Ne yazık ki, Türkiye’de işler iyi gitmiyor. Şu anda, seçim kazanarak, iş başına gelen iktidar, herşeyin sorumlusudur. İktidarların görevi ülkeler

Ne yazık ki, Türkiye’de işler iyi gitmiyor. Şu anda, seçim kazanarak, iş başına gelen iktidar, herşeyin sorumlusudur. İktidarların görevi ülkelerini, vatandaşlarını, mutluluk ve esenlik içinde yaşatmak, yönetmektir.
Ekonomi, kritik, endişeli sinyaller vermektedir. 2023 Cumhuriyetimizin, 100 hedefleri rafa kalkmıştır, ihracaat düşmekte, turizm gelirleri azalmaktadır. Ünlü ekonomist, Prof. Dr. Deron Acemoğlu, borç alınarak, inşaat sektörü ile sağlanan büyümenin sağlıklı olmadığını söyleyerek, gerçek katmadeğer yaratan, prodüktif yatırımlara yönelinmesini, yatırım yapabilecek, özel sektör kuruluşlarının desteklenmesini, tavsiye etmektedir.
Bu görüşünü, sadece birkaç holding değil, her şehirden, özellikle, yatırım potansiyeli olan şehirlerden kaplanlar çıkmalıdır biçiminde özetlemektedir.
İstanbul’da, 14-15 Nisan 2016 tarihlerinde, İslam Zirvesi yapıldı. Bu toplantı, dostlar alışverişte görsün kabilinde olmuştur.
Zira, İslam Ülkelerinin çoğu, birbiri ile kavgalıdır. Türkiye’nin ise, önemli islam ülkeleri ile arası bozuktur. İslam İşbirliği Teşkilatı, dönem başkanlığını, Türkiye’ye devredecek olan Mısır’ın lideri Sissi gelmedi, bir bakanını gönderdi.
O bakanın da kısa bir konuşma yapıp, ayrıldığını okuduk. Toplantı sonunda, açıklanan Ortak Bildiride, arası açık olan Suudi Arabistan’ın, telkinleri ile, İran aleyhine ifadeler yer almış, İran’ın Teşkilattan ayrılması ihtimali doğmuştur. Afrika ve Asya’dan gelen bazı islam ülkeleri, fakru zaruret içinde olup, yardim beklemektedirler.
Türkiye, Rusya krizi nedeni ile düşen ihracaatını, bu ülkelere yönelterek, telafi etmek istemekte, ancak, bu ülkelerin yeterli parası olmadığından, bu ümitte boşa çıkmaktadır. Bu toplantıda, Türkiye Cumhurbaşkanı, bazı önerilerde bulunmuştur.
Örneğin, İslam Kadınları Birliği kuralım. Bu birlik, islam kadınlarını yüceltsin. Yahu, birçok islam ülkesinde, kadınlar, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görüyor. Örnek mi, Suudi Arabistan. Kadınların tek başına sokağa çıkmaları, otomobil kullanmaları bile yasak.
Bu ülkelerin erkekleri, herşeyi serbestçe yaparken, kadınların çağdaş kıyafetler bile giymeleri baskı altındadır. İstanbul’da bir Arap aile gördüm. Erkek, bu sıcakta püfür, püfür giyinmiş, kadın ise örtünmüş, zavallı yemek yerken, bir eliyle peçesini kaldırıp, yemeği ağzına götürmeye çalışıyor. Türkiye’nin arasının bozuk olduğu, Mısır’da, Suriye’de, Libya’da,Israil’de, elçisi yok. İlişkilerin Irakla da, İranla da iyi olduğu söylenemez. Sırf, Esad’a karşı olsun da ne olursa olsun kabilinden, destek verilen, çoğu terör örgütü olan gruplar, şimdilerde, Türkiye’ye zarar veriyorlar. Gereksiz yere, Rus uçağı düşürüldü. Rusya ile ekonomik, siyasi ilişkiler altüst oldu.
Türkiye’de işsizlik ve İstihdam ciddi boyutlardadır. Kendi insanlarımıza bakamazken, nerede kaldı ki 3 milyon Suriyeli mülteciye bakacağız? 14 milyar dolar harcandığı ifade ediliyor. 
19 Nisan 2016 günü Sn. Başbakan, Strazburg’da, Avrupa Konseyi’nde, bir konuşma yaptı. Kendisine yöneltilen sorular, Türkiye’de, demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, basın ve İfade özgürlüğü, hapise konulan gazeteciler...
Türkiye’de çağdaşlık, Avrupa Birliği kriterlerinin yerine getirilmesi üzerine idi. Neyse ki Başbakan,birileri gibi, “Yahu, siz kim oluyorsunuz” demedi. yi niyetle, cevaplamaya çalıştı. Anca, oldukça zorlandı.
Üzüldüm… Güneydoğuda’ki terör olayları, Türkiye’nin kanayan yarasıdır. Türk ordusu, polis ve korucu gücüyle, oralarda resmen, savaş veriyor. Düşmanın eline geçmiş olan vatan topraklarını, geri alıyor. Çok şehit, gazi veriyoruz. Gencecik evlatlar gidiyor. Ocaklar sönüyor, eşler, çocuklar, yetim kalıyorlar.
Ayrıca, hiç kabahati olmayan, Devletine bağlı, terörle ilgisi olmayan vatandaşlarımız, ızdırap, yokluk içindeler. Evleri, yuvaları, teröristler tarafından, tahrip ediliyor. Bu savaş, bitmeli, bu bölgeleri, refaha kavuşturacak tüm tedbirler alınmalıdır. Türk vatanını, parçalatmamak için, hayatını ortaya koyarak, savaşan kahraman ordumuzu, polisimizi kucaklıyor, destekliyoruz. Ben siyasi yaşamımda, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı hayatı olaylarda, hep aynı gemideyiz anlayışı içinde, destek vermeyi şiar edinmişimdir. Bir Milletvekili olarak, yol gösteriyorum, tenkitlerimi yapıcı nitelikte yapıyorum.