İSTANBUL - Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un TBMM Depremlere Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu'nda açıkladığı Bina Kimlik Sistemi'ne (BKS) ilişkin detaylar ortaya çıktı. Hayata geçirilecek Bina Kimlik Sistemi ile binaların periyodik olarak denetimi yapılacak, bodrumu kata çevirme, ilave kat çıkılması, kolon kesilmesi gibi aykırılıkların engellenmesi sağlanacak. BKS uygulaması, nisan ayında tüm illerde eş zamanlı olarak başlayacak.


Herhangi bir yatırım öncesinde alacağınız taşınmaza değerleme yaptırılmasının önemini vurgulayan Bilge Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahu Minareci Küçükağa, “Ekspertiz çalışmaları sırasında en çok karşılaştığımız problemler arasında projesine aykırı imalatlara sahip olan yapıların geldiğini düşündüğümüzde, bu sistemin oldukça faydalı olacağını öngörüyoruz” diye konuştu.


 

"YAPILARIN AZIMSANMAYACAK BÖLÜMÜNDE PROJESİNE AYKIRI İMALATLAR VAR"


 

Yapıların azımsanmayacak kadar kısmında özellikle bodrum katta yer alan bağımsız bölümler ile zemin ve yapının en üst katında konumlu dubleks bağımsız bölümlerde, projesine aykırı imalata çok fazla rastladıklarını belirten Küçükağa, “Bodrum katta sığınak ve diğer bina ortak alanlarının bazen bir kısmının, bazen de tamamının bu katta bulunan dairelere ve/veya zemin katta yer alan ticari kullanımların bodrum kat eklentilerine dahil edilerek kullanılmakta olduğu görülmektedir. Yine çatı dubleksi dairelerde, çatı aralarına doğru büyümeler yapılması, teras alanlarının daire iç kullanım alanlarına duvar elemanları ile katılması, bazen de bu büyümeler sayesinde, dubleks dairelerin birbirinden ayrı iki daire imiş gibi kullanılmasına yönelik uygulamalarla karşılaşılmaktadır” ifadelerini kullandı. 


 

"SIĞINAK VE ÇATILAR ANA GAYRİMENKULUN ORTAK ALANLARI OLMALI"


 

Kat mülkiyet kanununa vurgu yapan Küçükağa, “Halbuki, sığınak yönetmeliğine göre sığınaklar, nükleer ve konvansiyonel silahlarla, biyolojik ve kimyevi harp maddelerinin tesirlerinden ve tabii afetlerden insanlarla, insanların yaşaması ve ülkenin harp gücünün devamı için zaruri canlı ve cansız kıymetleri korumak maksadıyla inşa edilen korunma yerleridir. Kat mülkiyet kanununa göre sığınaklar ve çatılar ana gayrimenkulün, ortak alanı olarak belirlenmiş, kat maliklerinin tamamının bu ortak alanlardan arsa payları oranında faydalanabileceği belirtilmiştir” değerlendirmesinde bulundu. 


 

Saha çalışmalarında, bina oturumunda büyümeler, kolonların eksik ya da konumunda inşa edilmemiş olması veya döndürülerek inşa edilmiş olması gibi durumlarla da sıkça karşılaştıklarını belirten Küçükağa, Türkiye’nin deprem kuşağında olan bir ülke olduğuna dikkatleri çekerek, sözlerine şöyle devam etti:


 

“Türkiye coğrafyasının büyük bir bölümünün deprem riski yüksek bölgeler olması göz önünde bulundurulduğunda, özellikle bina statiğine yönelik bu tür uygulamaların kabul edilemez olduğu aşikardır. Ekspertiz çalışması sırasında yapmış olduğumuz belediye ve tapu incelemeleri sonrasında, taşınmazın bu tür değişikliklere sahip olup olmadığı, sahip ise hakkında herhangi bir zabıt, ceza veya tutanak olup olmadığı ayrıca irdelenmektedir. Yapılan değişikliğin hukuki durumu da dikkate alınarak, raporlarımızda aksiyonlar alıp, yasal ve mevcut değerlerinde farklılık yaratmak, bazen yasal değer takdir etmemek ve taşınmazın satış kabiliyetini kısıtlamak gibi analizlerle raporlarımızı hazırlamaktayız.”


 

"YAPI KULLANIM İZİN BELGESİ ALMIŞ YAPILARDA DENETİMLER OLDUKÇA AZALIYOR"


 

Türkiye’de yapıların inşaat yapım aşamalarında sıkı bir şekilde denetlendiğini ve inşaat tamamlandığında, projesine uygun olması durumunda yapı kullanım izin belgeleri düzenlendiğini kaydeden Küçükağa, “Yapı kullanım izin belgesi olan bir yapıda, bu süreçten sonra var olabilecek değişiklikler, kat malikleri veya çevreden yapılacak herhangi bir şikâyete istinaden dikkate alınmaktadır. Belediyelerde yapmış olduğumuz incelemelerde, yapım aşamasında yapılmış değişiklere istinaden düzenlenmiş olan zabıt ve tutanakların, şikâyete binaen düzenlenenlere oranla daha fazla olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, yapı kullanım izin belgesine sahip bir mülkün, ana taşıyıcıyı etkileyen projeye aykırı değişiklikler ve/veya kolon kesmesi ile ilgili denetim güncel olarak oldukça zayıftır. Ülkemizin deprem riski dikkate alındığında, bahse konu bina kimlik sisteminin oldukça faydasını göreceğimiz kanaatini taşımaktayız. Bu denetimler, mimarlık ve şehircilik kültürünün gelişimine, bir arsada oluşabilecek faydanın ortaklaşa ve hakkaniyetli dağılımına olanak sağlayacağı gibi geleceğe yönelik olarak da, daha sağlıklı yapılarda yaşanabilmesini sağlaması açısından oldukça umut verici olduğu vurgusu” ile sözlerini sonlandırdı.

Editör: TE Bilisim