İSTANBUL


Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), Milli Savunma ve Güvenlik Enstitüsü ile Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü iş birliğinde, "70. Yılında BM ve Küresel Yönetişim" temasıyla düzenlenen İstanbul Güvenlik Konferansı sona erdi.

Konferansın sonunda yayımlanan "İstanbul Güvenlik Konferansı İstanbul Deklarasyonu"nda, toplantılarda küresel ölçekte, savunma ve güvenlik aktörleri, yurt içi ve yurt dışından akademisyenler, politika yapıcıları, sektör temsilcileri, uzman ve düşünce kuruluşları mensuplarının yoğun katılımının sağlandığı belirtildi.

Türkiye'den Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere ilgili sivil ve resmi otoritelerin toplantılarda güçlü heyetlerle temsil edildiği aktarılan deklarasyonda, bu çerçevede, konferansın ilk ana teması olarak Birleşmiş Milletler'in (BM) yapısı, işleyişi, BM reform çabaları ve kriz yönetimi gibi konuların, ikinci teması olarak da uluslararası sistem ve küresel yönetişimin değişimi, yükselen ve orta ölçekli devletlerin strateji ve tercihlerinin analiz edildiği bildirildi.

Konferans sonucunda bazı tespit ve önerilerin yapıldığı ve bunların ilgili tüm otoritelerin yanı sıra, kamuoyunun da dikkatine sunulmasına karar verildiği ifade edilen "İstanbul Güvenlik Konferansı İstanbul Deklarasyonu"nda, şunlar kaydedildi:

"Konferansta, devletlerin görünmeyen bağışıklık sisteminin çok güçlü tutulması gerektiği, küresel meydan okumalara karşı, devletin nasıl yapılanması gerektiğinin hayati önem taşıdığı vurgulanmıştır. Askeri güvenlik yanında enerji, su ve gıda güvenliği gibi pek çok güvenlik alt başlık giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Küresel düzeyde yoksul ile zengin toplumsal kesimler ve ülkeler arasındaki makasın endişe verici şekilde açıldığı, orta sınıfların erimesinin devletlerin ekonomik faaliyetlerini olumsuz etkilediği belirtilmiştir. Kalkınma olmadan barış, barış olmadan kalkınma olamayacağı, bununla birlikte insan haklarına saygı duyulmadığında ise ne barıştan, ne de kalkınmadan söz edilemeyeceği vurgulanmıştır. Günümüzde ekonomik sorunlar kadar terör, çevre, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı gibi sorunlar karşısında devletlerin tek başlarına ya da bir grup ülke olarak başarılı olmalarının imkansızlığı dile getirilmiştir."

Deklarasyonda, terör ve dini yaklaşım arasındaki ilişkiye yapılan vurguda aşırı gidilmesinin terör ile yoksulluk, toplumsal aşağılanma, siyasi yalnızlaşma, demokrasi eksikliği, hatalı kimlik politikaları gibi unsurlar arasındaki ilişkinin göz ardı edilmesine neden olduğu değerlendirmesinde bulunuldu.

Göç sorununa da değinilen deklarasyonda, "Uluslararası yasa dışı göç olgusu tüm ülkeleri ilgilendiren küresel bir sorun halini almıştır. BM ve ilgili tüm aktörler söz konusu göçün yönetiminde ve göçmenlerin yaşam hakkının korunmasında sorumluluklarını yerine getirmeli ve buna uygun kurumsal dönüşümlerini sağlamalıdır" ifadeleri kullanıldı.

Deklarasyonda ayrıca ikinci İstanbul Güvenlik Konferansı'nın 26-28 Ekim 2016'da gerçekleştirilmesinin öngörüldüğü kaydedildi.