Erkeklerle kadınların en büyük farkı nedir diye düşündünüz mü? Bu cevabı vermek için onları biyolojik olarak incelemeniz lazım. Bir kere harmanla

Erkeklerle kadınların en büyük farkı nedir diye düşündünüz mü? Bu cevabı vermek için onları biyolojik olarak incelemeniz lazım. Bir kere harmanlarımız farklı ve bu hormonların kadına ya da erkeğe yansıyan özellikleri farklı.
Agresiflik, kendini beğenmişlik, belirleyici olma, rekabetçilik, risk alma ve heyecan isteği gibi erkeklikle bağlantılı olan kişisel özellikler erkeklerde kadınlara göre 10 kat daha fazla bulunan testosteron hormonuyla ilişkilidir. (Levit, 2005, s.2)
Kadın cinsiyeti üzerinde etkili olan hormonlar ise; östrojen, progesteron, oksitosin ve serotonin hormonudur. İlk dişilik hormonu olan östrojen yuva kurma ve büyütme duyguları, aile bireylerine ve eve bakmaktan derin bir memnuniyet hissi vermekle birlikte, özellikle kadınlarda üretilen testosteronun etkisini baskılamakta önemli rol oynamaktadır.
Erkeklere göre kadınlarda daha fazla serotonin hormonu ve beyinlerinde de daha fazla serotonin reseptörü bölgesi bulunmaktadır. Bu hormon, kadınların heyecan arama dürtülerini baskılamaktadır (Barletta, 2003, s.25).
Kadınlar, doğanın bağ kurma konusunda “yetkinlik” vermemiş olduğu erkekleri, soğuk, uzak, mesafeli, duygusuz, duyarsız bulurlar. Doğa birine bağ kurma; diğerine sistem kurma gibi farklı özellikler vermiş. Bu özelliklerden biri diğerine üstün değil ama ikisinin bir arada yaşamasını ve anlaşmalarını zorlaştıran özelliklerdir.
Erkekler ilişkilerinde düz mantıkla hareket eder. Acıktılar mı? Yemek yerler. Bunu inceden inceye 3 saat düşünmezler. Gömlek mi almak istiyorlar. Bir mağazaya girer alışverişini yapar ve çıkar.
Biz kadınlar ise; bir gömlek almak için girip takı, toka, kemer, pantolona da bir göz atar. 10 gömleği denedikten sonra birine ya karar verir yada başka bir mağazaya gideriz. Erkeğin verdiği tepki ile kadının verdiği tepki farklıdır. Bu biri iyi yapıyor diğeri tukaka değil. Sadece durum ve olaylara bakış açıları farklı.
Erkek bir kadına ilgi duyduğunda ona ulaşmak ve elde etmek için her yolu dener. Ona aşık olduğunu söyler. Onun bu dünyada eşi benzeri olmadığını da söyleyebilir. Kadın buna inanır. Çünkü onun da işine gelir. Bazen de ters teper ve hayal kırıklığına uğrar. Sadece elde edilmek için o sözleri duymak onu incitebilir.
Çoğu kadın için duygusal birliktelik, paylaşım, öpüşme, sarılma en az cinsel birleşme kadar önemlidir. Erkeğin her gün cinsel yönden doyurması gereken aç bir tarafı vardır. Kadın ise; ilişkide, dejenere olmamış olanlar için söylüyorum, sevgi, ilgi, şefkat de beklemektedir.
Sağlıklı ve gerçek bir birleşmede zihin, ruh, kalp bir arada uyumlu olursa o sadece bir zevk olmaktan çıkar. Tam bir bütünleşme olur ki, kişi kendini tam ve bir bütün hisseder eşi veya partneriyle. Her iki bedende nereye dokunacağını bilir. Şunu yapma bunu yapma yoktur. Karşılıklı mükemmel bir dans ve uyum vardır.
Peki nasıl oluyor da bu kadar harika bir ilişkiyi yakalayan insanlar bazen ters düşebiliyor, bazen ayrılabiliyorlar.
Nedeni çok basit, öğretiler, kalıplar, değerler, kıskançlıklar, özgürlüklerin kısıtlanması…Bir kişiye bağlanmanın ve aşırı ilginin sonucunda karşı tarafta başlayan endişe, korku…
İlişkilerde bir parça da olsa aslında bağımlılık iyidir. Bağımlı aşkı, egodan arındırınca bağlı bir sevgiye dönüştürebildiyseniz ne mutlu size.
Erkekler bazen ufak ayrıntılardan kaçarak bütünü kaçırıyorlar. Kadın küçük bir ilgiyle o gemiyi götürecektir. Fakat bazen onu bile çok görüp kadın ruhunu incitebiliyorlar. Kadın da erkeği incitebiliyor. Aradığı sevgiyi, ilgiyi bulamayınca agresifleşiyor. Daha çok sorguluyor, daha çok kıskanıyor. Sonra karşılıklı didişmeler iki tarafı da mutsuz ediyor. Oysa ruhen, bedenen, kalben o muhteşem müziği yakalayınca dansa devam etmek gerekir.