Ziyadesiyle berbat olan bu durumu, biraz olsun sevimli kılmaya çalışan patronu, isterse istifa edebileceğini söylemiş. O da iş arkadaşlarıyla muhattap

Ziyadesiyle berbat olan bu durumu, biraz olsun sevimli kılmaya çalışan patronu, isterse istifa edebileceğini söylemiş. O da iş arkadaşlarıyla muhattap olmamak adına bu şansını kullanmış.
Zorla dayatılmış istifa, atılmak, kovulmak. Adı ne olursa olsun berbat bir durum.
İşsizlik Türkiye’nin kaderi midir bilinmez ama Bir insan için işini kaybetmenin ne demek olduğunu, işsiz, güçsüz gezmek zorunda bırakılmanın nasıl bir şey olduğunu, kişiye neler hissettirdiğini düşünmek gerçekten bir insan için yaşanabilecek en çaresiz duygulardan biridir.
Eğer bir de evini geçindirmek, ailesine de bakmakla yükümlüyse adeta bir korkulu rüya dır işsiz kalmak.
Birinin sizi başarısız bulduğu, istemediği, fikri bile insanı derinden kırmaya yetiyor. Bunun üzerine bir de uzun bir süre iş bulamama sorunu eklenince kişi kendini derin bir bunalımla karşı karşıya buluyor.
Tüm dünyanın kendisine karşı olduğunu, artık hiçbir şeyi başaramayacağını, hatta ve hatta bir geleceği olmayacağını düşünüyor.
Çocuklarına ve eşine bakamamanın, onların isteklerini, ihtiyaçlarını karşılayamamanın bir baba da yaratacağı etkiyi hüznü düşünün.
İşini kaybetmiş insanların üzerinde nasıl bir psikolojik çöküntü yaşadığını hesaplayın.
Her an patlamaya hazır, mutsuz, huzursuz bireyler.
Ülkemizde Bazı kesimler tarafından kabul edilmese de işsizlik günümüzün can yakıcı bir problemidir.
En son yapılan araştırmalara göre resmi olan işsizlik sayısı 3 milyonun üzerinde. Ya resmi olmayan rakamlar! Ya sokakta gördüğümüz genç insan yığınları, ya kahvehanelerin doluluğu!
İŞKUR’a başvurmayan işsizler ve evdeki kadınlar. Tüm bu gerçekler bize işsizlik oranının çok daha fazla olduğunu gösteriyor.
İşsizlik zor. Ülkemizde her şeyin ateş pahası olduğu, ev kiralarının maaşımızın yarısından fazlası olduğu bu dönemde işsizlik daha da zor. Hele de iş ararken yaşanan zorluklar. İş aramak bile ciddi bir bütçe istiyor.
Gazetede ya da internette yer alan iş ilanından birini gözünüze kestirip belki bir umut deyip telefona sarılıyorsunuz. Bilgi almak istediğinizde size yarım yamalak bilgi veriliyor. Ücret kesinlikle telefonda söylenmiyor. "buraya görüşmeye gelmelisiniz" deniliyor.
Zaten işsizsiniz, belki de cebinizde son bir ekmek alacak kadar paranız kaldı. Cebinizdeki kuruşları bir araya toplayıp görüşmeye gidiyorsunuz. Sunulan şartlar sizi hayal kırıklığına uğratıyor, eliniz boş dönüyorsunuz. Ya da "başvurunuzu aldık, size döneceğiz" deyip gönderiyorlar. Ya Sabır deyip bekliyorsunuz.
İş arayan, sıkıntıya düşen insan elbet yardım arar, bu arayışta kiminin şansı yaver gider. KPSS de girdiği sınavı kazanır ve tam da istediği yere atanır. kimisi de hayata küser. Meslek değiştirir ve sanatını unutur. Kiminin de dayısı vardır yorulmadan atanır.
Bu devran böyle sürer gider.
Evet sevgili dostlar!
Hayatta başımıza kötü bir şey geldiği zaman otomatiğe bağlamış gibi kendimize haksızlık edip duruyoruz. Oysa işsiz kalmak hayatın sonu olmadığı gibi, yepyeni fırsatlarında başlangıcıdır. Sizi istemeyen işi siz hiç istemeyin. Bilin ki bir yerlerde sizin için çok daha doğru ve çok daha hayırlı bir iş kollarını açmış kendisine koşmanızı bekliyor.
Esen Kalın.