Her insan ömründen birkaç yılı hesapsız dara çeker; fakat suskun şairlerin yılları zaten hep darda geçer. Ne zaman ıslak bir yalnı

Her insan ömründen birkaç yılı
hesapsız dara çeker;
fakat suskun şairlerin yılları
zaten hep darda geçer.


Ne zaman ıslak bir yalnızlığa bürünsem
Kanayan sessizliğinden üşüyorum
Ne zaman beyaz ellerinle dokunsan ruhuma
Anlatılmaz bir duygu bu sevgili
Sanki ben sende kayboluyorum

Şimdi paramparça olmuş bende hatıralar
Darda geçen yıllarımı çoktan unutmuşum
Şimdi yorgun gözlerimde buruk bir hayal...
Mevsimsiz esen rüzgarından savrulmuşum

Bu akşam her şey sende yitirmiş anlamını
Kendimi unutup düşünsem bir an seni
İçimde sızılı düşlerimin acısı diniyor
Eylül yağmurları ıssız sokaklara ne vakit düşse
İçimde susmak bilmeyen arzular susuyor

Her nereye baksam sen varsın sadece
Yaşanmadan geçen yıllarımın ahı var
Kendimden yokluğuna her adım attığımda
Seni bende öldürüyor eli kanlı hatıralar...

Eylül yağmurları ıssız sokaklara ne demde düşse
Bende gözyaşları ölüm oluyor
Her ne yapsam kalbimde umarsız bir yara
Bir an yitik ellerine uzatsam ellerimi
İçimde derin acıların sessiz çığlığı duyuluyor
Sonu gelmeyen yolculukların hasretiyle
İçimden sana doğru yürüsem de binlerce sene
Anladım ki sevgili bu âlem sende son buluyor

Ne zaman ıslak bir yalnızlığa bürünsem
Düşlerime yağan yağmurlardan ıslanıyorum
Ne zaman bu üşümüşlüğümle
Sana dokunmayı arzu etsem
Ebedi bir ihanet duygusuyla sarsılıyorum
Bilmem nasıl bir ihanetin izi dudaklarında…

Bu susatan eylül sonbaharında
Ruhumu yakarken bir intihar duygusu
Bilmem kaç defa vuruldum senden habersiz
Küçük ellerini tuttuğum kaldırımlarda

Şimdi benden kopup gidiyor yıllar
Koşsam hiç durmadan o günlerin ardından
Biliyorum çok uzaklarda kaldı artık
Siyah saçlarından esen o rüzgarlar
Şimdi sende alevler içinde bir ben yanıyorum
Bak tasasız sevgili yalnız senin için
Darda geçen yıllarıma ağlıyorum

Düşleri avutulmamış bir çocuğum hâlâ
Hiç avutamamışsın beni sevgili
Konuşsan bile gözlerin ölümüme susuyor
Ve bu ebedi eylül akşamında
Asi ömrümün hicranı sende
Acı kaderim sende son buluyor

Bendeki seni bir an unutup
Ne zaman ıslak bir yalnızlığa bürünsem
Acılar içinde geçen ömrümün isyanı susuyor
N’olur sen de sus artık...
08 / 01 / 2003
Ali HANBAY

Sevgili okur, bu hafta eski, fazlasıyla melankolik belki biraz da platonik bir şiirimi paylaşmak istedim sizinle. Şüphe yok, hayat en çok asi bir şiire benziyor.
Not: Her hafta bir kitap tavsiye edecektim ama geçen hafta unutmuşum. Affınıza sığınarak:
Geçen hafta için Edebiyat Çınarı’mız Yaşar Kemal’den Kimsecik üçlemesi... Bence yazarın en iyi romanı.
Bu hafta için ise hakkı teslim edilmeyen yazarlarımızdan Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli...
İyi okumalar dilerim…