1 Eylül itibariyle su ürünleri  av sezonun açılmasıyla beraber İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu kapsamında denetimlerini sıkılaştırdı. Beylikdüzü'ndeki Gürpınar Su Ürünleri Hali'ndeki denetimlerde, İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Müdürlüğü'ne bağlı ekiplere,  İstanbul Büyükşehir Belediye Zabıta Daire Başkanlığı Deniz Zabıta Amirliği, Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı ve Beylikdüzü Sahil Güvenlik Komutanlığı personelleri de destek verdi. 

BALIKLARIN BOYLARI TEK TEK ÖLÇÜLDÜ

1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu kapsamında kasalardan alınan balıkların en fazla yüzde 15 standarttan ufak çıkacak şekilde kontrolleri yapıldı. Hava muhalefeti nedeniyle bugün denize açılmayan ekipler önce soğuk hava depolarındaki kasaları inceledi, şok deposuna girdi, mezat alanındaki balıkları kontrol etti. Boy yasağına uygun olmayan balıklara el koydu. Hale balık getiren araçların da kasaları açıldı. Kanuna uygun boyda olmayan balıklara el konuldu. Gece boyu süren denetimde 573 kasa istavrit,12 kasa uskumru ve 4 kasa tekir balığının boy yasağına uygun olmadığı saptandı. 8 ton 795 kilogram balık Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay gibi sosyal yardım kuruluşları ve hayır kurumlarına verilmek üzere Yediemin Balık Deposuna taşındı.  9 kişiye boy yasağına uymamaktan ve nakil belgesi bulundurmamaktan toplamda 70 bin 780 lira para cezası uygulandı, haklarında tutanak tutuldu. 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu'nca hamsinin boyu en az 9 santimetre, sardalya ve tekirin boyu en az 11 santimetre, istavrit, barbunya, mezgitin boyu en az 13 santimetre, uskumru, çipuranınsa en az 20 santimetre olması gerekiyor. Denizde ve karada yapılan denetimlerde, zaman derinlik, yer, boy ve ışık ile avlanmalar kontrol ediliyor. 

"GELECEK NESİLLERİN BALIKLARI SADECE MÜZELERDE GÖRMEMESİ İÇİN"

İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Yavuz Karaca yaptığı açıklamada, "Halde ve perakende satış noktalarında boy yasaklarına bakıyoruz. Boy yasaklarına bakma sebebimiz; sürdürülebilir balıkçılık için bizden sonraki nesillerin de balık yiyebilmesi, balıkçılık faaliyetini yürütebilmesi. Gelecek nesillerin balıkları sadece internet ve müzede görmemesi için, balıklara mutlaka bir kere üreme fırsatı vermemiz gerekiyor. Su ürünleri halinde denetim yaptık, boy yasaklarına uymayanlara el koyduk. Mülkiyeti kamuya geçti. Bugünkü el koyduğumuz 8 ton balık, Çocuk Esirgeme Kurulu, Kızılay, Darülaceze gibi sosyal yardım kuruluşlarına paylaştırılacak. Vatandaşlarımız küçük boyda balık almasınlar, balıkçılarımız da küçük boyda balık satmasınlar. Biz küçük boyda balık almazsak balıkçılar da küçük boyda balık tutmaz. Balıkçılar da küçük boyda balık tutmazsa gelecek nesillerin de kendi çocukları da babalarından kalma mesleği, çocukları da yapar" dedi. 

"BALIK BİZİM MİLLİ SERVETİMİZ"

Balıkçı İbrahim Hakkı Arslan da "Burada balık boylarına dikkat ediyoruz çünkü yoğun denetimler var. Ben balık alırken göz kararı seçiyorum, hangisi standartlara uygun anlıyorum. Balık bizim milli servetimiz. Gelecek nesiller balık bulamayacak, günü kurtarmanın derdine değil de gelecek nesillerin derdine düşmeliyiz" diye konuştu.