Bu hafta sizlere KADIKÖY’de 52nci yılında andığımız KANLI NOEL programının anılar bölümünde: Kahraman Kardeşim İsmet EVCİL’in oğlu Yrd.Doç

Bu hafta sizlere KADIKÖY’de 52nci yılında andığımız KANLI NOEL programının anılar bölümünde: Kahraman Kardeşim İsmet EVCİL’in oğlu Yrd.Doç.Dr.Ali EVCİL’in sunumunu ve Derneğimizin TSM korosunun konserinden bahsedeceğim. Ali EVCİL’in annesi Ümral Hanımla babası İsmet EVCİL 1963 baharında evlenmişler, Lefkoşa’da Küçük Kaymaklı’da oturuyorlardı. 21 Aralık’ta başlayan KANLI NOEL’de Rum çeteleri Küçük Kaymaklı’yı da hedef almışlardı. 23 Aralık günü Lefkoşa’nın Çağlayan, Yenişehir bölgeleri ile Küçük Kaymaklı bölgelerinde çok şiddetli çarpışmalar başlamış, silahı, cephanesi ve sayıları çok yetersiz mücahitler kahramanca bölgelerini savunuyorlardı. Ancak aralarında Yunan Alayı personelinin de bulunduğu sayıları 1000’e ulaşan azgın Rum çetelerinin ağır baskısı karşısında Küçük Kaymaklı’nın boşaltılmasından başka çare kalmamıştı. Rumların önünden evini ocağını terk edebilenler Hamitköy’e sığınmış, evlerde mahsur kalanlar da esir edilip, soğukta günlerce aç, susuz itilip kakılmışlardı. 24 Aralık günü Rumlara yakalanmamak için çılgın gibi kaçışarak Küçük Kaymaklı’yı terk edenler arasında, Ümral Hanım bir bahçeden diğerine geçerken, duvarı aşmak için konan tahta basamak kırılınca, yanında küçük bir kız çocuğu ile duvarı aşamadıklarından korku ve telaş içinde bahçedeki tuvalete girip gizlenmişler. Civarda Rumlar kaçan Türkleri kovaladıklarından bunları farketmemiş. Küçücük tuvalette tam bir hafta ancak ayakta durabilen Ümral Hanım ve küçük kız geceleri ağaçlardan kopardıkları limonlarla susuzluklarını gidermeye çalışmışlar. Sonunda soğukta, açlık, uykusuzluk, yorgunluk ve pislikten bitap düşüp dışarı çıkmışlar. Bölgedeki Rum çetelerin elinden, tesadüfen oradan geçen İngiliz askerlerinin yardımı ile kurtulan Ümral Hanım ve küçük Türkan’ı İngilizler Hamitköy’e göndermişler. Rum çeteleri ile savaşarak Hamitköy’e çekilen İsmet de eşini bulamamış. Yayınlanan şehit ve esir listelerinde Ümral Hanım’ın ismi de yokmuş. Bir hafta sonra buluşabilmişler. Ali Evcil hem bu anıyı hem de babası İsmet Bey’in Komutan olduğu Mohaç Akıncılarını anlattı. Mohaç Akıncıları Lefkoşa Sancağının 22nci Grubunun, komando birliği idi ve bu birliği İsmet’le birlikte kurmuş, eğitmiş ve iftihar ettiğimiz bir birlik haline getirmiştik. Ben o tarihte Kıbrıs’ta 22nci Grup Komutanı idim. Sevgili Ali bu anılara, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan bugüne, çok çarpıcı ve güzel görüntü ve anlatımla yenilerini ilave etti. Kıbrıs Türk gençlerinin Anavatan’a bağlılıklarını ve TMT saflarında hizmet eden büyüklerine layık olacaklarını büyük bir inançla ifade etti. Ve hep beraber, heyecanla Mücahit Marşı’nı birlikte okuduk. Daha sonra Şef Nisa GÜRTUNA yönetiminde, Koro’muzun konserini izledik. Misafir sanatçı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden Kıbrıs’lı Hazar ULUCAN’ın duygulu sesi ile seslendirdiği Kıbrıs Türküsü ve Şef Nisa Hanım’ın muhteşem sesi ve yorumu ile icra ettiği “Bir gece ansızın gelebilirim” şarkısı konsere ayrı bir renk ve anlam kattı. 20 Temmuz öncesi Rumlar mevzilerde, “Bekledim de gelmedin” şarkısını çalarak mücahitlerle alay ederlerdi. 20 Temmuz’dan sonra da Mücahitler mevzilerde gururla bu şarkıyı çalmaya başlamışlardı. Benim için hoş bir sürpriz de vardı. Koromuzun solistlerinden şair ve bestekar Nilgün EKEN Hanım da bana ithaf ettiği şiirini okudu ve bestelediği şarkıyı seslendirdi. Bugün gazetemizde de yayınlanan bu şiir ve şarkıyı büyük bir hazla ve gururla izledim. Nilgün Hanım’a gönül dolusu teşekkürlerimi bu vesile ile bir daha takdim ederim. Konserin sonunda Koromuzun icra ettiği Harbiye Marşı ile 10ncu Yıl Marşı’na bütün izleyenler ellerinde bayrakları ile ayakta iştirak ettik. Bu muhteşem konser için Şefimiz Nisa GÜRTUNA Hanımefendinin şahsında Koro’nun çok değerli saz ekibi ile koroyu teşkil eden hanımefendi ve beyefendi dostlarımıza ve büyük bir ustalıkla sunumları yapan tiyatro sanatçısı Altan Akışık dostuma sonsuz teşekkürlerimizi, selam ve saygılarımıza sunuyorum. TESUD olarak her yıl KANLI NOEL’i anmak için toplanıyoruz. Teşrif eden dostlarımıza da teşekkür ederiz. Bundan sonraki etkinliklerimize çocuklarını, torunlarını, genç komşularını ve tanıdıklarını da getirmelerini bekliyoruz. Zira biz bu vahşeti unutmadık, hiçbir şey de bu gerçekleri bize unutturamaz. Ancak gençlere de bu gerçekleri anlatmak istiyoruz. Onların da unutmamaları gerektiğine inanıyoruz. KURMAY BİNBAŞI “ZAFER BEY” GÖREVDE Altmışbeşte Cumhur Paşa, Grup Komutanı imiş. Kıbrıs’ta Üsteğmen. Kod adıyla Zafer Bey’miş... Osman Efe rüyasında, Zafer Beyi tankta görmüş... Elinde Türk bayrağıyla, Ortaköy’e girmekteymiş... Cumhur Paşa mutlu günü, Yıllarca beklemekteymiş... Kıbrıs Barış Harekatı, O’na büyük onur vermiş... Varın gidin Mehmetçikler, Yavru Vatan sizi bekler... Yuvalara ateş düşmüş, Yanmış çocuklar, bebekler... Sarılın Türk evladına, Gözlerinden akıyor kan... Savaşın tam zamanıdır, Kalplere sığmaz heyecan... Nilgün Eken Rast makamı Bir gece ansızın uçuverdiler. Gökten süzülerek konuverdiler. Denizden fırlayıp, çıkıverdiler, Ovalara yayılıp, esiverdiler... Zalimleri bir bir eziverdiler, Sözlerine cevap yazıverdiler. “Ya istiklal ya ölüm” deyiverdiler. Kıbrıs Türk Devleti’ni kuruverdiler. Beste ve Güfte Nilgün Eken