Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’i paylaşma gayretlerini uzun bir süredir sadece seyrettiği zannedilen T.C.’nin, Crans Montana’dan sonra başlayan ak

Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’i paylaşma gayretlerini uzun bir süredir sadece seyrettiği zannedilen T.C.’nin, Crans Montana’dan sonra başlayan aktif tutumlarının, özellikle KKTC’de Sn. Ersin TATAR’ın başbakanlığı ile başlayan yeni dönemde etkili olmaya başladığını memnuniyetle izliyoruz.

Artık araştırma ve sondaj gemilerimiz ve donanmamız; Rum-Yunan ikilisinin hak ve hukukumuzu gasp etmek peşinde koştuğu Mavi Vatan’da görev başındalar. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu gemilerden birinin ve Diyarbakır’da bir jet filomuzun ve Barış Pınarı Harekâtı’nda görevli bir taburla bir bölüğün komutanları ile yaptığı görüntülü konuşmalar VATAN’a sahip çıkmanın gurur ve onuru ile dopdolu idi.

Farklı da olsa program beni, E.Kur.Alb. Hasip SAYGILI’nın “Rumeli’de Bizden Ne Kaldı?” kitabında naklettiği 1780’de yaşanmış bir olaya götürmüştü.

O tarihte yapılan bir anlaşma ile Bosna’nın bazı kasabalarının Avusturya-Macaristan İmparatorluğuna terk edilmesi, bir padişah fermanı ile Bosna komutanına emredilmiş.

Devlet-i Aliyye’nin Bosna Paşa’sı İstanbul’a, “Baş veririm, bir taş vermem” şeklinde verdiği cevapla Padişah iradesine karşı koymuş.

Sonuç ne olursa olsun, cevap ne kadar anlamlı değil mi?

Vatan, toprak, bayrak, hak ve hukuk anlayışımızda aynı çizgide olmak tabii bugünde hepimize onur ve gurur veriyor.

Değerli okurlarım malumları Türkiye; daha yeni Libya ile Deniz Yetki Alanlarını sınırlandırma anlaşması yaparak Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’i paylaşma planlarına karşı önemli ve etkili bir atak yapmıştı. Şimdi de Kıbrıs’ta Geçitkale Hava Alanına insansız hava araçlarını (İHA) konuşlandırarak hem Rumlara misilleme yapmış hem de İHA’ları silahlandırabilme kabiliyeti ile bölgede stratejik yeni bir atağı da başlatmıştır.

Aslında bu önemli atakların, KKTC’de Sn. Ersin TATAR’ın başbakanlık döneminin hemen ardından, Türkiye ile çok daha ileri seviyede yakın bir işbirliğinin katkısı olduğunu değerlendiriyorum. Ve bu yakın işbirliğinin, KKTC’nin elektrik ihtiyacının Türkiye’den karşılanması ve Kapalı Maraş’ın iskana açılması projelerini de hızlandırıp kısa sürede hayata geçirmesine büyük ivme kazandıracağını da değerlendiriyorum.

Kendi ayakları üzerinde, güçlü ve refah içindeki KKTC; büyük Türk Milletinin Mavi Vatanı sahiplenme ve koruma azminin açık ilanı değil mi?




Değerli okurlarım, Türkiye Emekli Subaylar ve Kıbrıs Gazileri İstanbul teşkilatları olarak, Kıbrıs’ta Rumların soydaşlarımızı yok etmek için 21 Aralık 1963’te başlattıkları, tarihe KANLI NOEL olarak geçen katliamı her yıl Aralık ayı son haftasında sizlerle birlikte anmaktayız.

Bu yıl da KANLI NOEL’i 56ncı yılında Kadıköy’de Kozzy Kültür Merkezinde 26 Aralık Perşembe günü 13.00 - 17.00 saatleri arasında anacağız.

Programı KKTC Başbakanı Sayın Ersin TATAR’da katılımları ile şereflendirecektir.

Program saat 13:00’te Türkiye Emekli Subaylar Derneği İstanbul Koordinatörü E.J.Tuğg. Ümit YILMAZ’ın açış konuşması ile başlayacak. Ardından benimle birlikte Mücahitler Derneği Genel Sekreteri Çetin SEREZ ve TMT Mücahitler Derneği Gençlik Kolu Başkanı Veli Koreli’den KANLI NOEL anıları ile görüşler dile getirilecek. Bilahare E.Tümg. Cem GÜRSENİZ Mavi Vatan’daki son gelişmeleri sunacaktır.

Etkinliğin şeref konuğu KKTC Başbakanı Sn. Ersin TATAR’ın konuşmaları, Sayın Başbakanın emirlerine maruzdur.

Konuşmaların ardından TESUD TSM Korosu, Kıbrıs Gazisi E.Hv.Plt.Kur.Alb. Aydın ALAGAŞ yönetiminde Kıbrıs Türklerinin de yer aldığı, günün anlamına uygun eserlerden oluşan bir program sunacaktır.

Etkinliğe halkımız davetlidir.

Kıbrıs’ta KANLI NOEL’e başlayıp 11 yıl süren bu efsane direnişin yiğit ve kahraman mücahit ve mücahidelerini büyük bir saygı ile anıyor, yiğit ve kahraman şehitlerimizle ebediyete intikal eden yiğit ve kahraman mücahit ve mücahidelerimize Ulu Tanrı’dan rahmet diliyorum.

Ruhları şad, mekanları cennet olsun.