Bir İran atasözü şöyle der: “Geleceğe kahve telvesinden bakıyorsan, karanlık olmasına şaşmamalısın.” Toplumsal ilişkilerin en önemli duygusu

Bir İran atasözü şöyle der: “Geleceğe kahve telvesinden bakıyorsan, karanlık olmasına şaşmamalısın.” Toplumsal ilişkilerin en önemli duygusu güven ruh gibidir çıktığı yere bir daha dönmez. Emniyet hissi insanları birbirine bağlayan, alâkalarını geliştiren bir yapıştırıcıdır. Güven ortadan kalkarsa şüphe doğar, insanlar arasında tedirginlik başlar. Korku güvensizliktir, bugün için endişeli, yarın için karamsardır. Çocuklarını başarısızlıktan ya da acıdan koruyan aileler, onların kendilerini geliştirmelerine engel olurlar. Stephen Covey’e göre: “Güven, insan motivasyonunun en yüksek biçimidir. İnsanların doğasında var olan “iyi” ve “güzel”i ortaya koymalarına imkân verir.” Kendine güven her zaman bir öngörüdür. Güven ilk önce zihinde başlar. Kişi gelecekte karşılaşabileceği şeyleri öngörür. Kendine güven gerçekçidir. Kişinin gerçek deneyim ya da yaşantılarının birikmesiyle oluşur. Güven ancak belirli bir alana özgüdür. Geleceğe güven duymak; hedef belirlemek, kabiliyetlerini etkin şekilde kullanarak daha da ilerletebilmek demektir.  İnsan karakterinde hakkaniyet, cesaret, sabır, çalışkanlık, mütevazılık, sadakat, hoşgörü gibi üstün vasıflar varsa güven uyandırır. Tutarlı sağlam ve tahmin edilebilir olmak, insanların kendilerini bir arada güvende hissetmelerini sağlar. Güveni geliştiren en etkili strateji hesaplanmış, tolere edilebilir risklerdir. Tecrübe biriktirmenin yanı sıra bu tecrübelerden dersler çıkarmak da son derece önemlidir. Yoksa sonsuza dek aynı hatalar tekrarlanır. Ünlü filozof Spinoza’nın en çok odaklandığı iki duygu korku ve umuttur. Her ikisi de geleceğe dair belirsizlikle bağlantılıdır. Ölçülü korku hayatta kalmak için elzemdir. Umut ise yaşamı ateşleyen, ona enerji verendir. Çok küçük miktarlarda aşağılanma bile bireyin daha iyisini başarma isteğini tetikleyebilir.  Fakat umut olmaksızın yaşanan aşağılanmışlık yok edicidir. Öte yandan belki de en korkunç sosyal kombinasyon, aşırı korku ve aşırı aşağılanmanın umutsuzlukla birlikteliğidir. Bu kombinasyon gerilimlerin ve istikrarsızlığın en uç noktasını teşkil eder.