Günümüzde adını sıkça duyuran aşı pasaportu, Avrupa Birliği (AB) yönetiminin önerisi üzerine yurt dışına çıkarken Kovid-19 aşısı olduğunuzu ispatlamak için kullanılacak belgeye verilen isimdir. Aynı zamanda aşı pasaportuna sahip olmayan vatandaşların seyahat etmesinin kısıtlanması anlamına da gelen bir tasarıdır. Aşı pasaportu hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğr. Üyesi, Sağlık Hukuku Uzmanı Kemale Bingöl, “Bu konu günümüzde çok tartışılıyor. Öncelikle şunu belirteyim aşı pasaportu dediğimiz şey yeni bir kavram değildir. Bu kavram Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde Sarı Humma ve Difteri hastalıklarında ortaya çıktı. Şu anda o ülkelere seyahat ettiğinizde aslında böyle bir uygulama var. Ama biz bunu Kovid-19 ile daha yeni tartışmaya başladık. Aşı pasaportu ve bağışıklık pasaportu genellikle karıştırılıyor. Bağışıklık pasaportu başka bir şeydir. Çünkü şu anda olan aşının ne kadar bir bağışıklık kazandırdığı ya da bunun bizi yüzde yüz koruyup korumadığını bilmiyoruz. O yüzden burada esas sorun, adlandıracağımız şeyin aşı pasaportu olarak tespit edilmesidir” açıklamalarında bulundu.

“BİR AŞIYI OLANLARIN GEZERKEN DİĞERİNİ OLANLARIN GEZEMEMESİ AYRIMCILIKTIR”

Uzman Kemale Bingöl, “Mesela Çin, ‘biz çoğu kişiyi aşıladık. Artık pasaport sayesinde ülkeye giriş çıkışta yasak uygulamayalım’ demeye başladı. Bir süre sonra bunun yanlış olduğunu bilimsel çalışmalar ortaya çıkarttı. Tabii aşı pasaportunu resmi olarak ortaya koyan ülkeler yok. Aşılarla ilgili sürekli güncel bilgiler ortaya çıkıyor. Biontech, şu anda aşı pasaportuna biraz daha yakın görülüyor. Ama Sinovac aşısının daha ortaya çıkarılmayan ya da henüz araştırma aşamasında olan bir sürü yan etkileri konusunda daha çok açıklamaya muhtaç olduğu kısımlar var. Sağlık Bakanımız da açıklamasında muhtemelen birkaç ay içinde Sinovac aşısının da böyle bir sonucunu paylaşacağı ve onun da yine aşı pasaportuna hazır hale geleceğini duyurdu. Ama elbette bir aşıyı olanların aşı pasaportuna sahip olup rahat bir şekilde gezerken diğerlerinin aşı olduğu halde gezememeleri ya da turistik açıdan birtakım kısıtlamalara tabi tutulmaları, o da ayrıca bir ayrımcılığı oluşturuyor diye düşünüyorum” diye konuştu.

 “SAĞLIK HUKUKUNDA AYRIMCILIK YAPILAMAZ”

Sağlık hukukunda ayrımcılık yapılamayacağını vurgulayan Bingöl, “Herhangi bir kesime diğerlerinin aleyhine olacak şekilde birtakım ayrıcalıklar tanıyamayız. Mesela hastanelerde yer bulamamak, hekimin hasta seçmesi bunların hepsi bir ayrımcılıktır. Bunlara nasıl sağlık hukukunda yer vermiyorsak, aşı pasaportu konusunda da bunun olmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı. 

“AŞI PASAPORTUNA YASAL DÜZENLEME GETİRİLMEK ZORUNDA”

Ayrıca aşı pasaportuyla ilgili herhangi bir yasal düzenleme olmadığını kaydeden Bingöl, “Bu konuyla ilgili muhakkak bir yasal düzenleme olmak zorunda. Çünkü bizim temel hak ve özgürlüklerimizi kısıtlayan bir şeyden bahsediyoruz.  Bunlar bizim anayasamıza göre de sadece kanunla yapılabilir. Yani gelip de bir genelgeyle böyle bir değişiklik yapılması, aşı pasaportu artık zorunlu olarak herkese uygulanacak denmesi mümkün değildir. Böyle bir şey yapılacaksa da kanunla yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“AŞI PASAPORTU, VERİ GÜVENLİĞİNDE DE BÜYÜK SIKINTI İÇERİYOR”

 Kemale Bingöl, “Aşı pasaportu özellikle veri güvenliği açısından büyük sıkıntılar içeriyor. Biliyorsunuz, HES kodu uygulamasında da bu sorunlar tartışılmıştı. Özellikle sağlık verisi dediğimiz şeyler kişisel veri değil, kişisel sağlık verisidir. Bunlar çok daha özel nitelikli verilerdir. Bunun paylaşılması ise çok daha büyük riskler içeriyor. Mesela genetik verilerimiz, kişisel sağlık verileridir. Özel nitelikli ve korunması gerekir. Bunların da yayılma riski var. Diyelim ki bir aşı pasaportu oluşturulacaksa bunu belli ki bir firma yapacak. O firma bizim bu verilerimizi nerelerle paylaşacak, bunun denetlemesini devlet nasıl yapacak, böyle riskler de var. Olayın verilerin korunması ve ayrımcılık riski açısından değerlendirilmesi lazım. Aşı pasaportunu hem veri güvenliği hem ayrımcılık açısından değerlendirdiğimizde, riskin yani dezavantajın daha ağır olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

“AŞI OLMADIYSAN SANA İŞ YOK”

Türkiye’de aşıya bile sıcak bakılmadığını söyleyen Bingöl sözlerine son olarak şunları ekledi:

“Sağlık Bakanımızın söylediği gibi aşıyı reddeden çok ciddi kesim var. Aşı karşıtlığı yaygın. Aşı pasaportuna turizm şirketleri dışında çok da sıcak bakılmayacağını düşünüyorum. Çünkü öyle olursa büyük bir ayrımcılık riski altında oluruz. Bir süre sonra olay başka yerlere döner. Mesela iş veren işçisine aşı pasaportu zorunluluğunu getirip aşı pasaportu olmayanı işe almamak ya da işten çıkartmak gibi olaylar yaşanabilir.  ‘Aşı olmadıysan o zaman sana iş yok’ gibi durumla karşı karşıya gelebiliriz. Ayrıca aşı pasaportuyla sahte belgeler de artabilir. Henüz aşı yaptırmamış veya aşı olmayı tercih etmeyenleri karaborsada sertifika almaya çalışırken görebiliriz. Kısacası önünü arkasını kesemeyeceğimiz sıkıntılar ortaya çıkar”.

Editör: TE Bilisim