "İki şeye dikkat etmeli birincisi kendisine yardımcı olabilecek rahatlıkla çalışabileceği bir danışman seçmeli ikincisi sevdiği başarılı olacağına inandığı alan seçmeli. bunlardan sonra da yüksek lisans düşünüyorsa öğrenci iyi düşünmeli.... O zaman yüksek lisansta da devam ettirebileceği bir konuya yönelmeli"


- "Son olarak sizin gibi başarının zirvesine tırmanmak isteyenlere söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?" 


Samet AZAP: "Öncelikle şunu belirtmem gerek ben merdivenin son basamağında değilim daha ilk basamaklardayım. Ataol Behramoğlu'nun çok sevdiğim bir şiiri var. "Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var" başlıklı. Şiirin son kısmında şu dörtlük var; Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:


   Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına


   Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır


   Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana


Şairin de dediği gibi "yaşadın mı büyük yaşayacaksın..." Hayatın insana sunulan bir armağan olduğu bilinciyle büyük yaşamalı hayatı ertelemeden kendilerine bir hedef çizerek hayatı da doyasıya özümseyerek yaşamalılar. İnanmak ve ısrar etmek başarmanın kilit noktasıdır. Asla vazgeçmesinler bir gün hayallerine kavuşacaklardır. Tabi ki hayal etmekten vazgeçmedikleri sürece..."


- "Bize bu değerli vaktinizi ayırdığınız için tekrar teşekkür ederiz. "


Samet AZAP: "Rica ederim. Umarım kendini geliştirmek isteyenler  için bir faydam olur."