Bunu ben demiyorum, ülkemizde kendini "aydın" ilan eden bir kısım insanların,  müslüman kadına bakış açısı bu malesef. Dünya Kadınlar gününe

Bunu ben demiyorum, ülkemizde kendini "aydın" ilan eden bir kısım insanların,  müslüman kadına bakış açısı bu malesef.
Dünya Kadınlar gününe özel bir yazı kaleme almak istedim. Töre cinayetleri, kadına şiddet falan filan.
Ama biliyorum ki birşeyleri kınamak ya da sorunları dile getirmenin bir faydası yok. Herkes benim kadar neyin ne olduğunu biliyor.
Yanlış yapan, bunun doğru olmadığını bile bile yapıyor malesef.

Çözüm odaklı çalışmalar yapmak ve bunu topluma kabullendirmek asıl görevimiz. Bu da nasıl olur?
 İslâm kültürüne sahip genç nesiller yetiştirmekle.
İslam' ın kadına verdiği şerefi ve değeri anlatmak zorundayız.
Sizlere; kendisini dinleme şansı bulduğum Amerikalı bir yazardan söz etmek istiyorum.
Çok etkilendiğim bu Amerikalı yazarın hayatından yola çıkarak, gençler için kullanacağımız metodları bulabiliriz belki..
Necla Tammy Kepler...
Amerika Texas' ta kovboy bir babanın kızı olarak dünyaya gelmiş, özgürlükler ülkesinin meraklı kızı Kepler...
Kendi dinindeki bazı eksikliklerden dolayı zaten arayış içinde olan Kepler, üniversitede tanıştığı, Türk erkek arkadaşı sayesinde İslâmla da tanışır. Şimdi eşi olan erkek arkadaşı,  onun İslamla ilgili sorularını , bir bilene sorup öğrenerek anlatmış Tammy Kepler'a.
Ve böylece müslüman bir genç, dini vecibelerini hristiyan kız arkadaşına , rehberlik yaparken öğrenmiş.
Daha  müslüman olmadan yazarın örtünmesi ve bu sayede sapık bakışlardan kurtularak  "huzuru  buldum" ifadesi  ve erkek arkadaşının hediye ettiği 40 hadis kitabı diye ince bir kitabı tam 2 gecede okuması bana ilginç gelen detaylar.
( doğrusu bunu dinlerken çok utandım. Hangimiz içimize sindirerek , hayatımıza geçirmek üzere, uzun zaman harcayıp kaç hadis okuduk? Kaçını ezberledik?)
Müslüman olduktan sonra da yaşadıkları tamamen ibret verici.
Hacca gitmek istediği için tam 11 saat, bu konuda video izleyerek not tutmuş Necla ve 2012'de hacı olmuş.
Tabi bununla da yetinmemiş dinini kendi dilinden öğrenmek için arapça öğrenmiş.
  Yazarın, İman  edip İslâmla şereflenmesi ve evliliği ile varılan mutlu son herkese örnek olmalı.
 İki  gencin birbirine olan sevdası ; Allah ve Rasul sevgisi   ile dolu mutlu bir yuva ve 2 çocukla devam ediyor elhamdulillah.
Kısaltarak anlatmaya çalıştığım bu konuyu daha detaylı öğrenmek isteyenler Necla Tammy Kepler' in kitabını alıp okuyabilirler.
Bu hayat hikayesinde muhteşem dersler var, almasını bilirsek.
Türkiye'de  yerleşip burada yaşamayı, hicret olarak görüyor Necla hanım. Ve bunun en büyük sebebi de evlatlarının ezan sesleri ve İslam Kültürü ile yetişmesini istediği içinmiş.
At binmeyi ve ok atmayı çok sevdiğini özellikle Efendimiz' in sünneti olduğu için okçulukla ilgilendiğini söylüyor Necla hanım.
Şimdi bu örnek hayatı düşünerek birkaç soru sormak istiyorum. Hem kendime hem de size.
1-İslam kadına değer vermiyorsa, Özgürlükler ülkesi diye ballandıra ballandıra  anlatılan Amerika' dan  gelip niye bir İslam ülkesini tercih ederki insan?
2- Özgürlük ve modernlik kılık kıyafette ise neden bir insan esareti ! seçer?
3- Hiçbir sorumluluğu olmayan bir dini bırakıp , namaz, hac, oruç, zekat gibi nefse ağır gelen mükellefiyetleri olan bir dini niye tercih ederki ?
Çünkü; İslamla şeref kazanan insan, gerçek huzuru , mutluluğu ve özgürlüğü bu dinde bulur.
Hepimiz,  müslümanlığı Necla Kepler gibi öğrenip, hayatımıza uygularsak, "Kadınlar günü" gibi özel günlere de gerek kalmaz.

Necla Kepler' in çok hoşuma giden bir sözü ile bitirmek istiyorum yazımı.
"Dünya tek bir sırtın üstünde kaldırılamaz. 15 Temmuz örneğindeki gibi"
Ben de diyorum ki;
İslamiyet de birkaç insanla yaşanmaz. Sahabeler ve Allah dostlarının hayatlarından alacağımız ibretler gibi...
Selam ve dua ile...